5 BİN yıllık tarih ve kültür şehri olma özelliğini anlatma ve tanıtma noktasında eksiklikler olsa da, oniks taşı işlemeciliği ve halı dokumacılığıyla Türkiye’ye nam salan Kırşehir, gelecek kuşaklara aktaracak yeni yetenekler yetiştirdiği zanaat dallarıyla “yolculuk” dergisinin konuğu oldu.

Aylık kültür ve yaşam dergisi “Yolculuk”, Şubat ayı sayısında Kırşehir’in zanaatkarlarına yer verildi.
Kırşehir’in sedir halısı, yastık halıları, namazlık halı gibi konularda da farklı bir uzmanlığa sahip olduğu belirtilerek, Kırşehir’de kuşaktan kuşağa aktarılan bir zanaat dalı olan taş oymacılığına özellikle de oniks taşı işlemeciliğine büyük önem verildiği anlatıldı.
YOLCULUK VE KIRŞEHİR
Kamil Koç Otobüsleri A.Ş. tarafından hazırlanan ve her ay ülkemizin güzel şehirlerine ve kültürlerine yer verilen “Yolculuk” adlı aylık kültür ve yaşam dergisinde Kırşehir’in ayakta kalmayı başarmış zanaatları, Türkiye ile tanıştırıldı.
Halı ve kilim dokumacılığında önemli bir yeri olan ve 1950 yılına kadar seccade, kayrıla halısı, sedir halısı, namazlık halı ve yastık halılarının dokunduğu, günümüzde ise daha çok seccade halısı, namazlık halı, karyola halısı ve yastık halının dokunduğu Kırşehir’in zanaatları ve zanaatkarları şöyle anlatılıyor:
“Türkiye’de geleneksel el sanatları söz konusu olduğunda halıcılık faaliyetleri ile öne çıkan illerimiz arasında yer alan Kırşehir, sedir halısı, yastık halıları, namazlık halı gibi konularda farklı bir uzmanlığa sahip. Kırşehir’de kuşaktan kuşağa aktarılan bir zanaat dalı olan taş oymacılığına özellikle de oniks taşı işlemeciliğine büyük önem veriliyor. Ağırlıklı olarak turistik eşya yapımına yönelik tasarımlara imza atan zanaatkarlar, Anadolu’ya özgü motiflerle fark yaratıyor.
“1950 yılından bu yana dokunan Kırşehir halıları da ister istemez modern teknoloji karşısında şekil değiştirdi. 1960 yılına kadar Kırşehir’in her köyünde halı dokunuyordu. Bugün ise sadece Özbağ, Karacaören, Dalakçı ve Gümüşkümbet köylerinde halı dokunuyor. Kırşehir halılarında eskiden ‘gömme ıstar’ denilen bir ucu tavana dayalı gömülü tezgahlar kullanılıyordu. Günümüzde ise modern tezgahlara geçildi. Yörede tezgah dik gerilen iplere ‘eriş’, yan atılan iplere ise ‘argaç’ deniyor. Halılarda Türk düğüm tekniği kullanılıyor. Dokuma esnasında ise ‘kirkit’, ‘bıçak’ ve ‘tarak’tan yararlanılıyor. Günümüz Kırşehir halılarında desene, halk arasında ‘model’ deniyor. Model ezbere ya da dokunmuş halıya bakarak dokunuyor. Halının hangi bölümünde olursa olsun motifin etrafı siyah renkli kenar çizgisi ile çevriliyor. Halk arasında ise buna ‘tilif’ deniyor. Bir Kırşehir halısında yöresel deyimlerle dıştan içe doğru dar kenar, dar su, enli kenar, sandık, köşe ve göbek bölümleri yer alıyor. Dar kenar ‘çatıkkaş, zikzaklı su’ adı verilen bitkisel desenler ve bir ters, bir düz yerleştirilmiş geometrik motiflerle, enli kenar leblebili su, Türk ocağı, kazan kulpu, deve tabanı, elmalı su, küpeli, gelin ağlatan ve hava başı/bağbaşı desenleriyle süsleniyor. Kırşehir’de 1950 yılına kadar seccade, kayrıla halısı, sedir halısı, namazlık halı ve yastık halılarının dokunduğu, günümüzde ise daha çok seccade halısı, namazlık halı, karyola halısı ve yastık halı dokunduğu görülüyor.
“Kırşehir’de halıcılık zanaatının 17 ve 18’inci yüzyıllarda başladığı dikkat çekiyor. Bu yıllarda dokunan halıların ‘seccade’ tipinde olduğu ve ‘gördes’ düğüm tekniği ile dokunduğu gözlemleniyor. Seccade tasarımlarına ağırlıklı olarak kırmızı, mavi, kahverengi, yeşil, sarı ve beyaz tonlarının hakim olduğu görülüyor. Mevcut örneklerde iç şaşırtmalı dizilen çiçekler ve zikzak yaparak uzanan üçgene benzeyen motiflerle ‘gelin ağlatan’ deseninin yer aldığı iki dar bordür yer alıyor. Halı zemini yan yana yerleştirilmiş ince dar şeritlerle kısaltılıyor. Genellikle mihrabın bulunduğu bu bölümde mihrabın altında ve üstünde dikdörtgen çerçeveler görülüyor. Kırşehir halılarının geleneksel motifleri 1. Dünya Savaşı yıllarına kadar sürdü. Daha sonra pamuk iplik ve sentetik boyalarla birlikte halıların genel şeması, önceki dönemin karakterini taşımaya devam etti. Zaman içinde mihrap üstü boşluğuna küçük çiçekler, ibrik motifleri ve günümüzde ‘kandilli su’ denen geometrik ve bitkisel desenlerin karışımı süslemeler de işlenmeye başlandı.
“Mucur Halıları: Mucur’da halı dokuma geleneği 1950 yılından bu yana Mucur merkez ile Şatıroğlu, Dalakçı, Acıöz, Gümüşkümbet, Budak, Yazıkınık köylerinde devam ediyor. Günümüz Mucur halılarında çözgü ve atkı ipi ‘pamuk’, düğüm ipi ise ‘yün’ olarak dokunuyor. Daha çok hazır fabrika ipliği tüketiliyor. Yörede halı dokuma tezgahına ise ‘ıstar’ deniyor. Mucur halı dokuma tekniğinde kırmızı, kahverengi, sarı, mavi, mor ve yeşil tonları kullanılıyor. 20’inci yüzyılın başlarından bu yana Mucur halıları tip ve desen açısından küçük ayrıntılar dışında bir önceki dönemin gelenekselliğini sürdürüyor. Ancak malzeme ve renk bakımından bazı değişiklikler görülüyor. Kök ve doğal boyaların yerini sentetik boyalar yün ipliğin yerini ise pamuk aldı. Mucur halılarında daha çok seccade yastık, sedir/divan ve taban halısı tipleri yaygındı. Son yıllarda yastık ve sedir halısı dışındaki örnekler eskisi kadar yapılmıyor.
“Kırşehir’de halıcılık kadar popüler bir diğer zanaat dalı olan taş işlemeciliği, son yıllarda oniks taşı ile yapılan turistik eşyalara büyük ilgi gösterilmesi, kuşaktan kuşağa aktarılması ile bugünlere geldi. 1944 yılında hız kazanan taş işlemeciliği, 1949 yılında Sanat Enstitüsü’nün öncülüğünde makineli üretime geçti. Kırşehir, oniks taşından eserleriyle Türkiye çapında tanınıyor.”
KAMAN CEVİZ FESTİVALİ, 8 YÖRESEL FESTİVAL ARASINDA YER ALIYOR
Kırşehir’e kısa bir “YOLCULUK” yaptıran dergide, Kırşehir’in Türkiye’de adını duyuran Kaman Ceviz, Kültür ve Sanat Festivali de, 2017’nin en çok ses getirecek 8 yöresel festivali arasında yer aldı.
Türkiye’de her yıl pek çok ilimizde farklı yöresel festivaller düzenlenirken, Kaman Ceviz, Kültür ve Sanat Festivali’nde olduğu gibi il ve ilçelerin dünyaya tanıtıldığı belirtildi.
(HABER: Gülnaz CEYLAN)
Muhabir: TE Bilişim