UNESCO tarafından 2021 yılının Ahi Evran-ı Veli ve Hacı Bektaş-ı Veli yılı ilan edilmesi nedeniyle…

PİR AHİ EVRAN-I VELİ İLE HÜNKÂR HACI BEKTAŞ-I VELİ MUTLAKA KUCAKLAŞTIRILMALIDIR
    
Kırşehir demokrasi yolunda çok çileler çekti. Pir Ahi Evran-ı Veli ile Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli et tırnak misaliydiler. Ayrılırlar mıydı hiç birbirlerinden? Onlar da bu acımasızlıklara kurban gittiler. 
Oysa onlar “İncinsen de incitme” diyen bir gelenekten geliyorlardı.
Aradan bilmem ne kadar zaman geçti?
Ahi Evran-ı Veli ile Hacı Bektaş-ı Veli’nin gözyaşları dinmedi. 
Zaman zaman vatansever, yurtsever, memleket sever hemşehrilerimiz çıktı. Kırşehir’le Hacıbektaş’ı birleştirip kucaklaştırıp, akan gözyaşlarını dindirmek istediler. Ama Ahilikten, Bektaşilik geleneklerinden bihaber siyasetçiler bu işe hep çomak soktular ve akan gözyaşlarını dindiremediler.
Ben 70 yaşında bir gazeteci olarak çok iyi biliyorum ki Hacıbektaş Kırşehir’in köklü bir ilçesiydi. “Nevşehir” diye daha ortada bir il yokken, Nevşehir Niğde’ye bağlıyken, Nevşehir’den Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’a giden bir Nevşehirli heyetinin, “Efendim Niğde bize uzak, bizi Kırşehir’e bağlayın” istekleri anlatılır. 
Celâl Bayar, Nevşehirlilerin bu isteklerine, “Siz ne diyorsunuz? Hadi memleketinize. Biz Kırşehir’i ilçe yapacağız. Onlar Demokrat Parti’ye oy vermiyorlar! Sizi, yani Nevşehir’i il yapacağız, Kırşehir’i size bağlayacağız” diyerek acımasız sözleriyle Kırşehirlileri derinden yaralamıştı. 
Kırşehirlilerin suçu neydi? 
Oysa Kırşehir, Orta Anadolu’nun tarih ve kültür şehri, Ahi Evran-ı Veli’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin koyun koyuna yattığı; Neşet Ertaşların, Şemsi Yastımanların, Muharrem Ertaşların, Aşık Saidlerin, Refik Başaranların kentiydi…
Oyunu namus bilen, oyunu satmayan, yalpalamayan, dik duran, onurlu insanların oymağı, Türkmen şehri Kırşehir…
Osmanlı Devleti’nin kurtuluş temellerini atan Şeyh Edebali’nin doğduğu şehrin insanlarını boğazlanıp cezalandırılıp il iken ilçeliğe düşürüp koyun koyuna aynı topraklarda yatan Ahi Evran-ı Veli ile Hacı Bektaş-ı Veli’yi ayırmak hadlerine miydi?
Geçtiğimiz günlerde Hacıbektaş Belediye Başkanı, güzel insan Yoldaş Altıok bir toplantıda demiş ki: “Kırşehir bizim eski ilçemiz, biz tekrar Kırşehir’e bağlanmak istiyoruz.”
Bunu duyan Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz, “Haddini bil Altıok! Çok istiyorsan sen gidip Kırşehir’e yerleşebilirsin. 7 ilçemiz ve il merkezimizle sevdamız Nevşehir’dir” demiş.
Hacıbektaş Belediye Başkanı’nın sözlerine destek veren Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu da, AK Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün “Haddini Bil Altıok. Çok istiyorsan, sen gidip Kırşehir’e yerleşebilirsin” sözlerini değerlendirdi.
Hacıbektaş’ın Kırşehir’e bağlanma isteği konusunda söz söylemesi gerek birileri varsa bunların Hacıbektaş ve Kırşehir halkı olduğunu, hiç kimsenin aldığı siyasi icazetle had bildiremeyeceğini belirten Başkan Ekicioğlu, “Hacıbektaş ile Kırşehir halkı bir bütündür. 1954’te Kırşehir’i ilçe yapan dönemin Başbakanı Adnan Menderes bile Kırşehir’i ilçe yapmasının fahiş bir hata olduğunu kabul etmiştir. Kırşehir 1957’de yeniden il yapılsa da eski ilçeleri Avanos, Hacıbektaş ve Kozaklı’yı kaybetmiştir. 12 Haziran 1957 tarihinde çıkartılan 7001 sayılı kanunla yeniden il yapılan Kırşehir’in, tarihsel kültürel olarak adeta et-tırnak olduğu Hacıbektaş ile arasına fiilen yapay bir sınır çizilmiştir. 9 Temmuz 2021 Cuma günü, Hacıbektaş Belediye Başkanımız Arif Yoldaş Altıok'un daveti üzerine CHP Parti Meclisi Üyesi Yaşar Seyman’la birlikte Hacıbektaş Serçeşme Parkı ve Sosyal Tesislerinin devir teslim törenine katılarak gerek Hacıbektaş ve gerekse de Kırşehir halkının tarihten gelen özlem ve beklentilerini yine Hacıbektaşlılar ve Kırşehirliler adına dile getirmiştik. Törende konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanımız Arif Yoldaş Altıok, Hacıbektaş halkından aldıkları destekle 'Kırşehir bizim eski ilimiz. İnşallah bir gün ilerleyen zamanlarda tekrar Kırşehir'e kavuşacağız.’ diyerek bu özlemin altını çizmişti. Kırşehir Belediye Başkanı olarak biz de Kırşehir halkından aldığımız destekle diyoruz ki, 1954 yılında bize oy vermedi diye Kırşehir'i ilçe yapıp, Avanos ve Hacıbektaş'ı il yaptıkları Nevşehir'e bağladılar. Demokrasi Gazisi bir kentin Belediye Başkanıyız. Ne kadar kâğıt üzerinde çizerek bölseler de Hacıbektaş ile Kırşehir bir bütündür. Biz de bu bağlamda Hacıbektaş'ın sorunlarını her platformda gündeme taşıyoruz. 31 Mart'taki seçimlerde Türkiye'nin kaderi değişti. Bu değişim aslında geleceğin Türkiye’sinin değişiminin habercisiydi. Bunu da canlarla, dostlarla, arkadaşlarla; paylaşmayı ve kardeşliği tüm Türkiye’ye göstereceğiz. 1954'te incindik ama hiç incitmedik. Bunun için bu mücadeleye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Cumhuriyete borcumuzu ödüyoruz. Bizden sonraki kuşaklara daha güzel bir Türkiye bırakmak için bedel ödenecekse yöneticiler olarak ödemeye de her zaman hazırız. Genel Başkanımıza yapılan saldırıları görüyorsunuz. Ama o bir dirhem geri adım atmıyor, biz de geri adım atmayacağız. Bunun için mücadelemize devam edeceğiz. Bu tarihsel-toplumsal ve siyasi bir gerçektir ve üstü örtülemez. Hacıbektaş Belediye Başkanımız Arif Yoldaş Altıok'un ve Kırşehir Belediye Başkanı olarak şahsımız Hacıbektaş halkıyla Kırşehir halkı arasındaki hasretin mutlaka sona ereceğine vurgu yapmamızın TBMM kulislerinde ve toplum tarafından konuşulmaya başlamasının ardından AK Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ‘Haddini Bil Altıok. Çok istiyorsan, sen gidip Kırşehir’e yerleşebilirsin!’ şeklinde haddini aşan, milletvekili olma sorumluluğunun nezaketinden, üslubundan uzak bir şekilde ve en önemlisi de Hacıbektaş halkının beklenti ve taleplerini adeta hiçe sayarak kendince ‘had bildirme’ yolunu seçmiştir.  Siyasi tarihimizde bir kutuplaştırma ve ötekileştirme biçimi olarak bu tür açıklamalar ne yazık ki bugün de hâlâ karşımıza çıkmaktadır. Tıpkı şimdilerde Kırşehir’de toplumsal ve kurumsal bir mutabakatla eski Valilik Binası yerine başlatılan yeni Valilik binası inşaatının yükselme aşamasında (yine seçimlerin Ak Parti tarafından kaybedilmesinin ardından) durdurularak anlamsız bir şekilde KYK’ya devredilmesi de yine yukarıda bahsedilen “cezalandırma” biçimine bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Kırşehir’in il iken ilçe yapılması ve Hacıbektaş’ın Kırşehir’den koparılması Türk demokrasi ve siyasi tarihinin bir yüz karasıdır.  Bunu yapanlar kendilerine oy vermediği için siyasi kin ve husumetlerini ne yazık ki halkın kendilerine verdiği iktidar olanaklarını kötüye kullanarak Kırşehir’i ilçe yapmışlar ve siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçmişlerdir. Temmuz 1957’de Kırşehirlilerin böylesi bir haksızlığın düzeltilmesi için gösterdiği çabalar sonucu CHP Gurubunun ve İsmet İnönü’nün desteği ile yeniden il yapılan Kırşehir’imiz eski ilçelerinden Avanos, Hacıbektaş ve Kozaklı’yı kaybetmiştir. 12 Haziran 1957 tarihinde çıkartılan 7001 sayılı kanunla yeniden il yapılan Kırşehir’in, tarihsel kültürel olarak adeta et-tırnak olduğu Hacıbektaş ile arasına fiilen yapay bir sınır çizilmiştir. Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi Evran, Âşık Paşa, Tapduk Emre, Yunus Emre, Şeyh Edebali gibi büyük bir coğrafyaya nüfuz edebilmiş Anadolu Türk Erenlerinin yetiştiği eski ve köklü bir vilayeti ve bölgeyi ayrıştırma düşmanlığı olarak ta tarihsel kayıtlarda yerini almıştır. UNESCO tarafından 2021 yılının Ahi Evran Yılı, Hacıbektaş Yılı ve Yunus Emre yılı ilan edilmesi bu toplumsal, coğrafi ve duygu birliğinin altını Uluslararası alanda dahi bir kez daha kalın çizgilerle çizilmesine rağmen Saraydan el alanların halkın destek ve onayını alanların sözlerine ve hem Hacıbektaş hem de Kırşehir halkının haklı taleplerine uygun olmayan bir üslupla siyaseten saldırıda bulunmaları asla kabul edilemez bir tutumdur. Merhum Adnan Menderes Kırşehir’i niçin ve hangi sebeple cezalandırdıklarını mecliste açıklarken “Türkiye’nin hiçbir vilayetinde yüzde 3’ten fazla oy alamayan bir partiye mensup milletvekilini, iki seçimde de seçen Kırşehir’in siyasi ve içtimai bünye itibariyle anormallik göstermekte olduğunu inkâr etmek mümkün değildir, biz açık konuşuruz” derken sonradan yargılandığı Yüksek Adalet Divanı’nda pişmanlığını dile getirip ‘Kırşehir'i neden ilçe yaptınız?’ sorusuna ‘Fahiş bir hataydı’ diyerek yaptıkları hatayı savunamaz olmuştur. Demokrasi gazisi Kırşehir’in Belediye Başkanı olarak göreve gelir gelmez Belediye Meclisi kararıyla Hacıbektaş’ı ‘kardeş belediye’ ilan edilmesini sağlayarak bu eski ilçemizle gönül ve kültür köprüsünün geleceği adına iyi bir zemin oluşturmayı amaçladık. Bu kardeşlik aynı dönemde Kırşehir coğrafyasında yaşamış ve kara gün dostlukları bulunan Ahi Evran ile Hacı Bektaşi Veli’nin ve de Yunus Emre ile Toptuk Emre’nin de gönül köprüsünün kendisi olup, bunun Hacıbektaş Belediye Başkanımız tarafından dillendirilmiş olması iktidar partisi milletvekilin diliyle ‘haddini bilmezlik’ değil son derece doğal ve halkın beklentilerini dillendiren bir tutumdur. Bu konuda bir söz söylemesi gereken varsa o da Hacıbektaş ve Kırşehir halkıdır; aldıkları siyasi icazetlerle ‘had bildirme’ yolunu seçenlerin değil!”
Şimdi düşünüyorum da Aşık Said’le, Refik Başaran aynı dönemin üstatlarıydı. Onlar Kırşehirliydi. Yazıp söyledikleri Kırşehir ve yöresine ait türkü, bozlak ve ağıtlardı. Bugünkü yeni yetmeler ne bir Aşık Said’i, ne de, Refik Başaran’ı bilmez. Şimdi birisinin anıtı doğduğu Ürgüp’te, diğerinin ki Toklumen’de…
Nevşehirlilerin şimdi adını mahalle cadde ve sokaklara verdikleri Prof. Dr. Ragıp Üner’i Nevşehir’de kaç kişi tanır. O da iyi bir Kırşehirliydi.
31 Ağustos 1994 tarihinde kaybettiğimiz bir tıp profesörü olan Prof. Dr. Ragıp Üner, 1960’lı yıllardan sonra kurulan ana muhalefetteki Süleyman Demirel hükûmetinde İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı yapmıştı. Ankara’daki Konya Sokak girişindeki apartmanın birinci katındaki dairesi Kırşehirlilerle dolar taşardı. 
1969 yılında Prof. Dr. Ragıp Üner’in de katıldığı bir toplantı yapılır. Bu toplantıda Prof. Dr. Ragıp Üner, “Karagüllü kardeşim, Ahi Evran’la Hacı Bektaş-ı Veli’yi ayırmayalım. Aynı tarihlerde analım ve beraber görkemli bir bayram yapalım. Biz Hacıbektaşlılar şimdi yeni ilimiz Nevşehir’e ısınmaya çalışıyoruz. Ama her insan gibi, ana kucağından Hacıbektaş’ı koparırsak da Kırşehir’den kopamazlar. Biz birleştirmeye müsait olmayan siyasi ortamlar nedeniyle başaramadım. Bu bende uhdedir. İçimde yanan bir alevdir. Ama müsterih olmak istiyorum ki bir gün genç siyasetçiler, büyüklerinin kurban ettikleri Ahi Evran-ı Veli ile Hacı Bektaş-ı Veli’yi kucaklaştırıp, akan gözyaşlarını dindirecekler” diyor. 
Bu anlamlı konuşmayı yapan bu insan, büyük bir milliyetçiydi, Atatürkçüydü, demokrattı. 
Toplantıda “Ahi Baba” Mustafa Karagüllü, Hacıbektaş Belediye Başkanı Adalet Partili Dede Aslan, Hacıbektaş Müzesi Müdürü Ali Sümer, Kırşehir Eski Belediye Başkanı Refik Soykut ve diğer bazı Kırşehirliler vardı 
Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenlerinin başlatıldığı tarih olarak da 16 Ağustos belirleniyor. Zira bölgede üzüm ve meyve hasadı başlıyor. Hemen ertesi yıl Eylül ayında da Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenleri başlatılıyor.
Bütün bu siyasi çalkantılı yılların yaşandığı yıllarda Kırşehir; Demokrat Parti’ye oy vermediği için devrin iktidarı tarafından cezalandırılıp, ilçeliğe düşürüldü. Çiçekdağı Yozgat’a, Kaman Ankara’ya, Mucur, Hacıbektaş, Kozaklı, Avanos’la birlikte Kırşehir, Nevşehir’e bağlanarak, dünya tarihinde, Türk demokrasi tarihinde bir ilk yaşandı. Ama bu acıları yaşatanların sonları da hüsranla bitti. Bunları yazıp rencide etmek istemiyorum.
1954’te ilçeliğe indirilen Kırşehir üç yıl sonra 1957’de tekrar il haline getirildiğinde Kozaklı, Hacıbektaş, Avanos’u kaybetmişti. 
70 yıla yakındır Kırşehirlilerin ve Hacıbektaşlıların gözyaşları dinmedi. Pir Ahi Evran-ı Veli ile Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli’nin de gözyaşları hâlâ akıyordur sanırım. 
Peki bu acı böyle sürüp gitmeli mi?
Ne yapılmalı o zaman?
Birazcık inancı olanların, birazcık vicdanları olanların bu duruma son vermeleri gerekiyor. Tarih onları şükranla ve saygıyla anacaktır.
Ak Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz, “haddini bil Altıok” demiş ya, ben bu genç milletvekiline, belediye başkanlarına diyorum ki gelin eteğinizdeki taşı dökün, büyüklerinizin yapamadığını siz yapın. Ahi Evran-ı Veli ile Hacı Bektaş-ı Veli’yi birleştirip, kucaklaştırın. Bu işi başarırsanız Allah sizi yedi cihanda mutlu ve başarılı kılar…
Görüyorsunuz, Hacıbektaş hiçbir zaman göç almıyor, büyümüyor, küçülüyor, köy konumunda. Hacıbektaş hiçbir zaman hizmet alamadı. Hacıbektaş’ın köyleri kaderine terk edilmiş durumunuz görmüş olacak ki buraya da. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hacıbektaş’ın bu acınacak durumuna el atmış, yollarını, kaldırımlarını yapıyor. Bunlardan da mı ders çıkarmıyorsunuz? 
Artık nefesimiz tükendi. Gözlerimizde yaş kalmadı, aktı gitti. Son bir kere daha söylüyorum Pir Ahi Evran-ı Veli Hazretleri ile Hünkâr Hacı Bektaş’ı Veli’yi kucaklaştırın artık. Dinsin artık bu gözyaşı, dinsin artık bu özlem.
Açıkgözlülük yaparak, geçmişi inkâr ederek bir yere varamazsınız!..