Dünya devletlerinin tümünde yaşanan salgın hastalık, ülkemizin tüm illerinde yaşamaktadır. Millet olarak devletin aldığı önlemlere uymak suretiyle uzun süre mücadele verildi. Hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması getirildi, iş yerleri çoğunluk olarak kapatıldı, bunda insanların sağlığı, sosyal davranışları, ekonomileri zarar gördü, işsizler ordusuna yenileri eklendi. Hatta devletin ekonomisi bile zarar gördü. Milletçe bu acı günleri yaşadık ve halen de yaşıyoruz.
Daha fazla dayanılamazdı, iş yerleri açılmalı, eğitim başlamalı, ekonominin çarkları dönmeliydi. Önce hafta sonu kısıtlamaları kaldırıldı, iş yerleri açıldı, okullarda eğitim başladı herkes derin bir nefes almıştı ki, her gün yeniden açıklanan vaka sayılarında önemli bir düşüşün olmadığı görüldü.
İl il açıklanan vaka sayılarına göre Kırşehir‘in durumu iyi. Ancak birçok ilin rengi yeniden kırmızıya döndü. Çoğu illerimizde vaka sayıları hızla artıyor, şimdi herkes birbirine aynı soruyu soruyor, “Yasaklar geri mi gelecek?”
Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması gelebilir. Ancak işyerlerinin kapanması biraz olasılık dışı. Zira Sağlık Bakanlığı’nın sitesindeki vaka haritası hala değiştirilmedi. Bunun nedeni belirsizliğini şimdilik koruyor. Zira güncel hale getirilmesi durumunda birçok ilin renginin kırmızıya döndüğü görüldüğünde yeniden kısıtlamaların geri gelmesi gerekir. Bu da zaten var olan ekonomik krizi, daha da derinleştirmek olur ki bırakın uygulanmasını düşünülmesi bile kolay olmaz.
Artık kısa çalışma ödeneğinin sonlandırılması, dışarıdan gelecek olan turistlere güven verilmesi, derinleşen ekonomik krizden bir an evvel kurtulmak gibi konular düşünüldüğünde ve tabi biraz da aşının verdiği güvenle yeniden kısıtlamalı günler gelmez gibi… 
Her şeye rağmen salgın hastalık fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak insanlığı tehdit etmeye devam etmektedir. Tüm dünya devletlerinde olduğu gibi ülkemiz de de vaka sayıları ve ölümler devam ediyor. 
O halde “her şey bitti” diyerek salgına karşı meydan okumak yerine, alınan tüm tedbirlere uyulması kaçınılmazdır.