Merhaba 2016 yılı…
Yeni bir yıla daha “merhaba” diyoruz. Bugün 2016 yılının ilk günü.
Bugün 2016 yılının ilk günü.
Yıllar ne çabuk geçti. Hatırlayınız 2015 yılını karşıladığımız günün ilk saatleri...
Bugün yine sabah erkenden dışarı çıktım, Kırşehir’i soluyorum.
Esintili bir sabah olsun istiyorum.
Çiçeklenmiş bir hayat, her taraf diz boyu kar olsun istiyorum.
Çocuklar kartopu oynasın, kızak kaysın istiyorum.
İstiyorum tabi torunlarımla kardan adam yapıp, yaşadığımız zorlukları unutup 2016’ya huzur ve mutluluk içinde girmek istiyorum.
Fotoğraf arşivimi karıştırırken, siyah beyaz resimlere takılıyor gözlerim.
Yaşanmış yorgun yıllar geliyor aklıma.
Geçip giden yılları anımsıyor, hüzünleniyorum. “Heyhaah” diyorum.
Gelenek mi, alışkanlık mı bilemeyeceğim. “Yılın son günü”nü uğurlarken şöyle durup bir düşünmeden edemedim.
Giden yıllar ülkemize, Kırşehir’imize ne getirdi, ne götürdü diye bir şeyler yazıp sorgulamak istiyorum. Ama derinlemesine de girip yıl boyu yaşadığımız tüm olayları yeniden yazmak ta istemiyorum.
“Ülkemiz demokrasi adına hangi kazanımları elde etti” diye uzun uzun düşünüyor, kafa yoruyorum.
Peki, Kırşehir ne kazandı, geçip giden yıllardan söyler misiniz?
Çevremizdeki iller hep kalkındı, sanayileşti. Turizmden tutun da her alanda büyüdü. Nüfusları arttı, milletvekili sayılarını düşürmeyip korudular.
Ya Kırşehir? Ya sahipsiz Kırşehir?
Siyasi, ticari, ekonomik olarak her alanda küçüldü. Nüfusu 2015’te de yine düşmeye devam etti. Halâ da aynı durumu iliklerine kadar yaşıyor. Bir taşra kasabası konumunda… Ve ne kadar acı değil mi?
Nüfusun artması yolunda Kırşehir’e kalıcı, istihdam sağlayan hiçbir eser yapılmadı. Kazandırılmadı. Okuyanımız, yazanımız Kırşehir’e dönmedi, dönmüyor. Ekmek için, iş için başka illere göçtüler. Çevrenize bir bakın böyle değil mi?
Geçen yıl, yani 2015 yılında yapılan seçimlerde Kırşehirliler yerelde de, genelde de iktidarla bir olmaya oy verdiler. İyi de ettiler,
Ak Parti’den seçilen iki milletvekilline umut bağladılar.
Özellikle geçen dönemlerde iki dönem TBMM’de milletvekili olarak görev yapan, yaptığı hizmetlerle, Kırşehirlilerin gönlünde silinmez izler bırakan; Ahi Evran Üniversitesi’ni kurduran, Polis Okulu’nu açtıran, Sıdıklı-Sarıyahşi Köprüsü’nü Kızılırmak’ın üzerine yaptıran, Adliye Sarayı’nı, hastaneyi, kamu yatırımları başta olmak üzere tüm ilçelere kamu hizmetleri getiren, okullar, öğrenci yurtları daha pek çok yatırımları Kırşehir’le tanıştıran, hizmet adamı Mikail Arslan, yine Kırşehirlilerin umut bağladığı, sevdiği saydığı milletvekili olarak 2016’da ve gelecek yıllarda inşallah Kırşehir’e hizmet gerçekleştirecektir, umudunu taşıyorum. Çünkü seçimlerdeki vaadleri Kırşehirlileri umutlandırmıştı.
Neden mi diyorsunuz?
Kırşehirliler böyle düşünüyor, böyle yorumluyorlar.
Kırşehir’e hizmetler yapılır, yatırımlar getirilirse öyle sanıyorum ki, Kırşehir’de göç duracak ve nüfus artacaktır.
Örneğin Mikâil Arslan’ın Kırşehir’e acemi askeri birliğin kurulması gibi projeleri hepimizi heyecanlandırıyor. Bu proje Kırşehir’i havaya uçurur.
Nüfusumuz 250 binin üzerine çıktığı an milletvekili sayısı üçe çıkacaktır. Bu da demek oluyor ki, Kırşehir için daha güçlü çıkacaktır sesimiz, hesabı yapılmalıdır. Bunun için Kırşehirlilerin birlik ve beraberlik içinde olması ve Kırşehir’in geleceği için herkesin geçmişten ders çıkarması gerekir diye düşünüyorum.
Muhalefet partileri kendi dertlerine düştüler. İnandırıcılıkları kalmadı hala birbirleriyle uğraşıyorlar. Bir seçimli kurultayı bile yapamıyorlar. Bunlar mı iktidar olup hizmet yapacaklar? Geçiniz!
Bunların genel merkezleri de aynı, illeri de aynı. Yani hepsi dökülüyor.
Bugün yılın ilk günü. 1 Ocak ya, bugün yine geçip giden yıllara hayıflanacağız. Geçen yıllar neler yaptık, neler yaşadık onun bir muhasebesini yapacağız.
En önemlisi bir yaş daha yaşlandık.
Şahsen ben 64’üncü yaşıma girdim. 65’ime merdiven dayadım. Görüyor musunuz yaşlanmışız.
Bugün 2015 yılının dökümünü ortaya koyacağız.
Ben yine öyle yapacağım. Kendimden çok, yaşadığım kentin çok daha iyi olmasının, insanların yaşam koşullarının daha rahat ve huzur içinde olmasını diliyorum.
Bu kış akşamı, yılın bu ilk günü Kırşehir’e şöyle bir bakıyorum ki üzülmemek elde değil. Kırşehir bir garip, bir garip gözüküyor!
Kırşehir’in bırakın ilçelerini, köylerini; merkezin tüm mahalleri kırık dökük. İnsanlar buralarda bezgin bir ortamda yaşam koşulları sürüyor.
Göstermelik 1-2 “Kent Park” gibi işler belki bir avuç öylesine yaşayanları mutlu edebilir, ama Kırşehir’in her tarafı dediğim gibi köyden kötü bir vaziyette. İnsanlar bezgin, insanlar bıkkın. Bu kentin yerel yöneticileri için insanlar neler söylüyor, neler!
Bu gerçekleri dile getirmek dürüstlük olsa gerek.
Yazık oluyor Kırşehir’e, yazık ediyorlar Kırşehir’e.
Hani adımız Ahi’ydi? Hiç Ahilikle bağdaşır bir yanımız var mı?
Ahilik ilkelerine uyan, onun gibi yaşayan kaç kişi var?
Ahiliği halâ çıkarı için kullanan zavallıları görüyoruz. Olmayan itibarlarına itibar katmak istiyorlar.
Bir avuç tuzu kuru insanların mutlu gözüktüğü bu kent hala sos veriyor!
Kim düzeltecek, kim düzlüğe çıkaracak bilinmiyor.
Söyleyin Kırşehirliler, doğruları söyleyin. İnandırın beni.
Ben yıllardır yazıyorum, inanmıyorum yapılan açıklamalara. Çünkü görüyorum, yaşıyorum bunları… Hepsi yalan, hepsi hikâye…
Eğitimden sağlığa şöyle bir göz atın neler göreceksiniz.
Yaşadıklarınızdan utanacaksınız. Çocuklarınızın geleceği karanlık. Araştırın isterseniz.
Devlet okullar yaptırmış, öğrenci almış, okulunu yolu yok, okulun doğalgazı, elektriği yok. Öğrencileri bir başka okula devretmişler. Hastaneye gidiyorlar saatlerce kuyruklarda çile çekiyor, doğru dürüst muayene olamadan, tedavi olamadan kör pişman reçete yazdırıp dönüyorlar. Bu mu sağlık hizmeti?
Ama herkese makam ve mevkii vermişler. Ellerinde cep telefonu geyik muhabbeti yapıyorlar. Amir bellisiz, memur bellisiz.
Ağla Kırşehir derdine!..
Hani “Kırşehir’e hizmet yapıyoruz” diyerek makam ve mevkiini koruyan, gününü gün ederek yaşayan, günlerini dolduranların böyle yaptığını, halka “hizmet” yerine “hezimet” yaptığını kendileri, yanındaki menfaatçi ikiyüzlüleri inkâr etseler de Allah görüyor ve biliyor ya! Belki hepsinin sonları hüsran olacak.
Geride bıraktığımız 2015 yılını böylesine bir ortamda uğurladık.
Kırşehir’i yılın ilk günü böyle duygular içinde bir garip, bir garip görüyorum. Üzülüyorum, elem duyuyorum. Ama ne çare!..
Söylemeden edemiyorum; bu kentte yaşayıp da servetine servet katanlar, etliye sütlüye karışmayanlar, Kırşehir için nokta kadar düşünce ve fikri olmayanlara ne söyleseniz çare değil, onlar kafalarını kuma gömmüşler, öyle yaşıyorlar. Doğrusu merak ediyoruz, onların sonları ne olacak?
2016 yılına bugün merhaba diyoruz. İnşallah 2016 yılı geçip giden yıllar gibi karanlık ve kötü bir yıl olmaz.
2016 ülkemiz için, Kırşehir’imiz için, demokrasimiz için inşallah iyi olur. Umutsuz yaşanmaz ki.
2016’dan umudunuz eksilmesin dileklerimle.