Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı adeta kırıp geçiren Koronavirüsün geçtiğimiz hafta ülkemizde de ortaya çıkmasının ardından dün itibarıyla tanısı kesinleşen vaka sayısının 47’ye ulaştığını bildirildi. Bu virüs Çin’de ortaya çıkıp hızla yayılırken, hiç bize gelmeyecekmiş gibi hissettiniz mi siz de benim gibi bilmiyorum.

Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı adeta kırıp geçiren Koronavirüsün geçtiğimiz hafta ülkemizde de ortaya çıkmasının ardından dün itibarıyla tanısı kesinleşen vaka sayısının 47’ye ulaştığını bildirildi.
Bu virüs Çin’de ortaya çıkıp hızla yayılırken, hiç bize gelmeyecekmiş gibi hissettiniz mi siz de benim gibi bilmiyorum. Sanki bizim ülkemizde doğal bir kalkan varmış ta hiç bize bulaşmaz gibi düşünürken, ne kadar da yanılmışım!
Yazık.
Olan oldu, dert geldi başa…
Şimdi çaresini aramak, bulmak zamanı.
Evet, bilinen bir iğnesi, ilacı yok bu hastalığın, ama tedbir alınırsa korunulabiliyor.
Şu aşamada ne ortalığı velveleye vermek, ne de hiç bir şey yokmuş gibi davranmak doğru değil kanımca.
Ama özellikle hiç bir şey yokmuş gibi davranmak çok tehlikeli.
Yapılan tüm uyarılara rağmen hala fellik fellik gezenleri görüyoruz!
Hadi gençler neyse de en çok risk altında bulunan yaşlılarımızı görüyorum Kırşehir’de. Bilhassa da halk otobüslerinde. 65 yaş üstü olanlara bedava olduğundan mıdır nedir! Anlaşılmaz bir şekilde hala, çevresine yaydığın tehlikeden habersiz sabahtan akşama kadar gezenler var!
Aksıran, tıksıran, yola, kaldırama tüküren bir sürü kendini bilmezin yaşadığı günümüzde bizim bu virüsten ne kadar korunacağımız da ayrı bir merak konusu!..
Bilmiyorum bu ne cesaret, haberlerden haberleri mi yok?
Anlaşılan o ki hala bu salgın virüstün haberi olmayanlar, ya da ciddiye almayanlar var!
Yaşımız kaç olursa olsun, “Ben gencim bana bir şey olmaz” mantığı da asla doğru değil.
Evet, belki sizi etkilemeyecek bu virüs ama evdeki ameliyatlı babanıza, şeker hastası annenize, yaşlı büyükanne, büyükbabanıza bulaştırıp onları dönüşü olmayan yollara sokabilirsiniz.
Ayrıca bu hastalık yeni nesil bir virüs. Belki bugün 20 yaşında bir insana bulaşıp, grip gibi gelip geçecek ama 20 yıl sonra ağır tahribata yol açacak bir etki bırakmayacağı, başka hastalıkları tetiklemeyeceği bilinmiyor. O yüzden yapacak tek şey, hiç bir şey yapmamak. Yani mecburiyetleriniz dışında ki tüm aktivitelerinizi bırakmak. Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamak. Özellikle yaşlılarımız, çocukları torunların onları arayıp evden çıkmamaları yönünde telkin de bulunmalı.
Yurtdışından, umreden gelen hemşerilerimiz 14 günlük gözlem süreleri bitmeden çarşıda, pazarda, akraba ziyaretinde bulunmamalı. Zira bu çok büyük bir sorumsuzluk olur, yapılmamalı, yapanlar uyarılmalı. Çünkü bu tüm toplumu ilgilendiren bir mesele. O yüzden herkes uyarıları dikkate almalı, üzerine düşen neyse yapmalı.
Daha sağlıklı günlerde görüşebilmek umuduyla…