MHP’den “Kırşehir Çiğdem”e ziyaret MHP’den “Kırşehir Çiğdem”e ziyaret



AGAD ve KGK, bir pa­nel­le Adı­ya­man'ın yerle bir ol­du­ğu 6 Şubat dep­rem­le­rin­de gerek se­si­nin du­yul­ma­sı, ge­rek­se de son­ra­sın­da ek­sik­le­ri­nin gi­de­ril­me­si nok­ta­sın­da med­ya­nın ro­lü­ne dik­kat çek­ti­ler. Adı­ya­man’da dü­zen­le­nen “Dep­rem­de Med­ya­nın Rolü” ko­nu­lu pa­nel­de, yerel med­ya­nın gücü ve ger­çek­le­rin san­sür­süz sor­gu­la­na­bil­me­si­nin öne­mi­ne de­ği­nil­di.
6 ŞUBAT dep­rem­le­rin­de adeta yerle bir olan Adı­ya­man’ın ye­ni­den ayağa kalk­ma sü­re­ci­ne katkı sağ­la­mak adına Adı­ya­man Faal Ga­ze­te­ci­ler Ce­mi­ye­ti (AGAD) ve Kü­re­sel Ga­ze­te­ci­ler Kon­se­yi (KGK) ta­ra­fın­dan Adı­ya­man’da “Dep­rem­de Med­ya­nın Rolü” ko­nu­lu panel dü­zen­len­di.
Esnaf Ke­fa­let Ko­ope­ra­ti­fi Top­lan­tı Sa­lo­nu’nda dü­zen­le­nen pa­ne­lin mo­de­ra­tör­lü­ğü­nü ga­ze­te­ci Ne­ca­ti Atar ya­par­ken, KGK Genel Baş­ka­nı Meh­met Ali Dim, KGK Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­ka­nı Prof. Dr. Le­vent Eras­lan ve KGK Yö­ne­tim Ku­ru­lu Üyesi Nalan Yaz­gan da pa­ne­le ko­nuş­ma­cı ola­rak ka­tıl­dı­lar.
Panel mil­let­ve­kil­le­ri Resul Kurt ve Mus­ta­fa Al­ka­yış ile Be­le­di­ye Baş­ka­nı Sü­ley­man Kı­lınç, KGK yö­ne­tim ku­ru­lu üye­le­ri ve il tem­sil­ci­le­ri, çok sa­yı­da kurum, ku­ru­luş yö­ne­ti­ci­si ile STK tem­sil­ci­si­nin ka­tı­lı­mıy­la ger­çek­leş­ti­ril­di.
Ulu Önder Gazi Mus­ta­fa Kemal Ata­türk, şe­hit­ler ve ga­zi­ler ile dep­rem­de ha­ya­tı­nı kay­be­den­ler için saygı du­ru­şun­da bu­lu­nul­ma­sı ve İstik­lal Marşı’nın okun­ma­sı ile baş­la­yan et­kin­li­ğin açı­lış ko­nuş­ma­sı­nı AGAD Baş­ka­nı İbra­him Aslan ger­çek­leş­tir­di.
‘ADI­YA­MAN SAHİPSİZ’
Ka­tı­lım­cı­la­ra des­tek­le­rin­den do­la­yı te­şek­kür eden Aslan, 6 Şubat dep­re­mi son­ra­sı ya­şa­nan­lar ile Adı­ya­man’ın ne kadar sa­hip­siz ol­du­ğu­nun bir kez daha gö­rül­dü­ğü­nü be­lir­te­rek "Gün­ler­ce gel­me­yen yar­dım­lar­dan do­la­yı canlı canlı vefat eden hem­şe­ri­le­ri­mi­zi gör­dük. Bu­nun­la bir­lik­te hiç­bir şey ya­pa­ma­yan yö­ne­tim­le­ri gör­dük. Bir ül­ke­de mu­ha­le­fet so­ru­nu varsa ik­ti­da­rın ek­sik­lik­le­ri­ni görme şansı çok ol­mu­yor. Dep­rem­den sonra bu mem­le­ket­te her­ke­sin ken­di­ni sor­gu­la­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­rum. Biz basın ola­rak bu mem­le­ke­tin so­run­la­rı­nı ko­nuş­ma­dık. Si­ya­si parti, sivil top­lum ku­ru­lu­şu veya der­nek tem­sil­ci­le­ri­nin, yö­ne­ti­ci­le­rin hesap ver­me­le­ri ge­rek­ti­ği­ni ko­nuş­ma­dık. Çu­val­dı­zı ken­di­mi­ze ba­tır­mak zo­run­da­yız. Ma­ale­sef ba­sı­nın ne kadar önem­li ol­du­ğu­nu, nü­fu­sa göre ölü­mün, yı­kı­mın en fazla ol­du­ğu Adı­ya­man ola­rak, 6 gün bo­yun­ca alt ya­zı­lar­da bile geç­me­di­ği­ni gö­rün­ce an­la­dık.
‘İSİAS OTEL’DE ÖLEN ÇO­CUK­LAR GÜN­DEM OLDU, ADI­YA­MAN’IN ÇO­CUK­LA­RI GÜN­DEM OL­MA­DI’
6 Şubat dep­re­min­de 35 Kıb­rıs­lı ço­cu­ğu­mu­zun ve­fa­tı tüm ül­ke­de gün­dem olur­ken, Adı­ya­man’da bin­ler­ce ço­cu­ğu­mu­zun, on bin­ler­ce in­sa­nı­mı­zın ve­fa­tı­nı kimse dile ge­tir­me­di. Özel­lik­le yay­gın med­ya­da­ki mes­lek­taş­la­rı­mız 6 gün bo­yun­ca bunu ko­nuş­ma­dı­lar. Bun­la­rı söy­ler­ken bir STK baş­ka­nı ola­rak ken­dim­den utanç du­yu­yo­rum, vefat eden tüm hem­şe­ri­le­ri­miz­den özür di­li­yo­rum. Ger­çek­ler­le yüz­leş­mek zo­run­da­yız. Ba­sı­nın öne­mi­ni gör­dük. Biz bunu ya­şa­dık. Diğer mem­le­ket­ler­de ya­şa­yan­la­rın bun­la­rı ya­şa­ma­ma­sı için bu ko­nu­da mü­ca­de­le edi­yo­ruz" dedi.
‘BU MEM­LE­KETİN YIL­LAR­CA GER­ÇEK­LERİNİ KO­NUŞ­MA­DIK’
Ma­lat­ya’da 6 bin, Ga­zi­an­tep İsla­hi­ye’de 8 bin konut yı­kıl­mış­ken, 9 bin konut tes­li­mi­nin ya­pıl­ma­sı­nın Adı­ya­man’ın ne kadar sa­hip­siz ol­du­ğu­nu or­ta­ya koy­du­ğu­nu söy­le­yen Aslan, "Çünkü biz yıl­lar­ca bu mem­le­ke­tin ger­çek­le­ri­ni ko­nuş­ma­dık. Çe­lik­han yo­lun­da hem­şe­ri­le­ri­mi­zin ka­za­lar­da vefat et­tik­le­ri­ni ya­za­ma­dık. Se­çil­miş­le­ri, yö­ne­ten­le­ri sor­gu­la­ma­dık. Adı­ya­man tü­tü­nü­nün neden ve niçin büyük fir­ma­la­ra kur­ban edil­di­ği­ni ya­za­ma­dık. Yaz­mış, ko­nuş­muş, sor­gu­la­mış ol­say­dık bugün belki de bu mem­le­ket bu halde ol­ma­ya­cak­tı. İçi­miz­den gel­di­ği gibi ko­nuş­mak is­ti­yo­ruz ama söy­le­ye­mi­yo­ruz. Söy­le­di­ği­miz­de ba­şı­mı­za neler ge­le­ce­ği­ni sor­gu­la­yan bir mem­le­ket ha­li­ne gel­dik. Eğer biz çu­val­dı­zı ken­di­mi­ze ba­tır­maz, bu ger­çek­le­ri ko­nuş­maz, du­yur­maz­sak bu mem­le­ke­tin kal­kın­ma­ya­ca­ğı­nı ya­şa­dık, ya­şı­yo­ruz, ya­şa­ya­ca­ğız" diye ko­nuş­tu.
‘BA­RON­LAR DEP­REM SA­BA­HI ADI­YA­MAN’I TERK ETTİLER’
“Dep­rem sa­ba­hı Adı­ya­man’ın ba­ron­la­rı, ka­nı­nı emen­ler bu mem­le­ke­ti terk et­ti­ler” di­ye­rek ken­tin ka­de­ri­ne terk edil­miş­li­ği­ne de isyan eden AGAD Baş­ka­nı Aslan, "Hepsi ço­cuk­la­rı­nı bü­yük­şe­hir­le­re gö­tür­dü­ler. Ço­cuk­la­rı­nı orada özel okula gön­de­rir­ken, bu mem­le­ket­te biz kal­dık. Bu mem­le­ke­tin to­zu­nu du­ma­nı­nı biz yu­tu­yor­sak bun­la­rı sor­gu­la­ma­mız, ko­nuş­ma­mız ge­re­ki­yor. Eğer Adı­ya­man’da yerel medya çok güçlü ol­say­dı, ayak­ta dur­muş ol­say­dı, belki de biz sev­dik­le­ri­mi­zi canlı canlı me­za­ra göm­me­ye­cek­tik.3 gün­lük ga­ze­te ve te­le­viz­yo­nu­mu­za ait tüm bi­na­la­rı­mız yı­kıl­dı. Hiç­bir yö­ne­ti­ci, STK, kimse ara­yıp sor­ma­dı. Çünkü Adı­ya­man’da da 81 il­de­ki gibi hiç­bir mes­lek­ta­şı­mı­zın ayak­ta kal­ma­sı is­ten­mi­yor. Bugün siz bu mem­le­ke­tin her türlü so­ru­nu­nu ya­şar­ken, ço­cuk­la­rı­nız için ser­vis bu­la­maz­ken, ço­cuk­la­rı­nı makam araç­la­rı ile özel okul­la­ra gön­de­ren zen­gin­ler sor­gu­lan­ma­lı. Yerel med­ya­nın ne kadar önem­li ol­du­ğu­nu 6 Şubat’ta tüm sev­dik­le­ri­mi­zi canlı canlı me­za­ra ko­ya­rak öğ­ren­dik.
‘FİLİSTİN İÇİN EYLEM YA­PAN­LAR ADI­YA­MAN’I KO­NUŞ­MA­DI’
Yay­gın med­ya­nın te­ke­li­ne gir­di­ği­mi­zi, yay­gın med­ya­nın da sa­de­ce bağlı ol­duk­la­rı ku­rum­la­rın pat­ron­la­rı­nın ta­li­ma­tı ile git­tik­le­ri ilde yayın yap­tık­la­rı­nı gör­dük. Hatay’ı 24 saat canlı ya­yın­la veren ku­ru­luş­la­rın hangi si­ya­si par­ti­den ol­du­ğu or­ta­da. Kah­ra­man­ma­raş’ı gün­de­me çı­ka­ran­la­rın kim­ler ol­du­ğu bi­li­ni­yor. Bu mem­le­ket­te ya­şa­yıp, bu mem­le­ke­tin kim­li­ği ile ayak­ta duran, her türlü im­ka­na sahip olan­lar, on bin­ler­ce in­sa­nın enkaz al­tın­da kal­dı­ğı­nı söy­le­ye­me­yecek kadar kork­tu­lar. STK’lar, der­nek­ler bunu dile ge­ti­re­me­di. Fi­lis­tin’de çoluk çocuk kim olur­sa olsun kat­li­am ya­pan­la­rı kı­nı­yo­rum. Ama Adı­ya­man bu hal­dey­ken hiç­bir açık­la­ma yap­ma­yan­lar, Fi­lis­tin için De­mok­ra­si Parkı önün­de eylem ya­pı­yor­lar. Fi­lis­tin’de­ki­ler de insan ama 6 Şubat dep­re­min­de sev­dik­le­ri­mi­zi ke­fen­siz toplu me­zar­la­ra göm­dük Adı­ya­man’da. Fi­lis­tin için bu mü­ca­de­le­yi veren Adı­ya­man’ın STK’la­rı­nın, 6 Şubat dep­rem­le­ri ile il­gi­li hiç bir açık­la­ma yap­ma­ma­la­rı on­la­rın aciz­li­ği­dir. Her türlü makam ve mevki için her türlü ya­la­ka­lı­ğı ya­pan­la­rın sor­gu­lan­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz.
‘SO­RUN­LA­RI DİLE GETİRE­ME­YEN MU­HA­LE­FET OL­DU­ĞU SÜ­RE­CE İKTİDAR YAN­LIŞ­LA­RI­NI GÖR­ME­YE­CEKTİR’
Mik­ro­fon uza­tı­yo­ruz, 'Ko­nu­şun' di­yo­ruz, ko­nuş­mu­yor­lar. Mil­let­ve­kil­le­ri te­nez­zül edip bu­ra­ya gel­me­yen, grup top­lan­tı­sı yap­ma­yan, iki gün bu­ra­da kal­ma­yan, kon­tey­ner­de ya­şa­nan so­run­la­rı dile ge­ti­re­me­yen mu­ha­le­fet ol­du­ğu sü­re­ce ik­ti­dar yan­lış­la­rı­nı gör­me­ye­cek­tir. Biz sev­dik­le­ri­mi­zi kay­be­der­ken, gün­ler­ce gel­me­yen yar­dım­lar­la yüz­le­şir­ken, in­san­la­rın ek­me­ğe suya muh­taç ol­du­ğu gün­ler­de bir Twit ata­ma­yan, ko­nu­şa­ma­yan si­ya­se­ti­çi­le­rin, STK’ların bu ma­kam­la­rı bı­rak­ma­sı ge­re­kir­di. Biz yerel basın ola­rak bu mem­le­ket­te si­ya­set yapan STK’ları, ik­ti­da­rı ve mu­ha­le­fe­ti sor­gu­la­ya­ma­dık, yan­lış­la­rı, yap­tık­la­rı ha­ta­la­rı söy­le­ye­me­dik. İkili iliş­ki­ler veya ba­şı­mı­za ne gelir kor­ku­su ile. He­pi­miz yerle bir olduk. Dep­rem­den daha ötesi ne ola­bi­lir? Bizim acı­mı­zı bi­zim­le pay­laş­ma­yan­lar, 'Bu mem­le­ke­tin sa­hi­bi­yiz' di­yen­ler­le yüz­leş­me­di­ği­miz sü­re­ce bu mem­le­ket kal­kın­maz.
‘YEREL BA­SI­NIN AYAK­TA KAL­MA­SI İÇİN KİMSE DES­TEK VER­MEDİ’
Söy­le­necek çok şey var ama yerel ba­sı­nın ne kadar önem­li ol­du­ğu­nu bu­ra­da gör­dük. Yerel ba­sı­nın ayak­ta kal­ma­sı için kimse des­tek ver­me­di. Yerel basın, ku­rum­lar güçlü ol­du­ğun­da yan­lış­lar sor­gu­la­na­bi­lir. İş ta­kip­çi­li­ği yap­mak­tan başka bir şey yap­ma­yan yö­ne­ti­ci­le­ri, mü­dür­le­ri sor­gu­la­ma­yan ba­sı­nın bu mem­le­ke­te ve­re­bi­le­ce­ği hiç­bir şey yok­tur. Kendi ço­cuk­la­rı­nı gün­ler­ce en­kaz­la­rın önün­de bek­le­yen in­san­lar ko­nu­şa­mı­yor­ken, Fi­lis­tin için mü­ca­de­le ve­ri­yor­sak, Adı­ya­man’a en büyük iha­net ya­pıl­mak­ta­dır. Medya 6 gün bo­yun­ca alt yazı dahi geç­me­di ve biz on bin­ler­ce sev­di­ği­mi­zi kay­bet­tik. Ne­de­ni ko­nu­şul­du mu? Ko­nu­şul­ma­dı? Çünkü bu mem­le­ke­tin STK’ları sa­de­ce si­ya­si­le­re, ik­ti­da­ra ya­la­ka­lık yap­mak için mü­ca­de­le ve­ri­yor­sa, kay­be­den hep biz olu­ruz. Yerel med­ya­nın ne kadar önem­li ol­du­ğu­nu dep­rem­de gör­dük" diye ko­nuş­tu.
'DEP­REM­DE TÜM ŞEHİR EN­KA­ZIN AL­TIN­DA KALDI'
Mo­de­ra­tör ga­ze­te­ci Ne­ca­ti Atar ise "Biz dep­rem­de neler ya­şan­dı­ğı­nı, Tür­ki­ye’nin gün­de­mi­ne ne şe­kil­de gel­di­ği­ni veya ge­le­me­di­ği­ni dep­re­min üçün­cü gü­nün­den sonra öğ­re­ne­bil­dik. Dep­re­min ya­şan­dı­ğı saat 04.17’den 20 da­ki­ka sonra ulu­sal bir te­le­viz­yon ka­na­lı, dö­ne­min va­li­si­ne bağ­la­nıp Adı­ya­man’daki ge­liş­me­le­ri sordu. Vali ekip­le­re ula­şa­ma­dı­ğı­nı söy­le­ye­rek, başta AFAD olmak üzere dev­le­tin bi­rim­le­ri­ni Adı­ya­man’a yar­dı­ma ça­ğır­dı. İlgili ka­na­lın mu­ha­bi­ri hasar tes­pit ça­lış­ma­la­rı­na baş­la­nıp baş­lan­ma­dı­ğı­nı sor­du­ğun­da vali 'Hiç bir yere ula­şa­mı­yo­ruz' dedi. Ama bu ifa­de­ler bir daha hiç bir ka­nal­da ya­yın­lan­ma­dı. Biz bu­ra­da­ki­ler en­ka­zın al­tın­dan sağ çı­kan­la­rız çünkü he­pi­miz, tüm şehir en­ka­zın al­tın­da kal­dık. Hiç­bi­ri­miz şeh­rin ne du­rum­da ol­du­ğu­nu bil­mi­yor­duk. Elekt­rik­ler ke­sik­ti. Ya­kın­la­rı­mı­za ulaş­ma­ya ça­lı­şı­yor­duk ama ile­ti­şim yoktu. Gün ışı­dı­ğın­da şeh­rin bir bütün ola­rak yı­kıl­dı­ğı­nı gör­dük. Elekt­rik ol­ma­dı­ğın­dan, in­ter­net çek­me­di­ğin­den neler olup bit­ti­ği­ni bil­mi­yor­duk. Dep­re­min ilk anın­dan iti­ba­ren adı 11 il ara­sın­da geçen, bazen ‘Kom­şu­nun dep­re­mi­ni ya­şa­dı’ de­ni­len ama bin­ler­ce in­sa­nı­mı­zın enkaz al­tın­da ka­la­rak ha­ya­tı­nı kay­bet­ti­ği, ke­fen­siz gö­mül­dü­ğü, sev­dik­le­ri­ni top­ra­ğa göm­mek için ki­lo­met­re­ler­ce ce­na­ze­le­ri ara­cı­nın ba­ga­jın­da bek­let­ti­ği şe­hir­dir Adı­ya­man. Ancak buna rağ­men Kahta’ta çe­ki­len gö­rün­tü­ler son­ra­sı ‘Adı­ya­man’da hayat nor­ma­le döndü’ de­nil­di.
‘DEP­REM 11 İLDE OLDU DİYEREK SO­RUM­LU­LUK­TAN KA­ÇI­LI­YOR’
Tüm bun­la­rı ya­şa­mış­ken bu pa­ne­li dü­zen­le­di­ği için AGAD ve ka­tı­lım sağ­la­yan KGK yö­ne­ti­ci­le­ri­ne te­şek­kür edi­yo­rum. Medya ta­ra­fın­dan ya­pı­lan ha­ber­ler bir ile ge­rek­li yar­dım­la­rın ya da arama kur­tar­ma ekip­le­ri­nin gön­de­ril­me­si ko­nu­sun­da çok büyük bir önem arz edi­yor. Sayın va­li­miz bile dep­rem­den 20 da­ki­ka sonra Adı­ya­man’da ya­şa­nan fe­la­ke­tin bo­yut­la­rı­nı tüm Tür­ki­ye’ye du­yur­mak is­ter­ken sesi ke­sil­miş­ti. Biz­ler zaten ile­ti­şim­siz­lik­ten ve en­kaz­la­rın ba­şın­dan ay­rı­la­ma­dı­ğı­mız­dan do­la­yı zaten hiç kimse ile ile­ti­şi­me geçme ça­ba­sın­da ola­ma­dık. Biz ancak 2 ya da 3’üncü günü Adı­ya­man’ın dep­re­mi ya­şa­yan değil his­se­den şe­hir­ler ara­sın­da ulu­sal med­ya­da anıl­dı­ğı­nı öğ­ren­dik. Dep­re­min 11 ilde ya­şan­dı­ğı, büyük fe­la­ke­tin 11 ili vur­du­ğu saf­sa­ta­sı­na son ve­ril­me­si ge­re­ki­yor. Dep­rem şehir mer­ke­zi ola­rak sa­de­ce Adı­ya­man ve Hatay’da ya­şan­mış­tır. Kah­ra­man­ma­raş ve Ma­lat­ya’yı da dep­rem ya­şa­yan iller ara­sın­da sa­yar­sak, dev­le­tin im­kan­la­rı Adana, Ga­zi­an­tep, Şan­lı­ur­fa, Di­yar­ba­kır'a yön­len­di­ril­miş­tir. Üçün­cü gün so­nun­da ancak ora­lar­dan bu­ra­la­ra yar­dım­lar gel­me­ye baş­la­mış­tır. Oysa bu şe­hir­ler­de büyük yı­kım­lar ya­şan­ma­mış­ken, dev­le­tin im­kan­la­rı­nın dep­re­mi ya­şa­ma­yan il­le­re yön­len­di­ril­me­si ve sü­rek­li ola­rak 11 ilde afe­tin ya­şan­dı­ğı­na dair ha­ber­ler, as­lın­da ilk ola­rak mü­da­ha­le edil­me­si ge­re­ken yer­le­re ge­re­ği­nin ya­pı­la­ma­ma­sı­nın, so­rum­lu­luk­tan ka­çı­şın ör­ne­ği ol­muş­tur. Adı­ya­man’da 6 Şubat’ta ya­şa­nan dep­rem­de ha­ya­tı­nı kay­be­den on bin­ler­ce in­sa­nı­mız göz ardı edil­miş, ka­yıt­la­ra birer is­ta­tis­tik ola­rak geç­miş­ler­dir" şek­lin­de ko­nuş­tu.
DİM: ÇOK BÜYÜK BİR TRA­JEDİ
KGK Genel Baş­ka­nı Meh­met Ali Dim ise şöyle ko­nuş­tu:
"Çok büyük bir tra­je­di. Gerek siz­ler bu­ra­da biz­zat ya­şa­ya­rak, gerek biz­ler uzak­tan te­le­viz­yon ek­ra­nın­dan veya sos­yal medya va­sı­ta­sıy­la ta­nık­lık ettik. Tabi siz­le­rin ya­şa­dı­ğı bu tra­je­di­yi biz­le­rin siz­ler kadar de­rin­den his­set­me­miz müm­kün değil. Ne kadar em­pa­ti yap­sak da, an­la­ya­bi­li­yo­ruz desek de yalan söy­le­miş olu­ruz. Ben bir ga­ze­te­ci ola­rak ikin­ci gün­den iti­ba­ren dep­rem böl­ge­sin­dey­dim. Hatay, Kah­ra­man­ma­raş, Şan­lı­ur­fa böl­ge­si­ne git­tim. Bu­ra­ya ge­le­cek­tim ancak yol­lar tı­ka­lı veya ka­pa­lı ol­du­ğu için daha sonra Adı­ya­man ve Ma­lat­ya’ya gel­mek üzere böl­ge­den ay­rıl­dık. Dep­re­min 10’uncu gü­nün­de Adı­ya­man’a gel­dik. Adı­ya­man’daki tab­lo­yu göz­lem­le­me şan­sı­mız oldu. 6’ncı gün­den sonra ek­ran­la­ra yan­sı­yan Adı­ya­man’ı biz de göz­le­ri­miz ile gör­müş olduk. Baş­kan İbra­him Aslan’ın dep­rem son­ra­sı ken­tin se­si­ni du­yur­mak için te­le­viz­yo­nu­nu ça­dır­da ya­yı­na sok­ma­sı bizim için kı­vanç kay­na­ğı oldu. Dep­rem ge­ce­si ilk bil­gi­ler Kah­ra­man­ma­raş’a dair geldi. Kimin ak­lı­na gelir 11 ilde böyle bir dep­re­min ola­ca­ğı. Bu kadar büyük bir coğ­raf­ya­da bu kadar et­ki­li bir dep­re­mi dü­şü­ne­me­dik. Gün ay­dın­la­nın­ca or­ta­ya çıktı ki en çok da Adı­ya­man’ı, Hatay’ı, Kah­ra­man­ma­raş’ı vur­muş dep­rem. Medya el­bet­te top­lum­sal olay­lar­da, tabi afet­ler­de en çok gü­ve­ni­len, ba­kı­lan or­gan­lar. İşte bu nok­ta­da med­ya­nın ne kadar ob­jek­tif ol­du­ğu, has­sas ve du­yar­lı dav­ran­dı­ğı önem­li olu­yor.
Dep­re­mi ba­şın­dan beri iz­le­yen, bizim de üye­miz olan 4-5 ga­ze­te­ci ar­ka­da­şı­mız vardı, bir ta­ne­si bazı kur­tar­ma ça­lış­ma­la­rı­nı an­la­tır­ken er­te­si gün hiç on­lar­dan bah­set­me­di ama kur­ta­rı­la­ma­dık­la­rı dile ge­ti­ri­le­me­di. Yu­ka­rı­dan ta­li­mat­lar ge­li­yor. Bu tip ta­li­mat­la­rın ne­re­den nasıl gel­di­ği­ni bi­li­yo­ruz ama bun­lar asla böyle bir acı­nın önüne geç­me­me­li. Yürek da­yan­maz bü­yük­lük­te bir tra­je­di­yi hep bir­lik­te ya­şı­yo­ruz ama med­ya­nın bu­ra­da bu du­ru­mu san­sür ile değil daha açık ve net sun­ma­sın­da fayda vardı. İlk 6 gün Adı­ya­man’ın du­ru­mu­nun alt ya­zı­lar­da bile geç­me­di­ği söy­le­ni­yor ama ör­ne­ğin Ma­lat­ya da med­ya­da ye­te­rin­ce yer al­ma­dı­ğın­dan şi­ka­yet­çi. As­lın­da dep­rem­de nü­fu­sa ba­kıl­dı­ğın­da en çok zarar gören il Adı­ya­man’dır. Dün­ya­da 3 bin bina yı­kıl­mış­ken, aynı anda hep­si­ne kur­tar­ma ekibi gön­de­re­bi­lecek bir dev­let var mıdır? Böy­le­si­ne büyük bir fe­la­ke­te anın­da ref­leks gös­te­re­bi­lecek, in­san­la­rı enkaz al­tın­dan anın­da çı­ka­ra­bi­lecek bir güç bence yok. Ger­çek­çi olmak lazım. Kan­ser öl­dü­rü­yor evet ama önem­li olan kan­ser ol­ma­mak. Dep­rem de böyle. İnsan­la­rı dep­rem değil bi­na­lar öl­dü­rü­yor. Dep­re­me di­renç­li kent­ler inşa et­me­li­yiz. İmar af­la­rı ile bu dep­re­me ha­zır­lık­sız ya­ka­la­nıl­ma­sı nok­ta­sın­da kat­kı­da bu­lun­ma­mış ol­say­dık böyle ol­ma­ya­bi­lir­di. İmar affı sa­de­ce bizim ül­ke­miz­de var. Bizde ne tür çi­men­to, kum kul­lan­mış, de­mi­ri ye­ter­li mi gibi bu tür kri­ter­le­re ba­kıl­mak­sı­zın çıkan imar af­fın­dan her­kes ya­rar­la­nı­yor. Sonra dep­rem olun­ca da bir­çok in­sa­nı­mı­zı kay­be­di­yo­ruz. Bun­dan sonra uma­rız imar af­la­rı çık­maz, bi­na­la­rı ulus­la­ra­ra­sı kri­ter­le­re uygun inşa ede­riz.”
'ADI­YA­MAN’I HA­BER­LER­DE GÖR­MEYİNCE SEVİNMİŞTİK OYSA…'
Ga­ze­te­ci Ne­ca­ti Atar da, med­ya­nın Adı­ya­man’da ya­şa­nan dep­re­mi Tür­ki­ye gün­de­mi­ne nasıl sun­du­ğu­nun, İsias Otel fa­ci­asın­da ço­cu­ğu­nu kay­be­den bir an­ne­nin fer­ya­dın­dan an­la­şı­la­bi­le­ce­ği­ni söy­le­ye­rek, “Bu anne Adı­ya­man ile il­gi­li dep­rem sa­ba­hı hiç­bir haber gör­me­di­ğin­de se­vin­di­ği­ni ancak son­ra­sın­da tüm ken­tin yı­kıl­dı­ğı­nı an­la­dı­ğın­da ya­şa­dık­la­rı­nı an­lat­tı.
Med­ya­nın Adı­ya­man ile il­gi­li geç­miş ol­du­ğu ha­ber­le­ri, sos­yal med­ya­da Adı­ya­man’da ya­şa­nan fe­la­ket­le il­gi­li neler ya­şan­dı­ğı­nı çok son­ra­dan öğ­ren­dik. Bu tür du­rum­lar­da bilgi kir­li­li­ği ya­şa­na­bi­li­yor. Kötü ni­yet­li pay­la­şım­lar, si­ya­si ve ide­olo­jik pay­la­şım­lar ya­pı­la­bi­li­yor” dedi.
‘BA­ĞI­RA­RAK GÜN­DEM­DE KA­LA­RAK YAR­DIM ALMA TALEBİNE GEREK OL­MA­MA­LI’
SODİMER Baş­ka­nı Prof. Dr. Le­vent Eras­lan “Ba­ğı­ran ken­di­ni or­ta­ya çı­kar­mış ki en çok ba­ğı­ran da Ga­zi­an­tep Be­le­di­ye Baş­ka­nı. Çünkü on­la­rın bir di­as­po­ra­sı var. Cid­den Adı­ya­man ge­ri­de kaldı. Neden? Çünkü Adı­ya­man halkı sos­yal medya kul­lan­mı­yor, ge­rek­li gün­de­mi ya­rat­ma gü­cü­ne sahip değil, aynı Hatay’ın Kı­rık­han’ı gibi. Ba­ğı­ra­rak, gün­dem­de ka­la­rak yar­dım alma ta­le­bi­ne gerek ol­ma­ma­lı. Bu dev­le­tin makro po­li­ti­ka­la­rı ol­ma­lı. AFAD diye bir teş­ki­lat var. AFAD pla­nın­da bu­ra­nın eş kenti ne­re­si? İkiz dep­rem li­te­ra­tür­de yok. El­bet­te kı­pır­dan­ma­lar var ama in­san­lar kon­tey­ner­ler­de, zor şart­lar­da. 6 Şubat'ın yıl­dö­nü­mün­de in­san­lar fo­toğ­raf çek­tir­me­ye geldi dep­rem böl­ge­le­ri­ne ne yazık ki. Dep­rem­de sos­yal med­ya­nın iyi yan­la­rı­nı da gör­dük, kötü yan­la­rı­nı da gör­dük. Böyle bir yı­kı­ma, kı­ra­na kimse hazır de­ğil­di. Sos­yal medya hızlı bir şe­kil­de ör­güt­len­di. Yar­dım­lar ya­pıl­dı. Ama ikin­ci gün­den iti­ba­ren elma gibi ikiye bö­lün­dük. Sos­yal med­ya­yı tu­ka­ka yap­ma­nın hiç­bir an­la­mı yok. Düz­gün kul­lan­ma­lı­yız. Günde 3 saat on­li­ne ol­du­ğu­muz bir yapı sos­yal medya.
‘AFET GA­ZE­TECİLİĞİ GELİŞMELİ’
Bu ülke bir afet coğ­raf­ya­sı. O zaman bizim afet makro plan­la­ma­sı yap­ma­mız lazım. AFAD ile bu olmaz çünkü AFAD An­ka­ra’da. Tüm im­za­lar orada atı­lı­yor. Ya bölge bölge güçlü alan­lar ya­ra­ta­cak ya da bunu ye­ni­den or­ga­ni­ze ede­cek­si­niz. Afet ga­ze­te­ci­li­ği ge­liş­me­li. Afet ga­ze­te­ci­li­ği bilgi yayan bir ga­ze­te­ci­lik da­lı­dır. Bu dalda ça­lı­şan ga­ze­te­ci­le­rin afet ön­ce­sin­de ve son­ra­sın­da ka­mu­oyu­nu bil­gi­len­dir­mek, far­kın­da­lık ya­rat­mak ve afet­ze­de­le­re des­tek olmak gibi önem­li gö­rev­le­ri var. Ge­le­nek­sel medya, dep­rem sü­re­cin­de sı­nıf­ta kal­mış­tır. Sos­yal med­ya­nın itici gücü, karar ve­ri­ci­ye çe­şit­li ka­rar­lar al­dır­mış­tır. Yı­kı­lan, un ufak olan bi­na­la­rın yapı kont­rol­le­ri, zemin etüt­le­ri, kum, demir izin­le­ri­ni kim im­za­la­dı? En küçük bir ku­lü­be yap­tı­rı­yo­rum An­ka­ra’da, ver­me­di­ğim belge kal­ma­dı. Bu bi­na­lar nasıl ya­pıl­mış? Rö­ne­sans Si­te­si’nin mü­te­ah­hi­di için be­le­di­ye baş­ka­nı nasıl ‘Bu iyi bir adam’ der­sin? Mü­te­ah­hit ‘Bina çök­me­di’ di­ye­bi­li­yor. Psi­ko­sos­yal ça­dı­rı hi­ka­ye. İlaç verip gön­de­ri­yor­lar sa­kin­leş­mek için. Psi­ko­sos­yal des­te­ğin en iyi şe­kil­de ve­ril­me­si ge­re­ki­yor. Bu ço­cuk­la­rın öğ­ren­me ek­sik­lik­le­ri, psi­ko­sos­yal des­tek­ler, göç eden­ler, geri dö­nen­le­rin medya ta­ra­fın­dan iş­len­me­si, ele alın­ma­sı ge­rek­mek­te. Afet ga­ze­te­ci­li­ği çok önem­li bir alan­dır. Bu­ra­da temel il­ke­ler var­dır. Bi­rin­ci­si doğ­ru­luk­tur. Dep­rem­de kaç kişi öldü? Tür­ki­ye’nin so­ru­nu halen bu. Doğru söy­le­yip, doğru an­la­ta­cak ve hızlı ola­ca­ğız. Afet du­rum­la­rın­da hız ve kont­rol edil­miş bilgi çok önem­li. Açık ve yalın ol­ma­lı­yız. Her­ke­sin an­la­ya­ca­ğı dilde ko­nuş­ma­lı, du­yar­lı­lı­ğı sağ­la­ma­lı­yız. Ör­ne­ğin bize yıl­lar­ca ‘Ma­sa­nın al­tı­na girin’ de­di­ler, ma­sa­nın al­tı­na gi­ren­ler öldü. Bunun her­ke­se öğ­re­til­me­si lazım. Ja­pon­ya ör­ne­ği ver­mek­ten nef­ret edi­yo­rum. Ora­da­ki­ler akıl­lı da biz aptal mıyız? Neden bir hamle yap­mı­yo­ruz? Bu bir bi­linç me­se­le­si­dir. Karar ve­ri­ci­le­re büyük bir namus gö­re­vi düş­mek­te­dir. Bun­la­rı yap­maz­sa­nız, bir da­ha­ki dep­rem­de bun­la­rı an­la­ta­cak bi­ri­le­ri­ni bu­la­ma­ya­cak­sı­nız. İmar Ya­sa­sı’nın da bir an önce çık­ma­sı, tüm pay­daş­la­rın bu ya­sa­ya katkı sun­ma­sı ge­re­kir" diye ko­nuş­tu.
‘SUÇU BİRBİRİMİZE ATA­RAK BİR YERE ULA­ŞA­MA­YIZ’
Son ola­rak ko­nu­şan ga­ze­te­ci Nalan Yaz­gan ise ken­di­si­nin de bir dep­rem­ze­de ol­du­ğu­nu be­lir­te­rek şöyle ko­nuş­tu:
"1999 dep­re­mi­ni ya­şa­dım ama ma­ale­sef o gün­den bu­gü­ne bir arpa boyu yol ala­ma­mı­şız. Hem medya hem dev­let ola­rak sı­nıf­ta kal­dık. Suçu bir­bi­ri­mi­ze ata­rak bir yere ula­şa­ma­yız. Mühim olan öze­leş­ti­ri ya­pa­rak kimin neyi eksik yap­tı­ğı­nı tes­pit etmek ve bunun üze­rin­de durup dü­zelt­mek. Bunu sa­de­ce yerel med­ya­da değil yay­gın med­ya­da da yap­ma­lı­yız. Dep­rem ön­ce­sin­de biz yay­gın med­ya­da hep ‘Büyük Mar­ma­ra dep­re­mi ge­li­yor’ ha­ber­le­ri­ni gö­rü­yor­duk. Konu hep İstan­bul üze­ri­ney­di. Ama bi­li­yo­ruz ki bu coğ­raf­ya­nın her böl­ge­sin­de dep­rem teh­li­ke­si var. Buna hem yay­gın hem yerel med­ya­da ha­zır­lık­lı ol­ma­mız lazım. Med­ya­nın rolü çok önem­li, dev­le­tin yap­tı­ğı plan­la­ma­ya med­ya­nın des­tek ol­ma­sı lazım. Yerel med­ya­nın halkı bil­gi­len­dir­me, bi­linç­len­dir­me, far­kın­da­lık ya­rat­ma­ya katkı sun­ma­sı lazım. Öre­ğin hayat üç­ge­ni çok önem­li. Bu ko­nu­da halkı bi­linç­len­dir­mek adına te­le­viz­yon­lar­da daha çok ça­lış­ma ya­pı­la­bi­lir. Ba­tı­da ço­cuk­lar okul­da tat­bi­kat­lar­la bi­linç­len­di­ri­li­yor ör­ne­ğin. Bizde de bu tip tat­bi­kat­la­rın yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı ge­re­ki­yor. Biz şimdi hep imar­dan bah­set­tik, imar ba­rı­şı­na da, affa da kar­şı­yım. Dep­rem anın­da ne­re­de ola­ca­ğı­mı­zı bil­mi­yo­ruz. O zaman bu top­lum­sal bir so­rum­lu­luk. He­pi­mi­zin araş­tır­ma yap­ma­sı, talep et­me­si ge­re­ki­yor. Av­cı­lar’da yerel yö­ne­ti­me talip bir si­ya­set­çi ‘Bana oy ve­rir­se­niz her bi­na­ya bir kat daha ve­re­ce­ğim’ diyor. Ki bek­le­nen İstan­bul dep­re­min­de Av­cı­lar’ın büyük risk al­tın­da ola­ca­ğı söy­le­ni­yor. Böyle bir yerde böyle bir va­at­te bu­lu­nu­yor ama arz talep me­se­le­si bu. Se­çen­le­rin de biraz bi­linç­len­me­si lazım. İnsan­lar bazen bil­gi­ye sahip ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni veya ne­re­den ala­ca­ğı­nı bile bil­mi­yor. Bil­gi­len­di­ri­ci ya­yın­la­ra yer ay­rıl­ma­sı­nı sağ­la­ma­lı­yız. Şimdi her­kes sos­yal medya kul­la­nı­yor. İnsan­lar enkaz al­tın­dan konum atı­yor­lar. Ama afet anın­da siz in­ter­ne­ti kul­la­na­ma­dı­ğı­nız­da veya ile­ti­şim ku­ra­ma­dı­ğı­nız­da sos­yal medya kul­lan­ma­nı­zın bir de­ğe­ri kal­mı­yor.
İnter­ne­tin, sos­yal med­ya­nın ol­du­ğu kadar te­le­ko­mü­ni­kas­yon şir­ket­le­ri­nin baz is­tas­yon­la­rı­nı ne­re­ye kur­duk­la­rı da önem­li. Dep­rem­ler­de bi­na­lar çök­tü­ğü zaman baz is­tas­yon­la­rı da çö­kü­yor ve ile­ti­şim im­kan­sız hale ge­li­yor. Baz is­tas­yon­la­rı bi­na­la­rın üze­ri­ne değil, ayrı sağ­lam çe­lik­ten ya­pıl­mış ku­le­ler­de ol­ma­lı ki afet za­ma­nın­da ile­ti­şim dur­ma­sın, devam ede­bil­sin. Bunun için de basın ge­rek­li far­kın­da­lı­ğı ya­rat­mak için ça­lı­şa­bi­lir.
Ay­rı­ca top­lum­sal ha­fı­za­mız çok zayıf. Ama dün­ya­da da böyle. Medya ola­rak top­lum­sal ha­fı­za­yı ko­ru­ma ve mu­ha­fa­za et­me­de çok önem­li bir so­rum­lu­lu­ğu­muz var. Her ne kadar sem­pa­tik ol­ma­sa da şa­şa­lı ha­ber­le­ri öne çı­kar­mak ye­ri­ne dep­rem ül­ke­si ol­du­ğu­muz unut­ma­ya­rak halkı bi­linç­len­dir­me­ye devam et­me­miz ge­re­ki­yor. Dep­rem­den sonra top­lum­sal des­tek ve da­ya­nış­ma da medya için çok önem­li bir görev. Ama Adı­ya­man ger­çek­ten sa­de­ce İsias Otel ile anıl­dı. Ben de bu kadar büyük bir yıkım ol­du­ğu­nu bil­mi­yor­dum çünkü duy­ma­dım. Bu­ra­da­ki yı­kı­mın ne kadar geniş bir alana ya­yıl­dı­ğı­nı bil­mi­yor­duk. Bun­dan son­ra­sı için neler ya­pa­bi­li­riz, bunu ko­nuş­ma­mız lazım."
‘GE­LE­NEK­SEL MED­YA­NIN HESAP VEREBİLİRLİĞİ VAR’
Son ola­rak ka­pa­nış­ta söz alan KGK Genel Baş­ka­nı Dim, sos­yal medya ile ge­le­nek­sel med­ya­nın çok fark­lı kul­la­nım alan­la­rı­na sahip ol­du­ğu­nu söy­le­ye­rek "Sos­yal med­ya­da in­san­lar önüne ge­le­ni is­te­di­ği gibi yazıp si­le­bi­li­yor. Ama ge­le­nek­sel med­ya­da böyle bir şey yok. Hep yar­gı­la­nı­yor, hesap ve­ri­yo­ruz. Ge­le­nek­sel med­ya­nın hesap ve­re­bi­lir­li­ği var. Ben ted­bir­li olmak zo­run­da­yım, ona göre dav­ran­mak, top­lu­mu bil­gi­len­dir­mek zo­run­da­yım. Ge­le­nek­sel medya ile sos­yal med­ya­yı eş­leş­tir­me­nin bir an­la­mı yok. Sos­yal medya bu yüz­yıl­da kar­şı­laş­tı­ğı­mız tra­jik du­rum­lar­dan biri. Doğru kul­la­nıl­dı­ğı zaman ya­rar­lı ama yan­lış kul­la­nıl­dı­ğın­da teh­li­ke­li. Doz önem­li" dedi. (HABER MER­KEZİ)

Editör: Ayhan Ceylan