Teknolojinin gözünü seveyim. Teknoloji sayesinde nerede olursak olalım gazetemize yazılarımızı gönderiyoruz, eş dost akrabalarımızla anında haberleşiyor, görüntülü görüşebiliyoruz. Geçmişimize, çocukluk ve gençlik yıllarımıza baktığımızda Kırşehir’den Ankara’ya gönderdiğimiz mektuplar en az bir ayda giderdi. Hele asker mektuplarının yerine ulaşması aylar süren zaman alırdı.
Bugün bırakın Kırşehir’i Türkiye dışından da olsa rahatlıkla yazılarımızı yazabiliyor ve gönderebiliyoruz.
Kurban Bayramı münasebetiyle bayramın ikinci günü geldiğimiz Bursa’dan yazıyorum bu yazıyı. Tabi ki yazmadan önce Bursa’nın tarihi ve kültürel yerlerini gezdim. Buralarda gördüğüm manzara bana neyimiz eksikte biz bunları Kırşehir’de yapamıyoruz dedirtti. Ziyaret ettiğim, gezdiğim gördüğüm Osman Gazi’nin Türbesi, oğlu Orhan Gazi’nin Türbesi, Emir Sultan Türbesi, Yeşil Türbe, Ulu Cami yerli ve yabancı ziyaretçilerin, turistlerin akınına uğramış, iğne atsanız yere düşmez durumdaydı.
Tur şirketleri ziyaretçi getiriyor, rehberler anlatıyor, ziyaretçiler geziyor, öz çekim yapıyor, fotoğraf çektiriyorlar, videoya kayıt ediyorlar, çay bahçelerinde içeçek bir şeyler içiyorlar, lokantalarda yemek yiyorlar, otellerde kalıyorlar ve böylece Bursa esnafına maddi katkıda bulunuyorlar. Hal böyle olunca Bursa gelişiyor, ekonomik bakımdan güçleniyor, iş sahası çoğalıyor, göç alıyor.
Gördüğüm bu tablo karşısında biz neden Bursa’nın yaptığını Kırşehir’de yapamıyoruz demekten kendimi alamadım. Ağzımızı açtığımızda Ahiliğin başkenti, kültür şehri, Türk Dilinin Başkenti dediğimiz Kırşehir’de var olan tarihi ve kültürel değerlerimizi bir türlü tanıtamadık, turizme açamadık. Hemen yanı başımızdaki Nevşehir’e peri bacaları için gelen turistleri dahi Kırşehir’e getiremedik.
Bugün Nevşehir’e gelen yerli ve yabancı turistlerin yarısını, hatta dörtte birini Kırşehir’e getirebilsek Kırşehir’in tanıtımı için büyük hizmet yapmış oluruz. Yaşadıkları şehirlere, ülkelere giden turistler Kırşehir’i anlattığı zaman kademeli olarak ileri ki yıllar için gelen turist sayısında artış olur ve bu artışda Kırşehir’in tanıtımıyla birlikte turistlerin kalacağı oteller, yemek yiyecekleri lokantalar, alış veriş yapacakları diğer esnaflarada büyük faydası olur.
Maalesef elimizde mevcut olan değerlerimizin tanıtımını bir türlü yapamadık. Çevrecilerin korkusundan Aşıkpaşa Türbesinin etrafındaki ağaçları kestiremedik, Ahmedi Gülşehri Türbesinin, Melik Gazi Cami ve Türbesinin, Kümbetaltı Mezarlığında bulunan Fatma Hatun Türbesinin, Süleyman Türkmani Türbesinin, Muhteem Hatun Türbesinin, Kaya Şeyhi Mezarlığında bulunan Kaya Şeyhi Türbesinin çevre düzenlemelerini, tanıtımlarını yapamadık. Karakurt şifahayi bir türlü aktif hale getiremedik. Elimizde mevcut olan jeotermalden istenildiği gibi yararlanamıyor, jeotermalle ısıtılan turistlik otel sayısını arttıramıyoruz.
Acaba neden ve niçin yapamıyoruz?
Nerede hata yapıyoruz?
Bursa elindeki tarihi ve kültürel değerlerin tanıtımını en iyi şekilde yaparak şehirin ekonomisine, gelişmesine katkı sağlarken biz neden yapamıyoruz?
Yanı başımızda bulunan Nevşehir’e yüzbinlerce turist gelerek, Sıcak su kalitesi Kırşehir’den düşük olmasına rağmen Kozaklı ilçesi yedi bine yaklaşan yatak kapasitesiyle lüks otellere sahip iken turistlik alanda bir çok imkana sahip Kırşehir bunu neden yapamıyor iyi araştırmalıyız. Bunu başaran şehirler nasıl yapıyorlar, bu şehirlere giderek araştırmalar yapmalıyız. Ancak biz bu araştırmaları, çalışmaları yaptık mı?
Maalesef hayır diyorum ama bu konuda geçmiş yıllarda görev yapan Sayın Valimiz Lütfullah Bilgin Kırşehir’i, sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri tanıtıcı kitaplar, büroşürler, afişler bastırarak büyük çalışmalar yapmış, Ankara, Kayseri karayoluna yaptırdığı büyük panolara astırdığı “ GÖK BİLİMLERİ MEDRESESİ CACABEY CAMİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ? AHİ EVRAN CAMİSİNİN VE TÜRESİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?” afişleriyle yoldan araçla giden insanların görmesini sağlamıştır.
Ama nedense son yıllarda bu ilan panoları amacı dışında kullanılmaya başlanmıştır.
Yine Kırşehir Kent Konseyi Genel Sekreterliği görevine başladıktan dört ay sonra hazırladığım dosyayı Sayın Valimiz Necati Şentük’e taktim ettim ve birlikte Kırşehir gezisi yaparak Kırşehir’in tarihi ve kültürel değerlerinin durumunu yerinde göstererek yapılması gerekenleri iletmiştik.
Ancak bu çalışmalar yeterli olmamakla birlikte birileride elini taşın altına koymalıdır. Diğer şehirler nasıl yapıyorsa yerinde görülmeli, görüşmeler yapılmalıdır. Bu konuda Kırşehir Sivil Toplum örgütlerine, ilgili resmi makamlara, siyasiler ve Sayın Valimize hatta Ahi Evran üniversitesine büyük işler düşmektedir.
Özellikle kurum müdürleri Kırşehir’in sorunlarını başta Sayın Valimiz olmak üzere siyasilere iletmekte çekinmemeli, suya sabuna dokunmalı günlerini gün etmekten, yüzeysel işlerle uğraşmaktan kurtulmalıdırlar. Çünkü tanıtımları yapıldığında gerçekten Kırşehir’i geliştirecek, esnafımıza gelir sağlayacak tarihi ve kültürel değerlerimize sahibiz.
Yeter ki niyetimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olsun…