![YETKİNER.avi_snapshot_00.08_[2015.08.03_13.13.38] copy](http://kirsehircigdem.com/images/uploads/2015/12/YETKİNER.avi_snapshot_00.08_2015.08.03_13.13.38-copy.jpg)
KIRŞEHİR Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Yetkiner, vücuttaki koyu renkli lekeler ya da yağ bezelerinin kanser riski taşıyıp taşımadığı konusunda bilgiler verdi.
Ben veya çil denilen oluşumların güneşe maruz kalan yerlerde veya travmatik alanlarda, özellikle elbiselerin sürttüğü bölgelerde birtakım değişikliklerle birlikte kanserleşebildiğinin görüldüğünü belirten Op. Dr. Mehmet Yetkiner, “Yağ bezeleri ile bizim lipom dediğimiz cerrahide koyu lekeler, benler veya çil dediğimiz olaylar biraz farklı. Bu özellikle ben veya çil dediğimiz oluşumların özellikle güneşe maruz kalan yerlerde veya travmatik alanlarda, özellikle elbiselerin sürttüğü bölgelerde birtakım değişikliklerle birlikte kanserleşebildiği görülmüştür. Bunun için özellikle çil veya ben denilen oluşumlarda birtakım renk değişikliği veyahut da kanama, sulanma gibi belirtiler varsa, büyüme gibi belirtiler varsa beklemeden öncelikle cildiyeye, duruma göre de plastik ya da genel cerrahlara başvurmalarını önermekteyiz. Yağ bezeleri halk arasında çok yaygın, bizim lipom dediğimiz. Hastalarda bazen 1-2 tane olabildiği gibi bütün vücudu saran hastalar da görüyoruz. Fakat yağ bezeleri sanıldığı gibi genelde tehlikeli boyutta değil. Bazıları gerçekten korkuyorlar, acaba kanser mi, sayısı fazla bir yerden mi yayılıyor diye. Ama öyle bir durum yok. Genelde bu yağ bezelerinin çoğunun masum olduğunu görüyoruz. Bunlar vücudun her yerinde çıkabildiği için, özellikle büyük eklem yerlerinde veya kişinin konforunu bozabilecek yerlerde olduğu zaman bunların alınmasından yanayız. Bunun dışında tümünün alınması vücut estetiğini bozabildiği için bu şekilde bir durumu genelde önermemekteyiz. Hastanın rahatlaması açısından bazen patolojik tetkik yaptırabiliyoruz” şeklinde konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİ
BU ARADA uzmanlar, birçok faktörün cilt kanserine yakalanma riskini arttırabildiğini belirterek, bu faktörleri şöyle sıralıyor:
Açık ten: Her ten renginden bireyler cilt kanserine yakalanabilir. Ancak ciltte daha az pigment (melanin) bulunması UV radyasyonunun zararlarına karşı daha az korunmaya neden olur. Sarı veya kızıl saçlı kişilerin, açık renk gözleri olan kişilerin ve kolayca çillenen veya güneş yanığı olabilen kişilerin, daha koyu tenli olanlara göre cilt kanserine yakalanma riski daha yüksektir.
Güneş yanığı geçirmiş olmak: Her güneş yanığı geçirildiğinde, cilt hücrelerini zarar görür ve cilt kanseri geliştirme riski artar. Bir güneş yanığı sonrası cilt, zararı onarmak için çalışır. Bir çocuk veya genç olarak birden fazla kabarcıklı güneş yanığının olması, yetişkinlikte cilt kanserine yakalanma riskini arttırır. Yetişkinlikte güneş yanıkları da ayrıca bir risk faktörüdür.
Aşırı güneşe maruz kalmak: Güneş altında çok fazla zaman harcayan biri, özellikle de güneş losyonu veya kıyafetle korunmuyorsa, cilt kanserine yakalanabilir. Solaryum ve bronzlaşma yataklarının da dahil olduğu güneşlenme, kişiyi risk altına sokar. Bronzlaşmış bir cilt, aşırı UV radyasyonuna cildin verdiği bir yaralanma cevabıdır.
Güneşli veya yüksek irtifalı iklimler: Güneşli, sıcak iklimlerde yaşayan insanlar, daha soğuk iklimlerde yaşayanlardan daha fazla güneş ışığına maruz kalmaktadır. Güneşin en güçlü olduğu daha yüksek tepelerde yaşamak da kişiyi fazla radyasyona maruz bırakır.
Benler: Çok fazla beni olan veya displastik nevüs adı verilen anormal benleri olan kişiler yüksek cilt kanseri riski altındadır. Sıra dışı görünen ve normal benlerden daha büyük olan bu anormal benlerin kanserli olması diğerlerine göre daha olasıdır. Eğer anormal benlerle ilgili bir geçmişi varsa kişi düzenli olarak değişimlerini izlemelidir.
Prekanseröz cilt lezyonları: Aktinik keratoz olarak bilinen cilt lezyonlarına sahip olmak cilt kanserine yakalanma riskini arttırır. Bu prekanseröz cilt tümörleri, genellikle renkleri kahverengiden koyu pembeye değişiklik gösteren pürüzlü, pul pul lekeler olarak görülür. En fazla görüldükleri yerler, cildi güneşten zarar görmüş açık tenli insanların yüzü, alt kolları ve elleridir.
Aileden birinin cilt kanseri geçirmiş olması: Ebeveynlerinden biri veya bir kardeşi cilt kanseri geçiren kişilerin, cilt kanserine yakalanma riski yüksektir.
Kişinin daha önce cilt kanseri geçirmiş olması: Daha önce cilt kanserine yakalanan kişilerin tekrar geçirme ihtimali yüksektir. Başarıyla temizlenen bazal hücre ve skuamöz hücre bile tekrar dönebilir.
Zayıflamış bağışıklık sistemi: Zayıflamış bağışıklık sistemi olan insanların cilt kanserine yakalanma riski daha fazladır. Bu durum, HIV/AIDS veya lösemi olan ve bir organ nakli geçirdikten sonra bağışıklık sistemini bastıran ilaçlar kullanan insanları içerir.
Bazı kimyasal maddelere maruz kalmak: Arsenik gibi bazı kimyasal maddelere maruz kalmak cilt kanserine yakalanma riskini arttırabilir.
Yaşın ilerlemesi: Cilt kanseri geliştirme riski, özellikle çoğu cilt kanseri oldukça yavaş geliştiği için, yaşla birlikte artmaktadır. Çocukluk veya ergenlikte oluşan zarar, orta yaşlara kadar belirgin bir hal almayabilir. Yine de cilt kanserinin gelişmesi yaşlı insanlarla sınırlı değildir ve her yaşta olabilir.
Hangi belirtiler yağ bezesinin kanser dönüşme ihtimalinin arttığının belirtisidir: Yağ bezesi birden bire aşırı büyümeye başlamışsa yani çapı 10 cm’yi geçmişse kanserden şüphelenmekte fayda vardır. Yağ bezesinde renk değişimi meydana geliyorsa, yağ bezesinin deri bölgesinde iyileşmeyen yara gelişiyorsa, kanama gibi belirtiler başlamışsa ve yağ bezesi hareketli değil de çevre dokulara tutunmuşsa muhakkak dermatolog tarafından kanser riski açısından kontrol edilmelidir.
Yağ Bezeleri Nasıl Geçer? Lipom Tedavisi: Yağ bezesinin kendiliğinden geçmesi ihtimali çok düşük bir ihtimaldir.(%1) Bu nedenle yağ bezesinin cerrahi teknikle deri altından çıkarılması gerekir. Milyum denilen ve yüzde çıkan yağ kistlerinin tedavisinde de cilt bakımı kimyasal ilaçlar (peeling), buharla gözenek genişletilip temizleme, uzman kontrolünde lazer (yağ, karbondioksit lazer) metotlarıyla deri yüzeyinden uzaklaştırma şeklinde yapılabilir. Lazerle yapılan tedavide genellikle iz kalmadan tamamlanır. Göz çevresinde oluşan yağ kistleri için plastik cerrahi hekimlerinden yararlanılarak cerrahi çıkarma ya Yağ Bezesi Aldırma: Yağ bezesi denen büyük deri altı, sırt, baş, koltuk altı veya diğer derinin bulunduğu herhangi bir yerde lokalize olmuş lipomlar için cerrahi teknik kullanılarak ameliyat yapılır. Çap olarak 5-10 cm çapındaki lipomlar sınırlı, yalnızca o bölgeyi uyuşturma biçiminde anestezi uygulanarak deri boyuta göre açılır ve yağ bezesinin kapsülüne zarar vermeden etraflıca kapsülle birlikte çıkarılır. Büyük lipomlarda tek fark özellikle sırt gibi koltuk altı gibi zorlu bölgelerde olan lipomlarda veya çok sayıda olan lipomlarda genel anestezi gereksinimi olabilmesidir. Yani hasta uyutularak ameliyat tamamlanır. Ameliyat sonrası antibiyotikli pomadlar verilerek ve ağrı kesici ilaçlar verilerek hasta desteklenir. Ağrı 1-2 gün içinde kaybolur. 7 – 10 gün gibi bir sürede dikişler alınır. Hastadan 2 gün boyunca lipomun alındığı bölgeyi yıkamaması su ile temasını azaltması istenir. Zira enfeksiyondan korumak ve yara iyileşme hızını artırmak için sudan korunmak gereklidir.
Yağ Bezeleri Hangi Durumlarda Aldırılmalıdır: Yağ bezesi çapı 1-2 cm iken birden bire büyümeye başlamışsa 10cm ve üstüne gelmişse, yağ bezesi görünür bir yerdeyse ve estetik açıdan kötü görüntüye neden oluyorsa, yağ bezesi lokalizasyonu sinirlere yakın bölgelerde yerleşmişse ve ağrıya neden oluyorsa mutlaka hekime kontrol ettirilerek alınması sağlanmalıdır.
Muhabir: TE Bilişim




