Yeni bir yılın ilk günlerindeyiz. Hep sevgiden, saygıdan bahsederek iyi dilekler temenni ederiz ya, işte bu yıl da aynı duygu ve düşünceler içerisinde olmayı düşünürken henüz yılın ilk günü gecesi açıklanan zamlar büyüklüğü itibarıyla şok etkisi yarattı ve insanlarda neşe, umut, hoşgörü, coşku bırakmadı.

Yeni yıla umutlarla girmek isteyenler bir saat bile sonrasını göremediklerinden dolayı umutsuzluk içinde yeni yıla girdiler. Günümüzün en etkili iletişim araçlarından olan sosyal medyada insanlar birbirlerine yeni yılın iyi dileklerini sunacakları yerde, büyük çaplı gelen ve yılbaşı gecesi uygulamaya konulan zamlar sosyal medyanın bile ilk gündem konusu oldu ve milletimiz 2022 yılına elektrik, doğalgaz, benzin, mazot zamlarıyla girmek zorunda kaldı.

Son derece yüksek oranlı gelen zamların elbette ki izah edilir bir yanı yok, zira asgari ücretliye verilen zam kısa süre içerisinde yani uygulamanın yapıldığı ilk bir hafta içerisinde fazlasıyla geri alınmış oldu.

Emekliye verilen artış bir gün bile sevindiremedi, işçi ve memur zamları yetersiz kaldı.

Bu zamların kim neyini nasıl savunacak, bu işin AK Parti’lisi, CHP’lisi, İYİ Parti’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi ve diğerleri olmaz, sözün özü insanı yoksullaştırmanın siyaseti olmaz, dolayısıyla savunulacak bir yanı da elbette yoktur.

Yüksek döviz kurları, tüm tüketim ürünlerine bu güne kadar görülmemiş düzeyde gelen çok yüksek zamların kabul edilebilir bir yanı yok, zaten halk bu zamları bir türlü içine de sindiremedi.

Önümüzdeki aylarda zamlar tahakkuk ettirilecek faturalara yansıdıktan sonra toplumda yükselen sesin daha çok olacağını şimdiden görmek mümkün.

Geçmiş yıllarda örnekleri sıkça yaşandığı gibi bu durumun da bir siyasi karşılığı elbette ki olacaktır. İktidar partisinin buradan yıpranarak, kaybederek çıkacağı aşikârdır.

Bu işin sosyal yönü bu kadar açık ve net bir şekilde görülüyor iken, yapılan zamları hele hele yüksek oranlı zamları halen doğru yapılan iş gibi savunmak siyaseten mantıklı gelmiyor.

Evet;

Halk kızgın,

Halk öfkeli,

Halk umutlarını yitirmiş,

Halk artık çaresiz…

Halk bu zamları ve bu zamları yapanları asla ve asla unutmaz. Bunun siyaseten karşılığı mutlaka olacaktır.

Kırşehir çarşı ve pazarında insanlar aralarında sohbet ederlerken kimileri yüzde yüzlere varan zamları savunmaları maalesef doğruya doğru, yanlışa yanlış diyememekten kaynaklanmakta olduğunun göstergesidir.

Doğru yapılan işin alkışlandığını biliyorduk, ama yanlış yapılan işin alkışlandığına da tanıklık ediyoruz artık.

Emekli ve çalışan kesime yapılan ücret artışları, tüketim mallarına gelen zamların altında ezilmiştir. Elektrik zamları milletin evlerini, sokaklarını aydınlatmak yerine karanlığa sürükler olmuş, doğalgaza gelen zamlar haneleri ısıtmak yerine kara kışın soğuk gecelerine teslim eder olmuş ve gıda ürünlerine gelen zamlar da insanları biraz daha yoksullaştırırken sofrasından bir ekmeğini bile eksiltir hale gelmiş durumdadır.

Şimdi, emekli ne yapsın, nasıl geçinsin.

Memur bir önceki yılın yaşantısını bile arar olmuş.

Ev kadını çaresiz mutfakta ocak kıt kanaat yanıyor.

Esnafın, çiftçinin artık umutları tükenmiş.

İşsiz vatandaşın hali ise….. İşte burada tüm sözler yetersiz kalıyor maalesef.

Ne diyelim bekleyip göreceğiz.