Kırşehir’de yaşanmış ve anılarda iz bırakmış ve hala dost meclislerinde anlatılan ibretlik olayları ve yaşayanların anlattıklarını bize nakleden rahmetli değerli dostumuz, büyüğümüz, ağabeyimiz asırlık Hacı Mehmet Gülten’den yine bir anıyı siz okurlarımla ve değerli hemşerilerimizle paylaşmak istiyorum.

1961-1962 yılları arasında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü tarafından dışarıdan getirilip önce adalet, sonra İçişleri Bakanlığı görevleri verilen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk Kırşehir Milletvekili Müfit Hoca’nın oğlu Sahir Kurutluoğlu, İçişleri Bakanıyken yine aynı aileden Deli Tevfik’in oğlu Ali Rıza bir gün Ankara’ya gider.

Bizim çok güzel bir sözümüz vardır. “Atın iyisine doru, adamın yiğidine deli” derler. Bizim Deli Tevfik’in adının deliliği de yiğitliğinden olsa gerek.

Ali Rıza Ağa Ankara’da Gençlik Parkı’ndaki Göl Gazinosunda kafayı çeker. Sonra oradan kalkar, Ulus’a doğru yürüyerek gelir. Bent Deresi Caddesi’nden aşağı doğru inerken Ankara’nın Yenidoğan ve Çinçin Bağları semtinden meşhur fedailerinin nara sesleri yükselir.

Bir ara bizim Ali Rıza Ağa da nara atmaya başlamış. Bir nara onlar, bir nara bizim Ali Rıza atarken bir araya gelmişler. Hepsi kavgaya tutuşmuşlar hemen o sırada polisler gelmiş hepsini Anafartalar Karakoluna götürmüş. Sabaha kadar dövmüşler.

Sabahleyin bir komiser yardımcısı kâğıdı daktiloya takmış ifadelerini alacakmış sırayla. İlk ifadeyi de bizim değerli hemşerimiz Ali Rıza Ağa’dan başlamış.

Komiser sormaya başlamış:

“Babayın adı?”

- Tevfik.

“Senin adın?”

-Ali Rıza.

“Soyadın?”

-Kurutluoğlu.

O anda ifadeyi alan komiser yardımcısı sormuş: “İçişleri Bakanımız neyin olur?”

Ali Rıza Ağa’da “Emmiminoğlu olur. Bağla şunu hemen görüşeceğim” der.

Der demez komiser yardımcısı “Daha önce niye demedin?” diye sormuş.

Bizim Ali Rıza Ağa da “Ulan laf mı dinlediniz, saygısız adam sabaha kadar dövdünüz, bağla şu emmimin oğlu Sahir’le görüşeceğim!” diye tekrarlamış.

Komiser yardımcısı “Aman Ali Rıza Ağa, emminin oğlu Sahir Bey’e selam söyle özür dileriz. Kapıyı açtım, hadi kaybolun gidin” demiş.

Bizim Ali Rıza Ağa aya kalkıp “Yok öyle gitmek sabaha kadar bizi döveceksiniz ondan sonra git diyeceksiniz, öyle mi? Bir şartla giderim komiser. Bana Göl Gazinosu’nda ziyafet çekersen, özür dilersen tamam” demiş. 

Komiser yardımcısı “Derhal Ali Rıza Ağa haydi seni Gençlik Parkı’ndaki Göl Gazinosu’na götüreyim. Orası bizim bölgenin içinde” demiş.

Ali Rıza Ağa yine şiddetli bir şekilde “Hadi lan orda. Orası bizim bölgemiz diyerek işi bedavaya getirmek istiyorsun öyle mi? Biz haram yemeyiz, harama el sürmeyiz, biz adam gibi yer, adam gibi içeriz. Biz delikanlı ve şerefli insanlarız. Biz demokrasi mücadelesi vermiş, bir ilin mensubuyuz. Ben Kırşehirliyim. Hadi sen şimdi der hal defol git, gözüm görmesin” diyerek komiser yardımcısına unutamayacağı bir ders vermiş.

Sonra bizim Ali Rıza Ağa, Göl Gazinosuna gitmiş oturmuş adam gibi yemiş içmiş ve Kırşehir’e dönmüş.

Başından geçen bu ibretlik olayı yıllar yılı dost meclislerinde anlatmış, herkesi kahkahalara boğmuş.

İşte sevgili okurlarım şimdi kendisini rahmetle andığımız hemşerimiz Deli Tevfik’in oğlu Ali Rıza’nın anılarda kalmış, unutulmuş, nice güzellikleri yaşamış Kırşehir’in değerli insanlarından bir anıydı.

Böyle bir anıyı siz okurlarımla, hemşerimizle paylaşmaktan ben de mutlu oldum doğrusu.                                                                                              * ŞEVKET GÜNER
Muhabir: TE Bilişim