Merhaba dostlar, merhaba Kırşehir… Bugün yeni bir yılın 3’ncü günü!. .

Merhaba dostlar, merhaba Kırşehir…
Bugün yeni bir yılın 3’ncü günü!..
Ne yazık ki 2017 yılının daha ilk dakikaları, yani 01.15…
Bir terörist İstanbul’da yeni yıla eğlenerek giren insanları tarıyor, 39 insanımızı katlediyor, onlarca insanımızı yarılıyor.
Yani yeni yıla da terör saldırısıyla giriyoruz.
Hani derler ya yeni yıla nasıl başlarsak, öyle gidermiş.
Korkarım 2017 yılı da 2016’dan daha kötü olacak gibi…
Bu tür olayları görüp yaşayınca, anlatılmaz duygular içindeyim.
Evet, bir yıl daha yaşlandık.
2016’ya “Güle güle gitsin!” bile diyemiyoruz…
İçimizden “Defolup gitsin, lanetli 2016 yılı” çığlığı yükseliyor.
Geçtiğimiz 365 günde o kadar üzücü olaylar yaşadık, o kadar sıkıntılar çektik ki…
Bu kadar kötü olayların üst üste yığılıp, çığ gibi yuvarlanarak üzerimize geldiği hiçbir yıl olmamıştı. Tam belalı bir yıl! Ne kadar olumsuzluklar varsa 2016’da yaşadık.
Türkiye niye bu hale geldi, yorumu size ait, geleceğimiz adına endişeleniyoruz.
15 Temmuz akşamı darbe girişimine kalkışan asker elbisesi içindeki FETÖ bozuntularını büyük Türk Milleti birkaç saat içinde halledip, FETÖ’cülerin üstesinden geldi. Bu kadar kahpelik, bu kadar hainlik dindar gözükenlerin sonu oldu!
Hükümet ne kadar hain, şerefsiz FETÖ’cü varsa tek tek toplayıp hak ettiği cezayı vermeye hazırlanıyor. Ama kurunun yanında yaş ta yanmasın isteriz.
15 Temmuz olayları Türk demokrasi tarihimizde eşine az rastlanır bir olaydı. Zira darbeye kalkışan askerler kendi insanına silah sıktı. Yüzlerce kişiyi şehit ettiler. Atatürk’ün Meclisini bombaladılar, bu kadar kahpelik görülmedi.2016 yılının belli başlı unutulmaz olayların başında gelir, yaşadığımız bu acı olay…
Ankara Garı’nın önünde meydana gelen patlamada 100’ün üzerinde, Diyarbakır’da Gaziantep’te İstanbul’da Kayseri’de daha bilmem nerelerdeki canlı bombalı patlamalarda yüzlerce insanımız şehit edildi. Binlerce insanımız yaralandı.
2015 yılından bu yana bir terör sarmalında geçen Türkiye, daha nereye kadar gidecek bilemiyoruz. Hatırlayınız 2015 ve 2016 ne kötü yıllardı.
2016 yılında kanı bozuk PKK, FETÖ, IŞID gibi hain terör örgütleri el ele vererek, her şeyi iyice azıya alıp, Türkiye’ye içte ve dışta saldırıyorlar, terör estiriyorlar. Son olarak da beyinsiz vatan haini, sözüm ona polis memuru birisi Rusya Büyükelçisine Ankara’nın göbeğinde bir salonda kahpece suikast düzenleyip, arkadan kalleşçe vurup, yılın en son günlerinde öldürdü.
Kendi de öldürüldü ya… Allah belasını verdi ya… FETÖ’cü sözde dindar birisi!
2016 yılında ülkenin en önemli kurumları birbirine girdi. Yargı, asker çok büyük yaralar aldı. Vatandaş kime, neye inanacağını şaşırdı.
Her gün olumsuzluklar yaşadık ve giderek de olaylar artıyor. Üstelik ülkemizde altı aydır da Olağanüstü Hal uygulanıyor.
Yıllardır umutla, ısrarla, inatla girmeyi beklediğimiz Avrupa Birliği’nden uzaklaşıp Ortadoğu’ya doğru yelken açtık!.. Mustafa Kemal’in kemiklerini sızlattık.
Bu devleti kuran, ülkemize demokrasiyi getiren Gazi Mustafa Atatürk’ün ilke ve ideallerinden uzaklaştık ne acı ki…
2016 yılı, çok kötü ve karanlık bir yıl olarak hafızalarımızda kalacak. Hemen her gün şok haberlerle uyandık, yaşanan kötü olaylar, insanların sinir sistemini bozdu. Siyasette ticarette adalette en hırçın belalı, sıkıntılı günler geçirdik.
Halkımızın, zaten yoksulluk içinde olan önemli bir bölümü krizler nedeniyle daha da fakirleşti. İşsizlik bir çok insanımızı çıldırttı. Hemen PKK, FETÖ, IŞİD gibi teröristlerin yaşattığı olaylar unutulacak cinsten değildi. “FETÖ’cü” diye nice suçsuz, günahsız insanlar işinden gücünden oldu. Yuvaları yıkıldı.
Yani toplum sinirli, öfkeli, kavgacı oldu. Cinayetler işlendi hiç yoktan. Yine kadınlarımız öldürüldü yüzlerce. Ne acı ki bu ülkede kadın sığınma evleri açıldı. Sadist, alçak, şerefsiz kocaları yüzünden.
Geçtiğimiz yıllarda hükümetin “Açılım” adı altında başlattığı girişimler, yapılan hatalar, ısrarlar, sürdürülen yanlış tutumlar ve beceriksiz davranışlar, insanları kamplara böldü. Kutuplaşmalar arttı. Kardeşlik husumete dönüştü.
Sokaklarda, trafikte, anarşi, yasa tanımazlık, kurallara uymama, yurdun her yanında bir çeşit suç işleme özgürlüğü yarattı.
Türkiye bir “Gerilim” ülkesi haline getirildi. Daha kötüsü olur mu? Olur!
Bundan kötüsünü Allah korusun; bölünüp yok olmaktır! Ölümdür! Allah o günleri ülkemize göstermesin.
Yeni bir yıl için bizim iyi dileklerimiz iyi ama, iktidar yanlıları böyle düşünmüyor. Onlara göre her şey güllük gülistanlık. Onlar başka dünyada yaşıyorlar!
Yeni vergiler, yeni zamlar, insaf ölçülerini aşan ağır yükler yine vatandaşın sırtına bindirildi. Nasıl mutlu, nasıl umutlu olunabilir? Böyle yaşanır mı?
Güzel günlere ulaşabilmek için iyi ve tarafsız yönetilmek; israfı, haksızlıkları, vurgunları bitirmek gerekir. Biter mi dersiniz?
Bugün 2017 yılının üçüncü günü. Geride bıraktığımız 2016 yılında ulusça neler yaşadık, neler çektik, dayanılmaz acılar gördük, çok az gülebildik, çok fazla gözyaşı döktük. 2016 yılı Türkiye için gerçekten karanlık bir yıl oldu.
Eğer gerçekten uygar bir ülke olmak, batı medeniyeti içinde yer almak istiyorsak, gereken her şeyi yapmalıyız. Buna mecburuz ülkemizin geleceği açısından…
Fakat bu, kavgayla dövüşle gerginlik ve nefretle olur mu?
İşte bütün sorun burada düğümleniyor!
İşte yeni bir yıla başlangıç yaptık.
Var mı yeni yılda umudunuz?
İşlerin düzeleceği, kin ve öfke ortamının yumuşayarak, dargın grupların el sıkışacağı, insanlarımızın birbirini seveceğini, görme günleriyle umudumuzu koruyoruz. Daha doğrusu bu umudumuzu yitirmek istemiyoruz.
Artık şehit cenazeleri gelmesin… Yazık oluyor fakir, fukara çocuklarına…
Asker, yargı görevini bilsin. Kavga olmasın, gerçek demokrasiyi yaşayalım. Birbirimizi anlayalım. Birbirimize saygılı, hoşgörülü olalım.
2016 yılı defolup gitti!
2016 yılı ülkemiz için felaketler yılı olarak geride kaldı, ülkemiz için kötü bir yıl oldu. Yaşadığımız olayları hatırlayınız. Canlı bombaları, şehit cenazelerini, gözyaşlarını…
2016 yılı Kırşehir’imiz için de öylesine geçti gitti. Zaten Kırşehir’in kaderi bu!
Yani 2016 yılı Kırşehir’imiz için de boş bir yıl olarak geride kaldı dersek yalan söylememiş oluruz. Sadece devletin rutin, ufak tefek yatırımları oldu. Ama 2017 yılı olarak umutlanmak istiyoruz.
Kırşehir’den göç dursun, nüfusumuz artsın istiyoruz.
İşte yaşadığımız Kırşehir ortada!
Övsek ne yazar, eleştirsek ne olur?
“Kırşehir kalkınıyor, Kırşehir büyüyor” dersek kimi inanır?
Kırşehir çevre illere göre kötüye gidiyor. Yalan mı söyleyelim? Hepiniz böyle düşünmüyor musunuz? Böyle konuşmuyor musunuz? Doğruları söyleyin!
Tabi bu eleştirilerimizi kabullenmek istemeyenler de olabilir.
Yanı başımızdaki Aksaray’a Nevşehir’e bir gidip bakın! Nasıl kalkındığını, nüfusunun arttığını göreceksiniz. ? Kırşehir bir gün Kayseri gibi, Konya gibi ya da bir Eskişehir gibi olabilir mi? Bu mümkün mü? Bu metropol iller sanayisi ile, üniversiteleriyle, kültür ve turizmiyle her yıl katlanarak büyüyor, güç alıyor. Kayseri’nin, Konya’nın, Eskişehir’in siyasileri, yerel yöneticileri neler yapmışlar. Meydanları, cami avluları güvercin dolu. Ya Kırşehir? Onların milletvekili sayıları da artıyor. Bizim Kırşehir’in ise teke düşecek neredeyse! Varsın düşsün. Üçtü de ne hayrını gördük, ikiye düştü ne hizmetlerini aldık? Varsın teke düşsün de onlar da rahatlasın, Kırşehir’de!
Yıllar yılı yazdım, eleştirdim. Ölümüne sevdiğim, bırakın bir Kırşehirliyi, köpeğine dahi söz söyletmediğim Kırşehir’imiz büyüsün istedim.
Bir tek iktidar yanlılar “Kırşehir’e büyük yatırımlar yaptık”, diyorlar. Biz mi göremiyoruz, anlamadık gitti.
Yeni yılda çok şey mi istiyoruz acaba?
Yoksa gergin geçen, huzursuzluklarla dolu 2016 yılını geride bırakırken daha gergin geçecek bir yıla mı giriyoruz? Allah korusun öyle bir yıl daha istemiyoruz.
Dileğimiz ve arzumuz ülkemizin üzerindeki karanlık günler kalksın, bitsin!
Kahpe PKK’nın, FETÖ’ nün, IŞİD’in sonu olduğu yıl olsun, bu hain ve şerefsizler güruhu teröristlerin bitirildiği yıl olsun.
2017 yılı ülkemiz için de, Kırşehir’imiz için de mutlu yıllar olsun…