'NEŞET BABA' ANILACAK

25 Eylül 2012 tarihinde kaybettiğimiz Türkiye’nin efsane halk ozanlarından Neşet Ertaş’ın 26 Eylül Pazartesi günü 4. ölüm yıldönümü…



Kırşehir Belediyesi Büyük Usta Neşet Ustamızın ölümünün 4.yılında anacak.
Ölümüyle, tüm türkü severleri ve gönül tellerimizi titreten ''Zahidem''den ''Mühür Gözlüm''e, ''Gönül Dağı''ndan ''Neredesin Sen''e, ''Gönül Yarası''ndan ''Benim Yurdum''a kadar söylediği bir birinden güzel türküleri yetim bırakan Bozkırın Tezenesi, Neşet Ertaş'ımızı memleketi Kırşehir’de ölümünün dördüncü kendisine yakışır bir şekilde anacağız.
Sanatçı kişiliğinin yanı sıra sade hayatıyla gelecek kuşaklara örnek olan, ''ayaklarınızın türabı, gönüllerinizin hizmetçisiyim'' diyerek alçak gönüllülüğünü her defasında dile getiren merhum kültür elçimiz Neşet Ertaş için Kırşehir Belediyesi bir anma programı hazırladı.
26 Eylül Pazartesi günü yapılacak olan anma programı öğleden önce Neşet Ertaş’ın Bağbaşı Mezarlığında kabri başında bir tören düzenlenecek. Ahi Evran Veli Camiinde Kuran-ı Kerim ve Mevlüd-i Şerif okunması ardından Külliye sergi salonunda Neşet Ertaş fotoğrafları sergisi açılacak. Saat14.00’te Kültür Merkezi salonunda Neşet Ertaş ve yaşamının anlatılacağı bir konferans düzenlenecek. Saat 20.00’de de Cacabey Meydanı’nda Kırşehir Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu konseri ile devam edecek.


Anma programı ile açıklama yapan Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci; “Neşet Ertaş'ı, vefatının dördüncü sene-i devriyesinde rahmetle, minnetle yâd ediyoruz. Ertaş çocukluğundan itibaren çok büyük acılar, ayrılıklar, yeri doldurulmaz kayıplar ve tarifi mümkün olmayan yoksulluk yaşadı. Kendi de bunu dizelerinde ifade ediyordu. Garipti, garip yaşadı, bir garip olarak 4 yıl önce aramızdan ayrıldı. Hakk'a yürüdü. 'Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir de ölüm' diyordu. Hiç kuşkusuz, bizi sessiz bıraktı. Tesellimiz şu ki inşallah çocuk yaşta kaybettiği annesi Döne'ye, babası Muharrem Ertaş'a, nice sevdiğine, en önemlisi de aslına kavuştu. Neşet Ertaş bu topraklarda Anadolu’nun sesi olmuş çok önemli bir ozandır. Büyük Üstad Neşet Ertaş’tan biz; aşkı, sevmeyi, ağlamayı öğrendik. Neşet ustamız sadece bir âşık değil, sözüyle, özüyle, yaşantısıyla büyük bir üstattı. Bizde bu toprakların sesini, Neşet Ertaş Ustamızı yaşatabilmek, gelecek nesillere onun felsefesi ve düşüncesini aktarabilmek için elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz. Bu toprakların sessiz haykırışını bozlaklarıyla taşıyan ustayı anmak için 26 Eylül 2016 Pazartesi Günü Bağbaşı Mezarlığında kabri başında ziyaret edilecek. Ahi Evran Veli Camiinde öğle namazından önce okunacak Mevlid-i Şerifin ardından büyük üstad'ın Aynı gün Cacabey meydanında Kırşehir Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu bir konser verecek Programımıza tüm Kırşehirlileri davet ediyorum” dedi.
Tüm Türkiye'ye ve gönüllere türküleriyle dokunan Neşet Ertaş, bu yıl 4. kez mezarı başında anılacak. Geçen 4 yıla rağmen aramızdan hiç ayrılmamış gibi yaşayan ve türküleriyle hala kalplere dokunan, her zaman yardımseverliği ve birleştirici sözleriyle gönüllere dokunan bir isim olan Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya geldi. Babası büyük saz üstadı Muharrem Ertaş, dayısı ise yine büyük bir saz üstadı olan Hacı Taşan'dır.
Çocukluğunda 8 yıl boyunca çeşitli illeri gezmiş ve bu yüzden okula gidememişti. Babası Muharrem Ertaş'tan sazın tüm inceliklerini öğrenmiş ve büyük bir saz üstadı olmuştur. 7 kardeşi olan Neşet Ertaş ailenin ikinci çocuğudur. Çocukluğunda 8 yıl Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat ve köylerini gezdiler. Bu yüzden okula gidemedi. Babası Muharrem Ertaş Orta Anadolu Abdal Müziği geleneğinin gelmiş geçmiş en büyük ustalarındandı.
Neşet Ertaş, 14 yaşında çalışmak için gittiği İstanbul’da ekmeğini kazanmak için her işi yaptı. Her işi yaparken de sesini ve sazını duyanların telkiniyle 1957 yılında Şençalar Plak tarafından ilk plağı yapıldı. “Neden garip garip ötersin bülbül” türküsü plak olunca Neşet Ertaş efsanesi başladı. Neşet Ertaş bu arada Beyoğlu'nda da bir gazinoda da sahne aldı.
Plak üzerine plak yapan Neşet Ertaş konserleriyle de bir çok şehri 6-7 defa gezdi. Beste ve plaklarıyla çok meşhur oldu. Bu durumun ardından Ankara'ya gelen Neşet Ertaş, burada Leyla adında bir genç kız ile tanışır. Leyla ile evlenen Neşet Ertaş'ın bu evlilikten 3 çocuğu olmuştur.
1978 yılında parmakları felç oldu. Müzisyenlikten başka mesleği de olmadığı için işsiz kaldı. Tedavi olacak parayı bulamadı. Çareyi 1979'da Almanya'da bulunan kardeşinin yanına gitmekte buldu. Tedavisini orada yaptırdı. 3 çocuğunu da yanına aldırdı. Mesleğine Almanya'da tekrar başladı. Türklerin bulunduğu yerlerde gazino ve düğün salonlarında çalıp söylemeye başladı.
Leyla Ertaş'ı çok sevmesine rağmen ve ona bir çok türkü yazmasına rağmen ayrılmıştır. 1978 yılında parmakları felç olunca tedavi edilecek parayı bulamamıştır. İşsiz kalan Neşet Ertaş, çareyi Almanya'ya gitmekte bulmuştur. 3 çocuğunu da yanına alan Neşet Ertaş, 2000 yılına kadar sahnelere çıkmamıştır.
Yoğun yöresel özellikleri ve baskın mahallilik unsurları ile donanmış bu müziği yöresinin dışına çıkarmış, ülke genelinde ve hatta yurt dışında bilinmesini ve tanınmasını sağlamıştır. Neşet Ertaş, kendisine ait türkülerin son kıtalarında "GARİP'' mahlasını kullanmaktadır. Sanatçı şimdiye kadar sazı ile hiçbir sanatçıya eşlik etmedi, sadece tek olarak çalıp söylemeyi tercih etti.
Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' unvanını; "O dönem Süleyman Demirel Cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım." diyerek geri çevirmiştir.
Halk bu tavra destek vermiş ve Neşet Ertaş adeta yaşayan bir efsane olmuştur. Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlanmıştır.
25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirmişti. Cenazesine Kırşehir tarihinde görülmemiş bir kalabalık katılmış ve Kırşehir Bağbaşı Mezarlığında Toprağa verilmişti.
Mezarı ise babası Muharrem Ertaş'ın yanındadır. Mezar taşında ise ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'' yazılıdır.
Neşet Ertaş’ın adı Kırşehir'deki caddelerde, okullarda bulunmaktadır, ayrıca babası Muharrem Ertaş’la birlikte bir de anıtı bulunuyor.
Dünyada robot heykeli yapılmış ilk saz sanatçısıdır. Android heykeli Dünyaca ünlü heykel sanatçısı Adil Çelik tarafından yapılmış Kırşehir Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültür Evi'nde yerini almıştır.