Gündem

Neşet Ertaş’ın memleketi talana teslim edilemez!

Sol Parti Kırşehir İl Başkanı Şakir Şenol, Kırşehir’de gerçekleştirilmesi planlanan altın madeni çalışmalarına karşı tepki gösterdi.

Altın madeni çalışmalarına ilişkin Kırşehir için planlı bir yıkım projesi olduğunu ifade eden Sol Parti Kırşehir İl Başkanı Şakir Şenol, ÇED Raporu ve maden ruhsatları iptal edilmesi gerektiğini vurguladı. Başkan Şenol, Kırşehir ili Merkez ve Boztepe ilçeleri sınırları içerisinde Çimeli, Körpınar, Kırkpınar ve Çuğun köylerini doğrudan etkileyen, Defaş Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (KOÇ ve Fernas ortaklığı) tarafından yapılması planlanan altın madeni projesine ilişkin Nihai ÇED Raporu 1 Ocak 2026 tarihine kadar askıya çıkarıldığını duyurdu.

Altın madenine hayır diyen Başkan Şenol, “Bizler bu askı sürecinde açıkça söylüyoruz, bu proje Kırşehir için planlı bir yıkım projesidir. Altın madenciliği, ülkemizin başındaki en önemli belalardan biri haline gelmiştir. Ülkenin dört bir yanında benzer projelerle karşı karşıya kalınması, bunun münferit bir sorun değil, doğayı ve yaşamı hiçe sayan bütünlüklü bir tercih olduğunu açıkça göstermektedir.” dedi.

Şenol, “Bu proje Kırşehir için planlı bir yıkım projesidir. Neşet Ertaş’ın memleketi talana teslim edilemez” dedi.

“İliç’te Ne Olduysa, Kırşehir’de De O Olabilir”

Başkan Şenol, Erzincan İliç’te Şubat 2024’te yaşanan maden faciasını hatırlatarak, “İliç’te ne olduysa Kırşehir’de de olabilir. ÇED raporları kağıt üzerinde ‘ideal’, sahada ise felakete açık bir kurgu sunmaktadır” ifadelerini kullandı.

Bilimsel Raporların Uyarısı

Şenol’un aktardığı bilimsel veriler, projenin ciddi riskler taşıdığını ortaya koyuyor:

-Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdüğü alanlarda maden sahası kurulacak.

-Günlük su tüketimi bir ilçenin ihtiyacına eşdeğer olacak.

-Kapulukaya Barajı’ndan çekilecek su hattı Kırıkkale, Kırşehir ve Çorum’u olumsuz etkileyecek.

-Olası kirlilik Kılıçözü Çayı ve Kızılırmak üzerinden Ankara’ya kadar ulaşabilecek.

-Seyfe Gölü alt havzası ile hidrolik bağlantı nedeniyle gölün kirlenmesi kaçınılmaz olacak.

Bu, yalnızca yerel değil, bölgesel ve ulusal ölçekte bir halk sağlığı riskidir. Bu veriler ışığında, projenin yalnızca bir maden faaliyeti olmadığı tarımı, hayvancılığı, suyu, yaşam alanlarını ve bölgenin geleceğini tehdit eden çok yönlü bir yıkım projesi olduğu açıktır.

“Altın Madenciliğinde Kamu Yararı Yok”

Başkan Şenol, “Kırşehir, yalnızca bir maden sahası değildir. Burası Neşet Ertaş’ın memleketidir. Bozkırın sesi, toprağın dili, suyun hafızası bu coğrafyada yoğrulmuştur. Neşet Ertaş’ın türkülerindeki hüzün, direnç ve insanlık, bu topraklardan, bu bozkırdan, Seyfe Gölü havzasının ekolojik ve kültürel sürekliliğinden beslenmiştir. Seyfe Gölü yalnızca bir sulak alan değil bozkır ekosisteminin kalbidir, yüz binlerce kuşun yaşam alanıdır, Kırşehir’in iklimini, suyunu, toprağını var eden bir doğal dengedir.” dedi.

Başkan Şenol, altın madenciliğinin kamuya hiçbir yarar sağlamadığını belirterek, “Kazancı şirketlere, yıkımı halka bırakıyor. Devletin aldığı pay sadece yüzde 3. Bergama davalarında Danıştay, altın madenciliğinin kamu yararı taşımadığına hükmetmişti” sözlerini kullandı.

Neşet Ertaş’ın memleketi talana teslim edilemez!

Başkan Şenol, maden çalışmalarının bitmesinin ardından Kırşehir’e kimyasallar ile kirlenmiş topraklar, zehirli kimyasal atık dağları ve havuzları, kullanılamaz hale gelmiş tarım arazileri, kuruyan su kaynakları, göç etmek zorunda bırakılmış insanların kalacağını belirtti.

Son sözlerinin net olduğunu ifade eden Başkan Şenol, “Kırşehir İliç olmayacak! Neşet Ertaş’ın memleketi talana teslim edilemez! Tarım ve hayvancılıkla geçinen bir kentin geleceği, birkaç şirketin kar hırsına feda edilemez, Kırşehir gözden çıkarılamaz. ÇED Raporu ve maden ruhsatları iptal edilmelidir. Sol Parti olarak bu sürecin hukuki, bilimsel ve toplumsal takipçisi olacağız. Toprağımıza, suyumuza, kültürümüze ve Kırşehir’e sahip çıkacağız.” dedi.