2021 Kasım ayı, Ülkemiz için orman yetiştirmek için en ideal aydır. Televizyonlar haberlerinde, başta Kırıkkale Orman Müdürlüğü olmak üzere pek çok kamu kurumları, özel kurumlar fidanları ve ağaç tohumlarını bu ayda toprakla buluşturdular. Okul Müdürlerimiz de bu konuda çalıştılar. Ben orman mühendisi, teknikeri, orman çalışanı değilim. Ancak fidan dikimi olsun, tohum ekimi olsun, çok çalışmalarım, çok çabalarım oldu. Kasım ayı gerçekten, fidan yetiştirme ve orman yetiştirme açısından insanı umutlandırıyor. İnsanı sevindiriyor.
Sözüme başlarken Orman Müdürlerimiz ve orman yetiştirme konusunda çalışanlara çok teşekkürler ediyorum. Diyorum ki bundan sonraki senelerde de hem kendileri, hem de toplumuza önderlik yapmalarını söylüyorum.
Değerli okuyucular, fidan dikme, tohum ekme konusunda yaşadığım olaylardan bahsedeceğim. Torunlarım var. Onları pikniğe götürdüğüm zaman, ilk yaptığım çalışma, onları bu konuda eğitmek olur. Örneğin çam kozalakları buldururum. Arabamın arkasında küçük çapa keserim var. Çocukların kullanabileceği büyüklükte. Bu keserle, yumuşak yerleri görmeye çalışırım. Keserle torunlarımın bir keser ağzı kadar toprağı kazmalarını yaptırım. Kozalağın burnu yukarı bakacak şekilde toprağa kuylatırım. Üzerini çiğnemesini yaptırırım. Nisan ve Mayıs aylarında bu tohumların yeşereceğini ve burada fidan olarak büyüyeceğini anlatırım. Şunu söyleyim. Torunlarımla ne zaman kırlara gitsem, onların ilk işi kozalak bulmak ve kozalakları kazdığı topraklara kuylamak oluyor.
Bir köyde öğretmenim. Köyün orta yerinde bir kavaklık var. Başkaca dikili ağaç yok. O zamanlarda okul müdürüyüm. İlimizde de Orman Fidanlığı var. Fidanlık müdürlüğüne resmi bir yazı yazdım. 250 tane akasya fidanı istedim. Nisan ayında, fidanlıktan, istediğim sayıda fidan vereceklerini bildirdiler. Köyden pazara giden minibüsle gittim. Pazar dönüşü fidanlıktan 250 fidanı aldım. Fidanların 125 tanesini öğrencilerime verdim. Evlerinin önünde bir yere dikmelerini söyledim. Diktiler. Ben de okulda öğretmenlerim de vardı. Onların desteği ile fidanları okulun önünden geçen yol boyuna diktik. Hani kavak dikili bir bahçe var demiştim ya. Kavakların sahibi kavakları sattı. Yerine tekrar kavak fidanları dikti. Dikilen fidanların tutmayanları oldu. Sahibinden kuruyan fidanları kazık yapmak için istedim. Verdi. Okulun önüne diktiğim akasyaların etrafına üçer üçer kazık çaktım. Öğrencilerle topladığımız tenekelerden boru yaptık. Kazıklardan yaralanarak korumasını yaptık.
Kendi köyümde dört dönüm kadar üzüm bağımız vardı. Bağın kırk sene üzümünü yedik. Her yıl bir tondan fazla üzümümüz olurdu. 2000 yıllarına doğru omcalarım hastalandı. Bağ kurudu. Ben de omcaların yerine ne dikeyim diye düşünüyorum. Çevreye baktım. Kıraç yerlerde, bizim köyde, badem ve kayısı ağaçları var. Pazardan badem ve kayısı ve ceviz çekirdekleri aldım. Kasım ayında dört dönüm alana çekirdeklerimi diktim. Bahar geldi. Bakmaya gittim. Diktiğim tüm çekirdekler çıkmış. Haziran ayına doğru gittim. Hepsinin etrafına yalak yaptım. Hem toprağı yumuşattım. Hem de yağan yağmur sular fidanların dibinde kalsın diye. Şimdi bile gidebilir ve benim diktiğim bin yanlış anlamayın bin tane badem fidanımı görebilirsiniz.
Sizi fazla yomayım. Yahşihan- Hacılar diye bir arazisi var. Orada benim bir arsam var. Yahşihan belediyesinde çalışan arkadaşım var. Haritaya bakarken, haritada belediye parkı olarak ayrılmış bir dere yamacı var. İşte buraya da tohumdan fidan yetiştirmeyi hedefledim. Pazardan badem, zerdali ve ceviz çekirdekleri aldım. Kasım ayında iki üç gün bu yere gittim. Çekirdeklerimi diktim. Bahar oldu. Bakmaya gittim. Dört dönüm kadar bir alan. Buradaki çekirdeklerimin hepsi de çıkmış. Haziran ayında tüm çıkan fidanların dibini yumuşattım. Yalaklarını yaptım. Bu konuyu Şeker Dede’ye ve Rahmetli Doğan Kandemir’e de gösterdim. Hatta Doğan Bey “ASIM’IN BAHÇESİ” diye, İl Gazetesinde yazı bile yazdı.
Son sözüm olsun. Bir sıcak günde buradaki fidanların dibini bellemeye çalışıyorum. Bir motosikletli genç geldi. Selamlaştık. “Burası senin mi dedi?” Benim değil dedim. O da bana” “sende de hiç akıl yokmuş” dedi. Bak bu sözün doğru. Yine de fidanları büyütmeye çalışıyorum dedim. Kasım ayının fidan yetiştirmek için doğru olduğunu bizzat yaşadım. Gördüm. Bilinsin istedim.