Kırşehir’de kayıtlı olarak yaşayan Suriyeli ve Iraklı değişik dini inanışlara sahip olan 5 bin mülteci yaşıyor. Suriye ve Irakta başlayan ve mezhep savaşları süsü verilerek devam eden birinci derece bir iç savaştan sonra şehrimize gelen insanların çocukları okul çağına gelmesine rağmen hala sokaklarda gezen, yarı Türkçe yarı Arapça ile dilenen çocuklar.

Kırşehir’de kayıtlı olarak yaşayan Suriyeli ve Iraklı değişik dini inanışlara sahip olan 5 bin mülteci yaşıyor.
Suriye ve Irakta başlayan ve mezhep savaşları süsü verilerek devam eden birinci derece bir iç savaştan sonra şehrimize gelen insanların çocukları okul çağına gelmesine rağmen hala sokaklarda gezen, yarı Türkçe yarı Arapça ile dilenen çocuklar.
Kendi eğitim sorununu halledemeyen bir sistemin içerisinde, karma kültürle nasıl asimilasyon olacağı dahi belirlenemeyen beş milyon insanın Türk vatandaşlığı tartışmaya açıldı. Ortadoğu’da yaratılan kargaşadan en çok zarar gören şüphesiz Türkiye olmuştur.
Yaşanan kaosu yaratanlar, siz büyüksünüz, siz aslansınız, sizsiz bu coğrafya sakinleşmez diyenlerin Türkiye’yi nasıl arkadan hançerlediğini herkes gördü, yalnız bu ülkeyi idare edenler göremedi.
Emperyalist güçlerin ulus devlet istemedikleri artık bilinmeyen bir plan değil. Evet, yardım edelim bu bir insanlık görevi, fakat malum coğrafyada belirsiz ve kimlere hizmet ettiği belirli olan kargaşa ve iç çatışmayı Türkiye´ye taşımak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek bizim işimiz olmamalı. Memleketlerinde uzaklaşan ve dünyanın seyirci kaldığı bir dramı Türkiye yalnız başına çözmeye çalışması gerçekten takdire şayan bir davranıştır, insanlıkta bunu gerektirir.
Vatanlarından ve akrabalarından koparılan insanların kendi ülkelerinde tekrar inşa edilecek şehirlere yerleştirilmesi en iyi uygulama olsa gerek.
Yeteri kadar mülteci kabul edilen bir ülkenin vatandaşı olarak ben istemem ve benim gibi düşünenlerin sayısı hayli fazladır.
Değişik şehirlerde vuku bulan nahoş olaylarda bunu teyit eder görüntüde. Konya’da olan olaylara benzer pek çok hadiseleri yazılı basında ve haberlerde öğreniyoruz.
Avrupa’da 60 yıl gibi uzun bir süre çalışan isçilere vatandaşlık hakkı verilmedi, yeni yeni bu tip uygulamalar başlasa da belli şart ve kurallara bağlı olarak kısmi bir vatandaşlık tanınsa da bu uygulama pamuk ipliğine bağlı.
Sayın Cumhurbaşkanımız biraz duygusal davranarak yeni gündemler oluşturuyor, belki doğru düşünebilir ama birde TOKİ evlerine yerleştirme planları toplumda büyük tepki göstermişe benziyor.
Haklıdırlar vatandaş, çünkü teknolojinin çağ atladığı zamanımızda hâla gecekondularda oturan ve çöplükte yiyecek arayan yoksul insanlarımız varken, mültecilere yeni ev tahsis etmek elbette tepkilere yol açar.
Bir de sosyolojik ve politik boyutları var ki, zaten Türkiye’nin içinde bulunduğu terör çıkmazına birde ayrı kültür, ayrı dil ve hatta ayrı ayrı dini inanışlı insanları topluma adapte etmenin zorlukları eklenirse ileriki zamanlarda hayli baş ağrıtıcı olaylar zuhur edebilir.
Yabancı güçlerin azınlıklar üzerinde olan hesapları da düşünülecek olursa zamanla çözümü daha da zor olabilecek sorunlar doğabilir.
Tarihte geriye doğru bir göz atacak olursak, 18 milyonluk Türkiye’den çekinen dost sandığımız ülkeler, son gelişmeleri kendi lehlerine çevirmek için elbette boş durmayacaklar.
80 milyonluk Türkiye uykularını kaçırıyor olabilir. Türkiye’nin Ortadoğu’da önemini artıran diğer bir husus büyük bir İslam devleti oluşudur.
Türkler on asır İslâm dünyasının liderliğini yapmış. Haçlılara karşı yalnızca Türkler savaşmış, Hilafette 3 Mart 1924 tarihine kadar Türk hükümdarlarında kalmış. Arap devletleriyle bazı anlaşmazlıklara karşı Türkiye, İslam âleminin Batıya açılan penceresi durumunda.
Türkiye’nin nüfus potansiyeli, çekemeyenler için önemli bir caydırıcı faktördür. Türkiye’nin komşuları olan Iran, Irak ve Suriye’de, Türkiye’nin sınır boyunda azımsanamayacak kadar Türk nüfusu yaşıyor. Değişik nedenlerle iç kısımlara sürüldüler, aile ve toplum bağları koparıldı ve hatta dillerini unuttular ve yıllar sonra olan olaylar ilk önce bu parçalanmış toplumları ya yok etmek ya da çatışmaların içine çekmek için oynanan oyunlara şahit olduk.
Türkiye kabul ettiği mültecilere gereken yardımı yapayım derken zamanla daha vahim olaylara sebep olabilir. Bazı konularda yardımcı olalım derken iç istikrarı bozucu davranışlardan kaçınması lâzım sayın yetkililer.