KIRŞEHİR’İN RUHU AHİLİK

Asırlardır bu toprakların ruhunu yoğuran, kardeşliği, adaleti, emeğe saygıyı ve paylaşmayı öğreten Ahilik, yalnızca esnaf ve sanatkârların teşkilatlanması değil, toplumsal hayatın en sağlam sütunlarından biridir. Anadolu’nun pek çok şehrinde izleri bulunsa da Ahilik denince akla ilk gelen yer hiç kuşkusuz Kırşehir’dir. Çünkü Ahi Evran-ı Veli’nin kurduğu bu düzen, yalnızca ticareti değil, toplumun vicdanını da biçimlendirmiştir. Kırşehir’i bir taşra şehrinden öteye taşıyan da işte bu manevi kimliktir. Bugün bu şehirde bir pazarcının teraziyi adil tutması, bir esnafın müşteriye “helaliyle hoş geldin” demesi, komşuya ikram edilen bir lokmanın samimiyeti hep bu kültürün yaşayan izleridir.

Her yıl Eylül ayında olduğu gibi bu yıl da şehir, Ahilik Haftası’yla bambaşka bir renge büründü. 38’incisi kutlanan haftanın sabahında davul zurnalarla başlayan yürüyüş, Ahi Evran Türbesi’nde edilen dualar, meydanlarda açılan stantlar ve kortej geçişleriyle şehre ayrı bir canlılık kattı. Esnaflar geleneksel kıyafetleriyle korteje katıldı, Ahilik Müzesi ziyaretçilerini ağırladı, paneller ve sergiler düzenlendi. Bu coşku, sadece geçmişi hatırlatmak için değil, geleceğe de sağlam bir köprü kurmak için yaşatıldı.

Kutlamaların en keyifli tarafı ise her zamanki gibi Ahi pilavı. Büyük kazanlarda kaynayan pilavın kokusu tüm meydana yayıldığında, insanlar yaşlarına bakmadan aynı sıraya girip alır. Yıllardır takip ettiğim program etkinliklerinde birçok anı birikrme şansım oldu. Pilav dağıtan görevli, önüne gelen yaşlı amcaya tabağını uzattığında amca “Çok koyma evladım, yarısını da arkadakilere bırak” dedi. Görevli gülümseyerek kepçeyi yarıya indirdi ama amca tabağını alır almaz yanındaki gence dönüp “Paylaşmak pilavın tuzudur” diyerek yarısını onun tabağına koydu. O gün herkes pilavın lezzetinden çok, paylaşmanın verdiği tatla meydandan ayrıldı. Hatırlıyorum, bir kutlamada mehter takımının gürleyen sesine dalıp gitmiştim. Yanımda duran yaşlı bir sabuncu usta, gözleri nemli hâlde “Evladım, bu ses bana yıllarımı hatırlatıyor. Ahilik sadece dükkân açmak değil, haksız kazancı elinin tersiyle itmekti” demişti. Onun bu sözü hâlâ kulağımda çınlar. Yine bir başka yılda, Ahi pilavı dağıtılırken sıra bekleyen çocuklardan biri tabağı yere düşürüp ağlamaya başlamıştı. Kalabalığın arasından bir teyze kendi tabağını çocuğa uzatarak “Senin nasibin yere düşmez yavrum” demişti. İşte Ahiliğin asırlardır süren ruhu tam da bu küçük anlarda ortaya çıkıyor.

Ahiliğin modern hayata yansımalarına baktığımızda da bu değerlerin hâlâ yol gösterici olduğunu görmek mümkün. Günümüzün karmaşık ticari ilişkilerinde dürüstlüğe duyulan ihtiyaç her zamankinden fazla. Ekonomik zorluklar içinde ayakta kalmaya çalışan esnafın hâlâ müşterisine güler yüzle yaklaşması, çıraklara iş ahlakını öğretme çabası Ahiliğin bugünkü izdüşümleridir. Üniversitelerde düzenlenen panellerde Ahiliğin gençlere anlatılması da boşuna değil. Çünkü iş dünyasının geleceğini şekillendirecek olan gençler, Ahi Evran’ın bıraktığı mirastan ilham alarak, daha adil ve daha vicdanlı bir toplum inşa edebilir.

Bugünün toplumsal sorunlarına baktığımızda Ahiliğin ilkeleri aslında en sağlam çözümlerden birini sunuyor. Ekonomide güven krizi mi var? Ahilik “doğru tart, helal kazan” diyor. İnsanlar arasında kopan güven bağları mı dikkat çekiyor? Ahilik “sözünde dur, emanete sahip çık” diye öğüt veriyor. Dayanışma eksikliği mi hissediliyor? Ahilik “sofranı aç, lokmanı bölüş” diyerek yol gösteriyor. Modern dünyanın hızla tüketen, çoğu zaman bireyciliğe savrulan ilişkilerine karşı Ahilik, insanı merkeze koyan, emeği kutsayan ve paylaşımı öncelik yapan bir anlayış sunuyor.

Bu yıl ki kutlanan Ahilik Haftası bir kez daha gösterdi ki Ahilik, nostaljiyle süslenmiş bir tarih değil; bugünü inşa eden ve yarına umut taşıyan bir yaşam biçimi. Kırşehir bu yaşam biçiminin kalbi olmaya devam ediyor. Her yıl Eylül sabahları şehri saran o farklı havada, herkesin kulağına aynı öğüt fısıldanıyor: Dürüst ol, emeğe saygı göster, paylaşmayı unutma. Bu öğüt, dün olduğu gibi bugün de yolumuzu aydınlatıyor; yarın da aydınlatmaya devam edecek.

Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim; Kırşehir Valisi Murat Sefa Demiryürek, bu yılki Ahilik Haftası programlarına kattığı kalite ve titizlikle farkını bir kez daha ortaya koydu. Her ayrıntıyı ince eleyip sık dokuyan bir özenle, hem esnafın hem halkın hem de ziyaretçilerin gönlünü fethetti. Bu özen ve vizyon, Ahiliğin ruhunu meydanlarda, konserlerde, panellerde ve her etkinlikte çok daha güçlü hissettirdi. Kendisine, Kırşehir’in manevi mirasına gösterdiği bu değerli katkılar için en içten teşekkürlerimizi sunuyorum.