ÜLKEMİZ bir seçim döneminde… Kırşehir de bunun etkisi altında… Herkes Kırşehir’i, ülkeyi ve milleti ne kadar çok sevdiğinden bahsedip dururken, gördüklerim ve yaşadıklarımı kabul edemiyorum bazen. Öyle ki bu ülkemizi kuran ve bizlere emanet eden Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü yıpratmak, zayıflatmak adına yapılan tutum, davranış ve söylemler! Yok, diyorum, olamaz böyle bir şey diyorum.

ÜLKEMİZ bir seçim döneminde…

Kırşehir de bunun etkisi altında…
Herkes Kırşehir’i, ülkeyi ve milleti ne kadar çok sevdiğinden bahsedip dururken, gördüklerim ve yaşadıklarımı kabul edemiyorum bazen.
Öyle ki bu ülkemizi kuran ve bizlere emanet eden Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü yıpratmak, zayıflatmak adına yapılan tutum, davranış ve söylemler!
Yok, diyorum, olamaz böyle bir şey diyorum.
Yapamıyorum, sessiz kalamıyorum.
Vurdum duymaz, banane diyemiyorum.
Ülkesini ve milletini seven, aydınlık bir Türkiye’nin temellerini atan Büyük Önderimiz Atatürk’e dil uzatılmasına tahammül edemiyorum.
Bu ülkede tarihten bu yana Mustafa Kemal’e düşman bir düzende büyüdük. Son 13 yılda ise aleyhinde duyulmaması gerekenleri duyduk. Ülkenin değerleriyle, demokrasi ile ve onun mücadelesi ile alay eden ne çok hain türedi. Beyni yolunmuş sürüler içinde Mustafa Kemal’i anlamak ve anlatmak zordur. Onu değerli kılmak çıkar siyaseti yapanların dünyasında zorlaştırılmıştır.
Bu ülkeyi Atatürk’ten kurtarma çabası temel bir vazifedir. Parçalanırsak, özgürlük ve daha mümkün bir yaşam gelir ülkemize.
Bu ülkede Turgut olabilmek mümkün,
Süleyman olabilmek mümkün,
Necmeddin olabilmek mümkün.
Kenan olabilmek mümkün,
Erdoğan olabilmek mümkün.
Atatürk olabilmek? Mümkün mü? Olmazsınız.
Bu ülkede barışı, demokrasiyi, bir arada yaşamı ve bütün bir toplumun huzur içinde olduğu bir yönetmeyi başaramayan liderseniz. Hiç değil sizi Deniz Kılıç olmaya çağırıyorum. ki bu çok kolaydır.
Mustafa Kemal’in ve bu ülkenin nasıl bir mücadeleden geldiğini her aralıkta dile getiren bizler; “Egemenlik Ulusundur” diyoruz. Onlar; “Egemenlik Allah’ındır” diyor.
Oysa egemenlik tamamen Amerikan emperyalizminin ve İngiliz ajanlarınındır. Her halükarda ezilen ve yok edilmek istenen bir Türkiye’nin gerçeğini hep birlikte yaşıyoruz.
Son yıllarda bu ülkeyi zalimlerden kurtaran Atatürk’e karşı yerginin, saygısızlığın, yok saymanın ve sövgünün bütün dili geliştiriliyor.
Şimdilerde iktidarda olanlar mı sorumlu bu durumdan sadece. Hayır. Pek çok parti, pek çok iktidar en başta 12 Eylül’ün mimarı sizin Kenan sorumludur.
Neredeyse her kentte ciddi bir Atatürk düşmanı var. Sola yakın yerleşkeler Mustafa Kemal’e oldukça yakın. Yıllardır, İslam felsefesini giyinenler harıl harıl düşmanlaştırılmanın yeni yollarını arıyor, aradığına inanıyor, bulduğunu yaygınlaştırıyor.
Atatürk kurtarmadı değil mi bu ülkeyi, yurdumuz kendiliğinden bağımsızlığı kazandı. Aksine her türlü olumsuzluk beklenir sizden. Mustafa Kemal’e ilişinler her şey olabilir, her şeyi kazanabilir ama asla Atatürk olamaz ve bağımsızlığı kazanamaz. Hani okullarda bize anlatırlardı. Atatürk doğdu, yaşadı ve öldü. Bugün düşünüyorum da; öyle değil aslında Atatürk doğdu, yaşadı ancak öldürüldü.
Atatürk bu ülkede sorun “din değil, dil sorunudur” derdi hep. Ama aksine işledi sürüngenler tarihi. Zorla sorunu din ile aks ettiler ve Atatürk’ü hedef gösterdiler. Savaşlarını, mücadelesini, aydınlığını, devrimlerini öteden beri şiddetle red ettiler.
Soruyorum, bu ülkeyi bizlere leylekler mi getirdi?
Onun yıllarında acılı ve yoksul bir Türkiye vardı. Bağımsızlık, kurtuluş mücadelesi, zaferler yine de hep bizimleydi.
Ya şimdi?
Başkanımızın derdi yok, bakanlarımız keyfi alem.
Hata etmiş Mustafa Kemal. O dönemlerde hiç uğraşmayacaktı. Küçük adam olacaktı. Maaşını alıp yatacaktı. Hata etmiş, padişahın adamı olacaktı.
“Param var, yatım var, katım var, geçim sorunum yok. Atatürk’ü anlamak ve anlatmak da nesi? Daha zaman var emperyalizmin yatak odamıza girmesine, namusum için niye daha şimdiden savaşayım!”
Mustafa Kemal’den sonra iktidar, enflasyon demektir. İşsizlik demektir. Baskı demektir. Zulüm demektir. Hayali atım demektir. Bu ülkeyi parsel parsel satanlar iyi, bu ülkeyi kurtaranlar hain ve kötü öyle mi?
Baba oğul büyütür. Ana kızını büyütür. Mustafa Kemal’den sonra devlet borçları büyütür.
Atatürk padişah ve sarayının sitemini yıktı, halkın egemenliğine geçit verdi. Yine de ona düşmanlık okyanusları buldu. Bu ülke dar geldi hainliğin ve ihanetin dilini kullananlara.
Mustafa Kemal bu ülkeyi tesis etmeseydi, bu ülkeyi ona ilişen başbakanlar, iktidarlar kurardı. Hatta bu ülkeden Atatürk geçmeseydi ilk Cumhurbaşkanı Marmaris’e yerleşen Kenan olurdu.
Bu yüzden saltanat cambazlarının geliştireceği her türlü olumsuzluğa kefilim, oy verebilirsiniz!..