Ligin ikinci yarısını 30 puanla averajla 6. Sırada tamamlayan Kırşehir Belediyespor, lider Ankara Demirspor’un 6 puan gerisindeydi.
Ne oldu, nasıl oldu, kim yaptı bilinmez ama Taner Öcal ile yollar ayrıldı ve takımın başına Bursaspor’u çalıştıran Mustafa Er getirildi.
Bu değişikliğin nedenlerini sorduğumuzda yeşil-beyazlı ekibimizin yöneticileri, “Taner Hoca bize son üç maçta 7 puan toplamazsam bırakırım” olmuş. Yeşil-beyazlı ekibimizde evindeki son maçında Vanspor’a 1-0 mağlup olunca yollar ayrılmış!
Tabi yönetimin bu kararına o zaman hiç kimse de itiraz etmedi. Çünkü Kırşehir Belediyespor şampiyonluk hedefliyor, lider Ankara Demirspor’la arasındaki puan farkı 6. Biz evimizde Vanspor’a yenilmesek bu fark zadece 3, yani bir maçtı.
Devre arasında kulübümüzün yöneticileri hem yeni bir hoca ile anlaşmak hem de takımın eksik mevkilerini güçlendirmek zorunda kaldı. Sadece bu mu? En büyük sorun maddi sorun oldu. Sezon başından bu yana büyük fedakârlıklarla takım için gecesini gündüzüne katan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Yılmaz ve arkadaşları, geçen sezon yeşil-beyazlı formayı giyen futbolcuların alacaklarını alamadıklarını gerekçe göstererek TFF’ye başvurmaları sonucu yaklaşık 1,5 milyon lira borcu ödeyip, transfer yasağını kaldırdılar. Tabi bir de hocanın isteği futbolcuları takıma transfer ettiler. Bu transfer için de önemli bir bütçe harcamak zorunda kaldılar.
Ara transferde aldığı futbolculardan doğru dürüst yararlanamadık nedense? Sefa ve Burak hariç alınan diğer futbolculardan önemli bir katkı alamadık. Golcü diye aldığımız Atilla sakatlanıp, sezonu kapattı, Abdulkadir Özgen yedek kulübesinde. Serkan Kurtuluş sakat, Orhan Taşdelen iki maçtır forma giyiyor.
Evet takımımız yine gol bölgesinde sıkıntı yaşamaya, tabi puan kaybetmeyi devam ediyor.
Ligin ikinci yarısında Eyüpspor’u güç bela yendik. Sonra içeride ve dışarıda istemediğimiz sonuçlar almaya başladık. Kastamonu’ya deplasmanda yenildik, Bayburt’a evimizde üstelik rakibimiz 10 kişi kalmasına rağmen berabere kaldık. Elazığspor ligten çekilince hükmen 3 puanı hanemize yazdık. Sonra yine 3 maçlık kötü bir skorlar yaşadık. Önce evimizde Tuzlaspor’la 1-1 berabere kaldık, sonra Sakaryaspor’a 3-0 mağlup olduk. Bandırmaspor karşısında galibiyeti son dakikalarda kaçırarak haftayı 1 puanla kapattık. Son maçımız olan Niğde Belediyespor ile 1-1 berabere kalarak, altın değerinde iki puan kaybederek, bırakın şampiyonluğu, play-off hedefinden bile uzaklaşmaya başladık.
Özetle çok iddialı girdiğimiz ikinci yarıda oynadığımız 8 maçtan 1’isi hükmen olmak üzere 2 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 4 beraberlik alarak sadece 10 puan topladık, 14 puan kaybettik.
Son olarak Ahi Stadyumunda oynanan Niğde Anadoluspor karşısında takımımızın adeta tek kale oynamasına rağmen bir puanla ayrıldı. Yani küme düşme hattında bulunan Niğde’yi bile yenemiyorsak, üstelik rakip son yarım saati 10 kişi ile oynarken play-off umudumuz olur mu?
Yönetim takımın geleceği hakkında ne düşünüyor, ne hedefliyor bilmiyoruz ama bu teknik heyetin takım üzerinde bir ağırlığı yok gibi geliyor bana. İlk onbirde yer vermediği Yaşar’ı taraftar baskısı ile ikinci yarı oyuna oluyor, Yaşar da taraftarları mahcup etmeyerek hem Tuzlaspor maçında, hem de Niğdespor maçında birer gol atıyor. Sonra yine kadro da yok!
Yani hoca takım onbirini kurmakta bile sıkıntı yaşıyorsa bu hocayla işimizin zor olduğu ortada. Yani ne yapmak lazım? Acaba öze dönmek mi gerekiyor?
Bu karar da yönetimin işi.
Ne yapılacak yapılsın, ne karar alınacaksa alınsın.
Futbolcuların alacaklarını ödemek için her türlü çabayı harcayan, özveride bulunan, hatta ceplerinden binlerce lira veren bu yöneticilere de, yaz-kış, soğuk-sıcak demeden takımını içeride ve dışarıda büyük özveriyle destekleyen taraftarlara da yazık, hem de çok yazık.
Yeşil-beyazlı formayı giyen bütün futbolcular artık kendine gelmeli. Yoksa hatalar ve yanlışlar varsa hemen neşter vurulmalı.