Günler, aylar, yıllar ne çabuk geçiyor… Daha dün gibi geliyor insana geçen yıllar, zorluklar, yokluklar… Her yaşanan, dişi tırnağı ile mücadele ederek bir yerlere gelen insanın beyninden gözlerinin önünden bir film gibi geçiyor geçmişte gördükleri ve yaşadıkları. .

Günler, aylar, yıllar ne çabuk geçiyor…
Daha dün gibi geliyor insana geçen yıllar, zorluklar, yokluklar…
Her yaşanan, dişi tırnağı ile mücadele ederek bir yerlere gelen insanın beyninden gözlerinin önünden bir film gibi geçiyor geçmişte gördükleri ve yaşadıkları...
Kırşehir küçük olmasına rağmen hatıralarla dolu yaşanan günler, tarih bu şehirde çok derin izler bırakmıştır.
İnsana bazı zaman hüzün, bazı zaman mutluluk veriyor yaşananlar.
Zor yıllarda günlerde yaşananları dile getirmek, şehrin ali menfaatini söylemek; hem de kıvırarak, çevirerek değil. Hani derler ya “bamteline dokunmak” diye…
İşte tam da öyle gerçeklerle insanları yüzleştirmek, sorumluları göreve davet etmek, şehrim adına istemek, takip etmek, yapılması gerekenleri seçilmişe atanmışa takibini yaptırmak, demokratik kurallar içinde hesap sora bilmek bir lokma için kıvırmamak, dik durmak…
Ama diklenmeden devletin kurumlarını zora sokarak, makam sahiplerini tehdit ederek, şahsi menfaat peşinde koşmadan memleketin yaşadığı şehrin güzelleşmesi, kalkınması, okumuşunun çoğalması, bürokratının şehrine hizmet etmesi için çalışması, proje üretmesi, uygulanmaya konması için gündem oluşturulması…
Geçmişte şehrine, doğup büyüdüğü topraklara hasret kalan, adının yaşaması için şehrine yatırım yapmaya davet eden, kendi menfaatine değil, “Şehrim, KIRŞEHİRİM” diye bu insanlara adının yaşaması için bire bir görüşüp haber yapmak, onları doğup büyüdüğü topraklara davet edip, misafir eden, hanesini, evini bağrını açıp “kimsem kalmadı” diye doğup büyüdüğü ilkokulu, ortaokulu, liseyi, Kırşehir’de okuyup yüksek tahsil için şehrin uzaklaşan, ekmeği için TÜRKİYEMİN çeşitli yerlerinde görev yarken doğduğu topraklara gelemeyen, göremeyenlere, kılavuz olup günlerce sanki onun çok yakını gibi davranan hasret kaldığı yerleri gezdirip, onunla hem hal olan, tarihi çeşmelerden su içiren, geçmişte yaşadığı hatıraları anlatan, anlattıran, gizli kalan tarihi bire bir misafiri ile paylaşan misafir olarak ağırladığı insanı ikna edip “ADINA YAKIŞIR YATIRIMLAR” yaptıran, adının yaşamasına vesile olan şehrin yaşayan tarihleri ile bir araya gelip tarihte yaşanan olayları gündem yapabilmek unutulmamasına vesile olabilmek.
İşte tüm bunları yerine getiren Kırşehir’in yetiştirdiği güzel insanlar “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’nin kurucuları ve sahipleri Şevket ve Salih Güner kardeşler…
Sizinle büyüyen sizin çocuğunuz olan “KIRŞEHİR ÇİĞDEM” GAZETESİ bu saydıklarımın sizin için yetersiz, çok daha övülmeye layıksınız. Otuz yılı aşkın bir komşuluk, arkadaşlık, dostluk sürecimiz oldu. iyi günde, kötü günde hep iç içeydik. Sabahın seher vaktinde işyeri açan Şevket Ağbim çayı hazırlar Cakcağın fırınından pideyi alır zaten hazır olan kahvaltılıklar buz dolabından çıkarır, dost sohbetleri gazete ziyaretçilerinin katılımı ile kahvaltılar yapılırdı. Hele hele yapılan güveçlerinin tadına doyulmazdı.
Tabi bunlar bizim için güzel anılar, hatıralar… Gazetenin hazırlanması, teknolojinin bu kadar ileri olmadığı dönemlerde elle dizilen yazılar ardından eriyen kurşunların yazımlara destek olması, gazetenin hazırlanması, otomatik baskı makinası ve her bir harfin tek tek kontrol edilmesi, sıkışan gazete makinanın başında bekleyen Salih Güner ağbimin müdahalesi, baskısı biten gazetelerin katlanıp okuyucuya ulaşması için hazırlanması…
Baskıdan çıkan gazetelerin ilimiz dışında vatanına hasret, memleketinden bir haber almak için bekleyen yüzlerce insana ulaşması için PTT’ye verilmek üzere hazırlanması…
Her satırı, her karesi emek, gecenin geç saatlerine kadar süren mücadele ve “ağbi gazete çıktı ise alabilir miyim?” dediğimde “fırından yeni çıktı, taze haberler var” diyen Salih ağbim akşamın karanlığında kepenk sesi ile kapanan gazete ve matbaa yorgun Salih Güner ağbim ve iyi akşamlar sözü…
KIRKBİR YILDIR süren bu mücadele bugün de devam etmekte, hem de aynı saygınlığını devam ettirerek VATANINA, KIRŞEHİR’E, KIRŞEHİRLİLERE aşık bir gazete ve onun mücadelesi…
Kaleminize, yüreğinize, gönlünüze sağlık Şevket ve Salih Güner ağbilerim… Bütün çalışanlarınızı, yeni kurduğunuz konsorsiyum ortaklarınızı canı gönülden kutluyorum.
DİK DURAN, DİKLENMEYEN, KIRŞEHİR İÇİN KIRKBİR YILLIK MÜCADELENİZ sonsuza denk sürsün…