24 Haziran’da yapılacak seçim hazırlıkları ülkemizde ve Kırşehir’de de yoğun bir şekilde devam ediyor.
AK Parti hafta sonunda temayül yoklaması yaparken, CHP, İYİ Parti, MHP, SP’den aday adayı olmak isteyenler başvurularını sürdürüyor.
Kırşehirlilerin nasıl milletvekili istediğini biliyorum.
Eli çantalı olmayan, seçimden seçime Kırşehir’e gelip, “Kırşehir’i çok seviyorum, hizmet için geldim!” diyenlerden bıktı, usandı Kırşehirliler…
Her seçimde utanıp, sıkılmadan aday adayı olan, partisi iktidara gelince onun nimetlerinden yararlanmak isteyenlerin her geçen gün arttığı bir dönemden geçiyoruz.
İktidar partisi AK Parti’de milletvekili aday adayı olan, ancak temayül yoklamasına bile gelmeyenleri gördü Kırşehirliler…
Bunlar kendilerini partisinin aday göstereceğine kesin gözle bakıyor olmamalılar ki Kırşehir’e gelip te ne yapsınlar!
Zaten Kırşehirliler kendilerini bir zamanlar milletvekili seçip Meclis’e göndermediler mi?
Gönderdiler ne oldu?
Kırşehir’e gelecek yüzleri olmayanları AK Parti aday gösterirse ne olur?
Hiçbir şey olmaz!
Kırşehir bir kez daha hayali sükûta uğrar o kadar!
Onlar kazanır, Kırşehir kaybeder…
Biz yine Kırşehir’i ve Kırşehirlilerin beklentilerini ve sorunlarını yazmaya devam ederiz.
Çünkü benim ömrüm hep Kırşehir ve Kırşehirlilerin sorunlarını yazmakla geçti de ondan biliyorum.
Kırşehir, Kırşehir olalı böyle cezalara reva görülmedi.
Anadolu’nun en küçük ili olmasına rağmen pek çok sorunlarıyla mücadele ediyor sahipsiz Kırşehir.
Kırşehirliler siyasilere umut bağladı, sorunlarımız çözülecek, iktidarla birlikte olalım dediler, 1980’li yıllardan sonra hep iktidarın yanında oldular, iktidara mensup insanları milletvekili seçip Meclis’e taşıdılar.
Peki Kırşehirliler istedikleri, bekledikleri yatırım ve hizmetleri alabildiler mi?
Bence alamadılar.
Çünkü biz adam gibi adamları seçemedik. Son yıllarda AK Parti’den bir Mikâil Arslan’ın çabaları ile bazı yatırım ve hizmetleri alabildik o kadar.
Ya diğerleri?
Bol keseden attılar, tuttular, bugün Kırşehir’e bile gelemez duruma düştüler.
Onlar bugün binlerce lira maaş alıp, hayatlarını garanti altına alırken, Kırşehirliler iş ve aş derdine düştüler, memleketlerini terk edip başka illere göçünce, yıllarca üç milletvekili çıkaran Kırşehir’in milletvekili sayısı da ikiye düştü.
Her ne kadar son yıllarda Kırşehir’de göç durdurulsa, nüfusu 4-5 bin artsa da milletvekili sayısı 600’e çıkarılsa da yine yerimizde sayıyoruz.
Oysa bu seçim öncesi nüfusumuz 5-6 bin daha fazla olmuş olsaydı üç milletvekili çıkaracaktık. Bunu bile başaramadık ne yazık ki!..
Bütün bunlardan sonra Kırşehirliler bu seçimde ne yapar, ne düşünür onu da 25 Haziran sabahı göreceğiz.
İşte Belediyenin cadde ve sokaklardaki alt ve üst yapı çalışmaları yıllardır devam ediyor. Geleceğimiz açısından iyi olacak ama artık halkı iyice canından bezdirdi.
Ya trafik sorunu?
Bir avuç Kırşehir çaresizlik içerisinde kaderiyle baş başa.
Giderek daralmış caddelerimiz sorumsuz insanların araçlarıyla kapatılmış, satılık araçlar bile caddelerde alıcı buluyor!
Artık bu duruma bir son verilmelidir.
Hadi bir adım atın, kurtarın Kırşehirlileri bu keşmekeşlikten.
Bu haliyle bile ölümüne severim Kırşehir’i.
Kırşehir için neler yazmadım ki.
Çıkarım için kalemimi satmam.
Dürüstlük, onurluluk benim karakterimdir.
Sevdim seni Kırşehir, şairin dediği gibi.
Bahar geldi, yazın ayaklarımızın altında artık.
Geçtiğimiz günlerde şair Orhan Veli’nin doğum günüydü.
O halde Orhan Veli’nin o güzel dizeliyle sürdürelim:
“Beni bu güzel havalar mahvetti.
Böyle havalarda istifa ettim,
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım.
Böyle havada âşık oldum.
Eve ekmekle tuz götürmeyi,
Böyle havalarda unuttum.
Şiir yazma hastalığım,
Böyle havalardan nüksetti.
Beni bu güzel havalar mahvetti.”
Şair Orhan Veli daha ne desin?
Benim ki de o hesap.
Beni Kırşehir’e bağlayan, sevdiren neler yok ki?
Türk Esnaf Sanatkârının Piri Ahi Evran-ı Veli.
İncinsen de incitme diyen Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli.
Asırlar önce Türkçe konuşup, Türkçe yazan Aşıkpaşa.
Gök Biliminin öncüsü Cacabey.
Muharrem Ertaş’ı, oğlu Neşet Ertaş’ı,
Şemsi Yastıman’ı, Çekiç Ali’yi ve bunların nesillerini…
Unutmak mümkün mü?
Hangi ilin böyle değerleri var?
İşte beni Kırşehir’e bağlayan,
İşte beni Kırşehir’i böyle sevdirenler...
Ne mutlu bana, bu bana yetmez mi?