Kış sert ve soğuk geçiren Kırşehir’de bugünlerde havaların ısındığını ve baharın iyiden iyiye hissedildiğini öğreniyorum dostlarımdan… Birkaç aydır yurt dışındayım. Memleketim Kırşehir’de bazı dostlarımın ve arkadaşlarımın vefat ederek aramızdan ayrıldı.

Kış sert ve soğuk geçiren Kırşehir’de bugünlerde havaların ısındığını ve baharın iyiden iyiye hissedildiğini öğreniyorum dostlarımdan…
Birkaç aydır yurt dışındayım. Memleketim Kırşehir’de bazı dostlarımın ve arkadaşlarımın vefat ederek aramızdan ayrıldı. Tabi ki üzgünüm.
Kırşehir’de ne oluyor, neler bitiyor gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”de takip ederken, bu hafta sonunda Başbakanımızın Kırşehir’e geleceğini öğrendim.
Şimdi Kırşehir’deki hemşehrilerim gibi ülkemizin gündeminde 16 Nisan’da yapılacak referandum var.
Bütün problemlerin biteceğine, referanduma ümit bağlayan talihsiz vatandaş hayatını 180 derece değişecek olan 16 Nisan’a endekslemiş durumda.
Vatandaşın verdiği vergilerle köşe olan saygıdeğer milyoner iş adamımız, ortanca karıyla arası bozulurken, yerine yedekte bekleyen, kendi yaşına göre sübyan sayılacak yaştaki manitayı devreye sokarken, dizleri tutmayan ve yoksulluk içerisinde hayatı geçen vatandaş yine de ümidini yittirmeyerek 16 Nisan’a endekslenmiş durumda.
Anlı şanlı büyük ve turistik şehrimiz olan Antalya’da özel bir hastaneye acilen getirilen hastalara bütün tedavi yöntemlerinden netice alamayan hemşireler, ağır bakım ünitesinde belki faydası olur ümidiyle yatan hastalara, gurup kolbastısı oyunuyla seanslarına devam edip, onlarda bütün ümitlerini 16 Nisan’a bağlamış durumdalar.
Her gün iki marş bir oyunla eve dönen iktisat mezunu işsiz oğluna kızan baba, “Ulan kalın kafalı, eğer 16 Nisan’dan sonra da bu skora devam edersen sana bu kapıda ekmek yok, kendini Avrupa’ya at” diye oğluna gözdağı veriyor.
Trafikte makas atarak başkalarının hayatını makaslayan maganda sürücü, eceline yetişmenin kısa yolunu seçerken, 16 Nisan’dan sonra yolların hemen dört şerit olacağını hesaplayarak ümidini öbür dünyaya iteleyecek.
Sınırlarımızda eli Dolar ve Euro dolu çantayla bekleyen yabancı para babaları Türkiye’nin sıkıntıda olduğunu duyarak, para dolu bavulları meydana dökmek için 16 Nisan’ı bekliyor.
Yerlerde sürünen çiftçilere acıyan yabancı çiftçiler, meslektaşlarımız üşüyüp, üzülmesinler ve kuru yerde sürünmesinler diye çuvallara doldurdukları saman ve saplarla sınırlarda 16 Nisan’ı bekliyor.
Memleketin her köşesinde bereket fışkıracak, halk piknik ve mesire yerlerinde hoş vakit geçirecek ve tek tekçiler bedava alkolün tadına doyacakları 16 Nisan’dan sonraya iştahlarını saklıyorlar.
Gelir seviyesi yükselecek, kendiliğinde yükselmez ise mancınıkla yükseltilecek ve bir daha düşmeyeceğinin dönüm noktası olacak 16 Nisan. Eğitimde dibe vuran sistem içerisinde bir baltaya sap olamayan gençler, milletvekili hayalini 18´e çeken yasanın biraz daha aşağıya çekilmesinin daha yararlı olacağını ve meclis bahçesinde daha emniyetli çift kale maçlarının hayalini 16 Nisan’a bağlamanın heyecanıyla sokak oyunlarını bırakıp 16 Nisan’ı beklemeye başladılar.
Ekonomik sıkıntılar dolayısıyla pek isteyeni çıkmayan yaşı ilerlemiş genç kızlar, izdivaç programlarının iki veya üçe katlanarak artırılmasıyla daha çok alternatif damat adaylarını görme şansını 16 Nisan’a bağlamış bekliyorlar.
Bu kadar fazla beklenti, saflık derecesinin sınırı zorladığı düşünülse de, aşırı beklenti aklı çukura itelemek gibi bir beklenti olur.
Olsa kötü mü olur?
Elbet de iyi olur, hem de çok iyi olur. Fakat olsayla bulsa her zaman aynı çizgide birleşmiyor. Fakat dayı gibi dayın olursa bu iki düşünce hep aynı çizgide buluşuyor. Sihirbazlık ve cambazlıkla veya cambaza bak narasıyla köşelerini artıranda aynı ülkede yaşıyor. Herhalde onlarda 16 Nisan’ı bekliyor olmalı.
Şahsi menfaatlerini ülke menfaatlerinden önde tutan bazı siyasetçiler, meydanlarda halkı bölücü sloganlarla çok tehlikeli bir oyunun içine girdiklerinin farkında değil. Eğer canlı bir TV kanalında kim ve ne olduğu belli olmayan birileri, bir müsteşarı azarlıyor ve sırtını Reisicumhura dayadığını alenen ilan ediyorsa, sivil bir vatandaşa yapılabilecek davranışı artı siz hesaplayın. Fazlada denklem kurmayın, çünkü son zamanlarda yapılan hesabın sağlaması yok.