Kırşehir’imizde “depreme dayanıksız” diye yıkılan, yok edilen, onlarca yapı ve okullarımız, hepsi elimizden uçup giderken bu memleketin evlatları, yetkilisi amiri, memuru makam korkusundan seslerini çıkaramadılar, çıkaramadılar, bir tarih yok olurken bizler hep seyirci kaldık, ne olurdu bunlar yerinde kalsaydı. Gelecek neslimize bunları bu tarihleri anlatabilseydik.

Kırşehir’imizde “depreme dayanıksız” diye yıkılan, yok edilen, onlarca yapı ve okullarımız, hepsi elimizden uçup giderken bu memleketin evlatları, yetkilisi amiri, memuru makam korkusundan seslerini çıkaramadılar, çıkaramadılar, bir tarih yok olurken bizler hep seyirci kaldık, ne olurdu bunlar yerinde kalsaydı.
Gelecek neslimize bunları bu tarihleri anlatabilseydik. Mesela bir Cumhuriyet, Mithat Saylam, Gazi okulları…
Hangisini sayayım? Hepsi içimde bir ukde yıkılırken, kepçenin verdiği emeği görseniz, siz de lanetler okurdunuz. Burada bu işlerin yapılmasına kim imza vermişse ALLAH onları bildiği gibi yapsın.
Şehir tarihi bence bir kültür meselesidir. Hadi ben cahilim, hani kendisini okumuş alim zannedenler sizlerin de hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Ya şimdi yapılan bilhassa şehir merkezinde olan yapılmış, yapılacak okul binaları ve bunların yapılırken düşünülmeyen sosyal alanların olmaması, bire kafası çalışan amirim, memurum orası yapıldı ve yahut yapılacak bitecek senin çocuğun, benim çocuğum okula gidecek peki bu çocuklar nerede oynayacak, nerede nefes alacak, nerede sosyal etkinlik te faaliyetler de bulunacak?
Hani sizler bizlere yön veren, bizlerin iyi yaşam koşullarına layık kişiler olduğumuzu söylüyordunuz. Şimdi bizim torunlarımıza, çocuklarımıza layık gördüğünüz yerlere yapılan inşaatlara bir inceleme başlatın. Sizlerin son sözü ne olur bir daha ağzınızdan çıkanları dinlemek isterim!
Şehrimize müteşebbis bir veya birkaç vatandaş kampüs şeklinde özel okul yaptırdı, hem de şehre on km uzaklıkta… Sabah şehir merkezinden alınan çocuklar akşam şehir merkezine getiriliyor. Bizim şehir plancıları neden bu yapılanları görmezler, neden aynı uygulamanın bir benzerini devlet okulları için düşünmezler?
Şehrin biraz dışına yapılan bütün devlet okulların da talebe yetersizliği olduğunu eminim bu ilin Valisi, Milli Eğitim Müdürü biliyorlardır. Burada görevli öğretmen arkadaşların sınıflarında okutacak üç beş talebe ile orada görev yapıldığını…
Neden şehir merkezine yapılan onlarca okul, derslik sosyal alanı olmayan veyahut çok dar bir alanı olan yerler yapılırken kadrosunda onlarca başarı olan öğretmenlerimizi buralara yönlendirerek, hem çocuklarımızın kaliteli eğitim alması hem de daha fazla sosyal alandan faydalanması sağlanamıyo?
Neden devletimizin birimleri kampüs şeklinde okullar yapılmasını düşünmüyor, düşünemiyor?
Atıl vaziyette bekleyen onlarca dersliği olan okullarımız boş dururken şehir merkezinde kalabalık sınıflarda eğitim görmek zorunda olan çocuklarımız oluyor. Bu konu çok derin, gider gitmesine de çözüm için kimseden emir almadan gerçekten olması gerekenleri yapacak, yürekli idarecilerimiz olması gerekiyor.
Gel gör ki siyasetin bulaştığı her yeri nasıl kokutuyorsa, işte bu kurumlarımız da kokmuş bir şekle bürünmek zorunda bırakılıyor. Benim bir ricam da sayın il yöneticilerimizden, istemek zorunda olduğum, şehrimin tanıtımı yetişen neslimizin tarih bilgilerine sahip olmaları için, yapılan yapı her ne kadar tarihi dokuyu yansıtmasa da İl Halk Kütüphanemizin inşaatı bitmek üzere… Buradan faydalanacak çocuklarımızın ilimiz kültürünü ve tarihini bilmeleri açısından, burada küçükte olsa tabi bu küçüklük, büyüklük sayın yöneticilerimizin tasarrufunda da, yine de olması çok büyük bir kazançtır diye düşündüğüm bir müze, şehrin kültürünü yansıtabilecek şekilde çocuklarımızın ilgisini çekecek, araştırma duygusunu geliştirecek, bir kültür hizmet olarak düşünülebilecek içerisinde slaytlı tanıtım yapılan, resimlerin anlatımı sesli yapılan, halısının, kiliminin, yemeklerinin, giyim kuşam kültürünün, yetişen ülke tarihine adını yazdırmış çocuklarının isimlerinin başarılarının neler olduğu bilgisi verilen ilde üretimi yapılan mamullerin neler olduğu bilgisi verilen, tanıtımın yapıldığı bir mekanın burada olmasının sağlanması, gerçekten yeni yetişen neslimizin hem kültürünü, hem de anılarda yaşatacakları güzel bir etkinlik olur.
Bu şehri sevmek onun eksiklerini dillendirmek benim için bir onurdur. Ben bu şehre ve insanına hizmet etmekten onur duyarım.
Yunus’un dediği gibi, “Ben gelmedim dava için / Benim işim sevgi için, / Dost evi gönüldendir, / Gönüller yapmaya geldim” diyebiliyor isek bu şehre ve insanına hizmet adına çok işler yaparız diye düşünüyorum.