Kırşehir Çiğdem Haber, vatandaşlara “Geçmiş mi güzeldi, şimdi mi?” diye sordu. Ortak cevap: “Gençliğimizi, sofralarımızı ve huzurumuzu özlüyoruz.”
Kırşehirliler Geçmişe Özlem Dolu: “Nerede Benim Gençliğim?”
Kırşehir Çiğdem Haber olarak sokaklara indik ve vatandaşlara “Geçmiş mi güzeldi, şimdi mi? Neyi en çok özlüyorsunuz?” sorusunu yönelttik. Röportajlara katılan hemen herkes, geçmişe duyduğu özlemi dile getirdi.
Vatandaşların çoğu yanıtlarına, içten ve hüzünlü bir gülümsemeyle şu cümleyle başladı: “Nerede benim gençliğim...”
Kimisi eski sofraların bereketini, kimisi geçmişteki insan ilişkilerindeki sıcaklığı aradığını söyledi. Ortak duyguda ise bugünlerin yorgunluğu, geçim derdi ve toplumsal değişimin yarattığı yalnızlık vardı.
“Yer Sofralarının Tadını Hiçbir Şey Vermiyor”
Röportajlarda en çok dikkat çeken detaylardan biri, eski sofraların özlemi oldu.
Bazı vatandaşlar, geçmişteki samimi sofraları ve paylaşım kültürünü özlediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Otururduk yere, aynı tabaktan yerdik, ekmeği bölüşürdük. Şimdi herkesin tabağı ayrı, yüreği de...”
“Sofralar Değişti, Huzur Kaçtı”
Bazı Kırşehirlilerse değişen yaşam tarzıyla birlikte gelen bireyselleşmenin huzuru da alıp götürdüğünü savunuyor.
Bir vatandaş, “Tabaklar ayrıldı, kalpler de ayrıldı. Eskiden aynı tabakta kaşık çalan insanlar birbirine daha yakındı” diyerek sosyal bağların zayıfladığına dikkat çekti.
“Asıl Sebep Geçim Derdi”
Bazı vatandaşlar ise geçmişe özlemin altında yatan temel sebebin ekonomik sıkıntılar olduğunu vurguladı.
Özellikle emekliler, yaşadıkları maddi zorluklara dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Geçmişte de zor günler vardı ama bir lokma huzurumuz vardı. Şimdi markete gitmeye korkuyoruz.”
“Emekliyim, geçinemiyorum. Kırşehir küçük yer ama fiyatlar büyük şehirlerle yarışıyor. Çare bulun artık.”
“Geçmiş mi Güzeldi, Şimdi mi?” Sorusu Gönüllere Dokundu
Yaptığımız röportajlar gösteriyor ki; Kırşehirliler için mesele yalnızca zamanın geçmesi değil. Esas mesele, geçen zamanla birlikte paylaşımın, samimiyetin ve huzurun da kaybolması.
Vatandaşlar sadece gençliklerini değil; birlikte yenen yemekleri, dertleşilen akşamları, kapısı açık evleri, komşularla edilen çayı özlüyor.




