DSC_5259 copy

BUGÜN başka bir konu hakkında köşe yazısı hazırlamıştım. Anadolu’da “evdeki hesap çarşıya uymaz” veya “kul plan yapar, kader güler” derler.
İşte benim de hesabım çarşıya uymadı, planımı kader bozdu.
05.09.2016 tarihinde “Kırşehir Çiğdem” Gazetesinde spor muhabiri Salih Hançer kardeşimin hazırladığı yazı dizisini okuduğum an Kırşehirspor’da amatör olarak oynadığım dönemlerde benimde hocalığımı yapan, kendisini Kırşehir ve Kırşehirspor’a adamış, Kırşehir sevdalısı ağabeyimiz, hocamız Cemal Altunsaray’ın rahatsız olduğunu öğrendim.
Aynı gün akşam mesai saati bitiminden sonra “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi Spor Muhabiri Salih Hançer kardeşimle Cemal Hocamın ziyaretine gittim. Cemal hocamın bulunduğu odaya girdiğimizde elini dahi öpmeden “Bizim Osman gelmiş, Osman hoş geldin yavrum” demesine de şaşırdığımı belirtmek istiyorum. Çünkü Cemal hocamı yıllardır görmediğim için bizleri unutmuştur düşüncesindeydim.
Hocamın yanına oturduktan sonra rahatsız olduğunu, “Kırşehir Çiğdem” Gazetesinden öğrendiğimi ve hemen ziyarete geldiğimi, ancak daha öncelerden kendisin aramayarak, sormayarak, vefasızlık yaptığımdan dolayı özür dileyerek başladım Cemal Hocamla eski günlerden, anılardan, hatıralardan sohbet etmeye…
Sohbetimiz esnasında Cemal hocamın yürümede zorluk çektiğini onun dışın da hafızasının ve sağlığının yerinde olduğunu görmüş olmak beni ayrıca sevindirmişti. Çünkü bizler dünya da dahi yokken başından geçen olayları yaşadıklarını ve bizlerle beraber yaşadığı olayları aynen hatırlıyor ve anlatıyordu. Hem de Cemal Hocam’ın hafızası ve zekası otuz sene önce birilerinin söylemleriyle beni oynatmadığı için kulüp başkanı rahmetli Atalay Ülgen’e şikayet ettiğimi hatırlayacak kadar yerindeydi. Cemal Hocamla da öyle bir anımız olmuştu.
Cemal Altunsaray Hocamıza Kırşehirspor’u nasıl kurduklarını sorduğumuzda derin bir iç çektikten sonra başladı anlatmaya.
“Kırşehirspor’u 1969 yılında kurduk, köylere giderek buğday topladık, topladığımız buğdayları satarak Kırşehirspor’a futbolcu ve malzeme aldık, Kırşehirspor’da kurucu futbolcu olarak oynadım ve o günden itibaren Kırşehirspor’la iç içe oldum, özdeşleştim, varımı yoğumu Kırşehirspor için harcadım. Çok zor günler geçirdim. Kırşehirspor’da teknik direktörlük yaptığım dönemlerde futbolcuların kullanmış oldukları formaları, eşofmanları evime götürüp, eşime ve kızlarıma yıkatarak ütülettim, evimin bir odasını Kırşehirspor’un malzeme odası yaptım, çektiğim tüm sıkıntılara ailemle katlandım, en büyük desteği eşim ve çocuklarımdan aldım” dedi Cemal Hocam.
Cemal Hocam duygulu ve içten konuşmaya devam ederek “Kırşehirspor benim çocuğum gibidir, adeta ellerimde doğmuş ve büyümüştür. Ancak bırakın geçmişteki çektiğimiz sıkıntıları, oynayacak top, giyecek forma bulamadığımız günleri. Böylesine rahat ortamda, teknoloji devrinde, malzemelere, formalara kolayca ulaşılan, formaların, eşofmanların makinelerde yıkandığı, son derece modern tesislerin, antrenman sahaları dahi çim olduğu dönemlerde Kırşehirspor’un içine düşürüldüğü duruma üzülmekteyim. Biz antrenmanı toprak saha da yapar, maçları da toprak sahada oynardık. Düştüğümüz zaman derimiz soyulur, sakatlandığımızda günlerce, aylarca iyileşemezdik. Saha toprak olduğu için yağmur yağdığında çamur olur, maç topları da içerisine su aldığından ağırlaşır, kafa vurduğumuz zaman sersemlerdik. Onun için bu günler teknolojisiyle, sağlık alanıyla, tesisleriyle çok mükemmel günlerdir. Böyle günlerde Kırşehirspor’un içerisinde bulunduğu durum ve sahipsiz kalması beni üzmektedir. Üstelik Kırşehir’in şartları çok değişti, iş adamları sayısı arttı buna rağmen Kırşehirspor’un sahipsiz bırakılması beni derinden üzmektedir Kırşehirspor’un yeri bölgesel amatör lig değil üçüncü ve ikinci ligler olmalıdır. Diğer illerde bırakın il takımlarını ilçe ve semt takımlarının profesyonel liglerde oynarken Kırşehirspor’un bundan mahrum kalmasını bir türlü kabullenemediğini ve çok üzüldüğünü” söyledi.
Cemal hocam Kırşehir’e ve Kırşehirspor’a o kadar sevdalanmış ki gerek futbolculuğu, gerekse teknik direktörlüğü dönemlerinde kendisini başka il takımlarının istemesine rağmen Kırşehir sevgisinin Kırşehir dışına gitmesine izin vermediğini de özellikle söyledi.
Gazetede yazmamızı özellikle istediği bir anısını da şu şekilde anlattı Cemal hocam “Kırıkkalespor ile Kırıkkale’de maç yaptık, maçı 2 – 1 kaybettik, futbolu biz oynadık, sahayı rakibe dar ettik ama futbol adaletin olmadığı bir oyundur neticede biz yenildik. Maçtan sonra Kırıkkale’de olaylar çıktı, ortalık yandı, yıkıldı ama olayların bizimle alakası yoktu, Kırıkalespor ile kendi taraftarları arasındaydı. Biz maç bittikten sonra takım olarak otobüse bindik ve Kırşehir’e geldik. İşte bu maçın ardından o zaman ki yöneticilerimiz ve sayın valimiz oynadığımız futboldan ve gösterdiğimiz centilmenlikten dolayı bizlere iki yüz ellişer lira pirim verdiler. Bunu da şunun için anlattım. Kırşehirspor öylesine bir takımdı ki içeride ve dışarıda oynadığı her maçta yense de, yenilse de rakibinden üstün futbol oynar, sahayı rakibine dar, zevk verir, keyif verirdi” dedi.
Kırşehirspor dışındaki sohbetimizde de Cemal Altunsaray hocamın en çok üzüldüğü konu da insanların vefasız oluşuydu. “ Yıllarımı Kırşehir ve Kırşehirspor için harcadım, çok arkadaşımla birlikte futbol oynadım, çok sayıda genci de alt yapıdan yetiştirerek futbolcu yaptım, çok kişinin futboldan ekmek yemesine vesile oldum. Ancak bu arkadaşlarımdan, talebelerimden, dostum olduğunu söyleyenlerden bir Allah’ın kulu çıkıp ta evime ziyaretime gelmediler, halimi hatırımı sormadılar, bir bardak çayımı içmediler inanın insanların bu kadar vefasız olduğunu aklıma dahi getirmezdim ama gördüm ki insanlar gerçekten vefasızmış, bazen ben bu insanlara ne kötülük yaptım, kimin ekmeğiyle oynadım, kimin tavuğuna kiş dedim ki beni arayıp sormuyorlar diye kendi kendime sormuyor da değilim” diyerek sitemlerini de anlattı.
Cemal Altunsaray hocamla sohbetimiz çok akıcı geçti. Bir dokunduk, bin ah işittik. Ancak ziyaretin en iyisi en kısa olanıdır, hele bu ziyaret hasta ziyareti ise daha da kısa olmalıdır diyerek müsaade isteyip ziyaretimizi noktaladık.
Ziyaretimiz sırasında Cemal Hocamızı Kırşehirspor’un sahipsiz kalması, içine düşürüldüğü içler acısı durumu üzdüğü gibi, sağlığı yerindeyken hocam, ağabeyim, dostum diyenlerin, elinden tuttukları insanların vefasızlıklarına da çok üzdüğünü gördük.
Fakat burada Cemal Hocama insanlar öyle bir hal içerisinde ki tamamen iyi gün dostu olmuş, işi olduğu zaman arayıp soran, bencil , menfaatçi, çıkarcı, yalaka ve yalama oldular bu nedenle üzülmesine gerek yok diyor ve bir ozanın yıllar öncesinden “Zaman uçtu ucu kaldı, insan bitti p… kaldı “ sözünü hatırlatıyorum.
Kırşehir ve Kırşehirspor sevdalısı Cemal Altunsaray hocamıza, değerli büyüğümüze, ağabeyimize Allah’ta şifalar dilerken ilimizi yönetenlere, birlikte futbol oynadığı arkadaşlarına, hocalığını yaptığı futbolcu arkadaşlarına, tanıdığı herkese insanlık gereği, vefa örneği göstererek Cemal Hocamızı ziyaret etmelerini tavsiye ederken bir elçi olarak Kırşehirspor Başkanına ve Teknik Direktör Bekir Barış Cihan’a seslenerek sezon başlamadan önce takım halinde Cemal Hocamızı ziyaret ederek moral vermeniz, şifa dilemeniz Kırşehirspor’un şanına ve şerefine yakışan davranış olacaktır diyorum.