Neşet Ertaş'ın kemiklerini sızlatmayın!..



Türkiye'de gündem toz duman...
Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan terör olayları ve her gün şehit polis ve askerlerimiz...
Sönen ocaklar, geride kalan gözü yaşlı analar, eşler, çocuklar...
Bir yandan ülkemizin hemen sınırında yaşanan savaşlar... Oradan ülkemize sığınan 3 milyonu bulan sığınmacılar ve bunların ülkemize getirdiği ekonomik yük ve her alanda getirdiği sosyal ve kültürel sorunlar...
Diğer yandan bütün sorunlarımız çözümlenmiş, her şey rayında imiş gibi gündemde olan başkanlık sistemi...
Bu da yetmedi dokunulmazlıkların kaldırılması...
Şimdi de Meclis Başkanı'nın konuşmasıyla başlayan laiklik tartışmaları...
Biz yine ülkemizin sorunlarını, tartışmalarını siyasetçilere bırakarak Kırşehir'e bir bakalım.
Kırşehir'de gerçekten seçilen iki Milletvekilimiz Mikâil Arslan ve Salih Çetinkaya ile, Belediye Başkanımız Yaşar Bahçeci ile, iktidar partisinin il Başkanı Mustafa Kendirli ile bunlarla birlikte çalışıp çabalayan Valimizle, daire müdürlerimizle, sivil toplum kuruluş başkanlarımızla Kırşehir’in bu dönem her alanda önemli hizmetler alacağına eminiz.
Birlik ve beraberliğin olduğu her yerde başarının olacağına da yürekten inananlardanım.
Bütün Kırşehirliler gibi benim inancım da bu yöndedir. İnşallah bu tablo bozulmaz. Bozmak isteyen, nifak sokmak isteyenlere fırsat verilmez.
İşte bu güzel tabloya bir de Ahi Evran Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya'nın da eklenmesi ile Kırşehir'de güzel gelişmeler yaşanmaya başladı. Tıp Fakültemizin yeni eğitim ve öğretim yılında öğrenci alması kararı çıktı. Kırşehir'e İslâmi İlimler Fakültesi, Kaman’a 4 yıllık Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu açılması kararı çıktı.
Yani her şey çok iyi gidiyor Kırşehir'de aman nazar değmesin diyoruz.
Ancak Ahi Evran Üniversitesi deyince bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Çünkü bu konuda çok sayıda eleştiri aldık. Bu eleştiride haklı bir eleştiri bence…
Malumunuz 12 Mayıs'ta Ahi Evran Üniversitemizde Mezuniyet töreni var.
Böyle mutlu bir günde bir de Uğur Işılak konseri konmuş.
Kim koymuş, niye koymuş anlayamadım gitti.
Türkiye’de her gün gelen şehitlerimiz nedeniyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi önemli bir bayramımızda tüm eğlence ve konserler iptal edilirken, Ahi Evran Üniversitemizde böyle bir konser programının düzenlenmesi uygun mu?
Uygunsa niye Uğur Işılak?
Bir televizyon programına katılarak Kırşehirimizin yetiştirdiği büyük saz ve söz ustası, ozan, bozlakçı Neşet Ertaş’a dil uzatan Uğur Işılak, “Neşet Ertaş sadece türkü okuyan bir adamdı. Türkiye’nin etlisine, sütlüsüne karışmazdı. O sadece mahalli manada türkü söyleyen bir adam olduğu için tam ozanlık kelimesiyle örtüşmüyor!” dediğini biz unutmadık, Kırşehirliler, onu seven Türkiye’de hiç kimse unutmadı.
Başka iller Uğur Işılak’ı çok sevebilirler, onu konserlerine davet edebilirler. Ama Kırşehir’in yetiştirdiği büyük ozanımıza dil uzatan birini Kırşehirliler, Kırşehir’de hiçbir konserde görmek istemezler.
Neşet Ertaş’ın yeri doldurulamaz bir sanatçı olduğunu, ancak onu bilenler, tanıyanlar anlar, Uğur Işılak gibileri değil.
Yılların eskitemediği sanatçılardan Belkis Akkale, Işılak’ın sözlerini değerlendirirken, bakın ne söylemişti:
"Etliye sütlüye karışmazdı diyerek ayrım yapmak o kadar anlamsız ki... Her ozanın ayrı bir yolu vardır. Aşık Mahsuni Şerif yüzyılın ozanıdır, toplumun her kesiminin sorununu dile getirmiştir. Aynı şekilde Neşet Ertaş da ozandır ve verdiği mesajları ve çizgisini geniş kitlelere taşımıştır.”
Yine yılların sanatçısı Sabahat Akkiraz da bakın bu sözlere ne demişti:
“Uğur Işılak, Neşet Ertaş hakkında fikir beyan edecek bir müzisyen değildir. Usta birisine söz söyleyebilmeniz için sizin de usta olmanız gerekir. Neşet Ertaş, barış dolu mesajlar vermiş önemli bir ozandır. Etliye sütlüye karışırdı, siyasi yönü olan bir insandı. Başbakan'ın sanatçılar ile olan toplantısına katılması da buna örnektir.”
Yine Neşet Ertaş’ın vefatından önce kitabını hazırlayan, onu yakından tanıyan Erol Parlak, “Ben, Ertaş'ın hayatını anlatan bir kitap yazdım. Ozan-aşık Neşet Ertaş hakkındaki bu düşünceyi; bilgiden yoksun, derinlikten uzak talihsiz bir açıklama ve ticari bir hamle olarak görüyorum. Sanatın yozlaştığı ve ozanlık kavramının zorda olduğu günümüzde yeni simalara düşen; birkaç yüzyılda bir yetişen Neşet Ertaş gibi şahsiyetleri anlamaktır” diyor.
Neşet Ertaş’a 2006 yılında TBMM tarafından Üstün Hizmet Ödülü verilmesinin dışında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO da 2010 yılında Neşet Ertaş'ı ''Yaşayan İnsan Hazinesi'' olarak ilan etti.
Sevgili Uğur Işılak, Neşet Ertaş’ın saymakla bitiremeyeceğimiz üstün özelliklerinin hepsini göz ardı edebilirsin, UNESCO’nun “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan ettiği Neşet Ertaş’ın bu vasfına bari saygılı ol.
Neşet Ertaş değil hükümet için şarkı söylemek, kendisine teklif edilen devlet sanatçısı unvanını bile geri çevirmiş, halkın sanatçısıydı.
Neşet Ertaş'ın adı bu topraklarda yüzyıllarca kalır belki ama, Uğur Işılak'ı kimse hatırlamayacak kim bilir…
Merhum Neşet Ertaş için "Halk ozanı değildir, mahalli bir sanatçıdır" ifadelerini kullanan Uğur Işılak’ın Kırşehir e gelerek konser vermesini Kırşehirliler istemiyor.
Çünkü belki bu konserde nahoş ve üzücü olaylar çıkabilir. Bu da bir barış kenti olan Kırşehir’e üniversitemize zarar verir.
Uğur Işıklak Bağbaşı Mezarlığı’nda yatan Neşet Ertaş’ın mezarına sadece 500 metre uzaklıktaki Ahi Evran Üniversitesi’ne gelecek, Kırşehirlilere ve öğrencilere konser verecek!
Ne olur o zaman biliyor musun. Neşet Ertaş’ın kemikleri sızlar.
Özetle, Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya’nın, Mezuniyet Töreni’ne Uğur Işılak’ın davet etmesine anlam veremiyoruz.
Rektörümüz yeni. O Uğur Işılak’ın Neşet Ertaş’la ilgili açıklamalarını bilmeyebilir. Ama onun ekibi, üniversite yönetimi, üniversitedeki akademisyenler de mi bilmiyor? Neden Rektörümüzü bu konuda uyarmadılar?
Biz Rektörümüzün çalışkan ve dürüst olduğunu, Kırşehir’i ve Neşet Ertaş’ı çok sevdiğini biliyoruz. Bu nedenle Rektörümüzün Uğur Işılak’ın Kırşehir konserini iptal etmesini bekliyoruz.
Ayrıca tüm Türkiye’de 23 Nisan kutlamaları şehitlerimiz nedeniyle iptal edilirken, Kırşehir’de böyle bir konserin verilmesinin de hoş olmayacağını belirtiyoruz.

***
Sevdiğim bir söz
“Başkalarına karşısında sürekli değişik yüzler takınan insanlar, en sonunda kendi yüzlerini unuturlar.” La Rochefoucauld

***

Biraz da gülelim!

Evet mi? Hayır mı ?

Temel'in abisi çok çapkınmış, her gün bir kızı babasının arabası ile dağa götürürmüş. Temel ise dağda ne yaptıklarını hep merak edermiş.
Bir gün temel arabanın bagajına binip onlarla beraber dağa çıkmışlar. Araba durunca Temel bagajdan inip abisi ile kızı izlemeye başlamış.
Abisi kızın omzuna elini uzatmış,
- "Evet mi? hayır mı?" demiş.
Kız kızgın bir şekilde:
- "Hayır" demiş.
Abisi "İn aşağıya yayan gel" demiş.
Temel bir şey anlamamış ertesi gün yine arabanın bagajına binmiş. Olay yine aynı abisi kıza “Evet mi, hayır mı?” diye soruyor.
Kız yine “Hayır” diyor.
Abisi "İn aşağıya yayan gel" diyor.
Temel bunun üzerine:
- "Çapkınlık herhalde böyle bir şey" deyip eve gider ve merdivenin altından üç tekerlekli bisikletini çıkarır mahalleden bir kızı da arkasına bindirir ıkına mıkına dağın tepesine gelirler.
Temel soluk soluğa elini kızın omzuna koyar ve sorar:
- "Evet mi, hayır mı?"
Kızda ne bilsin garibim "Evet" der.
Temel bir müddet düşünür ve cevabını verir:
"İyi sen bisikleti al, ben yayan geliyorum!