Kırşehir’de Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kırşehir Valiliği, Kırşehir Belediyesi ile Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliğiyle 25 Eylül 2012 tarihinde vefat eden “Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş”ı anmak amacıyla düzenlenen “2. Neşet Ertaş Kültür Sanat Festivali” vardı.

Kırşehir’de Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kırşehir Valiliği, Kırşehir Belediyesi ile Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliğiyle 25 Eylül 2012 tarihinde vefat eden “Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş”ı anmak amacıyla düzenlenen “2. Neşet Ertaş Kültür Sanat Festivali” vardı.
Kırşehirliler yaz sıcağında akşamları Cacabey Meydanı’na doldurarak, hem Türkiye’nin ünlü sanatçılarını izleyip dinlediler, hem de Neşet Ertaş’a bir kez daha sevgi ve saygılarını gösterdiler.
Elbette festivalle ilgili aksaklıkları ve yanlışları olacaktır. Bunu burada tek tek anlatmaya ve dile getirmeye gerek yok. Ancak şunu söylemekte fayda var, Neşet Ertaş’ı memleketinde böylesine bir festivalle anmak, onu yad etmek çok önemli.
Bu festivalin gelecek yıllarda daha güzel, hatta uluslararası bir düzeyde kutlanmasını diliyorum.
Neşet Ertaş, doğumundan ölümüne kadar, hatta ölümünden sonra bile Kırşehir’e ve Kırşehir’in tanıtımına verdiği büyük katkıyı kim inkâr edebilir ki?
İyi ki Kırşehir’den bir Neşet Ertaş çıkmış. O olmasa Kırşehir’i kimse bilmeyecek, tanımayacaktı. Allah ondan razı olsun, mekânı cennet olsun.
Ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz, havasını teneffüs ettiğimiz Orta Anadolu’nun tarih ve kültür şehri Kırşehir’in kaderinin de bu tür festivallerle, Ahilik Haftası etkinlikleri ile artık gülmesini istiyorum.
Çok partili siyasal yaşama geçtiğimiz yıllardan bugüne bağrından çıkardığı Türk siyasetinin duayeni Osman Bölükbaşı ile özdeşleşmiş güzel Kırşehir kim ne derse desin kaderine terkedilmiş durumdadır.
Kırşehir’in çevresindeki iller birer birer kabuklarını kırıp kalkınmakta olan iller sıralamasında basamakları üçer beşer atlayarak üst sıralara tırmanırken Kırşehir ne yazık ki hak ettiği yerde değil.
Yıllarca kalkınmada öncelikli iller arasında olduk ve bazı teşviklerden yararlanmamıza rağmen toprağından mı, suyundan mı ne hikmetse Kırşehir’e yatırım yapmak için ne gelen oldu, ne de giden...
Gerçi geleni de göndermek için elimizden geleni ardımıza koymadık.
Bugün Kırşehir ne tarımda, ne sanayicilikte, ne hayvancılıkta, ne de turizmde söz sahibidir.
Zaman zaman Kırşehir’e gelen bakan ve milletvekillerimiz yine büyük vaadler bulundular, kendilerinden önceki milletvekilleri gibi Kırşehir’i çok sevdiklerini, Kırşehir’e hizmet getirmek için gecelerini gündüzlerine kattıklarını söylediler.
Hatırlıyorum da bir milletvekilimiz “Devletten elli yıllık alacağımız var. İnşallah bunları alacağız” derken bir başka milletvekilimiz “Meclis’te yaptığım bir araştırmada ne acı ki Kırşehir’in devletten pay alma bakımından en alt sıralarda yer aldığını gördüm” diyerek sözde üzüntüsünü belirtmişti.
Ama ne acı ki bu milletvekilleri bunların hiçbirisini yapamadıkları gibi, bugün Kırşehir’e bile gelemiyorlar, sokağa çıkamıyorlar. Emekli milletvekili sıfatıyla milyarlarca lira maaş alıp yaşayıp gidiyorlar. Aldıkları maaşları gönül rahatlığıyla yiyebiliyorlar mı, sağlıklı ve mutlu bir ortamda yaşıyorlar mı o da ayrı bir konu.
Bugüne kadar gelmiş geçmiş siyasilerimiz, Kırşehir’in kangren olmuş sorunlarını çözmek için mücadele verselerdi Ahiler diyarı, Alperenler yurdu, Türklüğün merkezi Kırşehir bir Kırşehir daha olurdu.
Yıllar önce temeli atılan Kırşehir Organize Sanayi’deki beş-altı kuruluştan bir battı, diğeri yattı, öteki yandı, beriki batmak üzere dururken Kaman’a, Mucur’a Organize Sanayi Bölgesi kurdular. Gidin bakın buralara. Adı var kendileri yok. Yani tabela üzerinde organize sanayi bölgesi yazıyor. Ama siyasilerimiz Kırşehir halkını “Organize Sanayi Bölgeleri kurduk!” diyerek kandırdılar, oylarını aldılar. Hiçbir şey yapmadılar.
Bugün bakıyorsunuz Kırşehir’e istihdam sağlayan, Petlas, Şeker Fabrikası ve Çemaş’tan başka kayda değer kaç sanayi tesisimiz var?
Gidin Nevşehir’in ilçelerine Kozaklı termal otelleriyle bu otellerde çalışan yüzlerce kişinin ekmek yediğini görürsünüz.
Nevşehir’in diğer ilçeleri zaten turizmden büyük pay alıyor. Bunların hepsi Nevşehir’in gelir kaynaklarını artırıyor. Ve bundan dolayı olsa gerek Nevşehir’in nüfusu düşmüyor, hatta geçen yıl 10 bin artarak 300 binlere çıkmış. Milletvekili sayısı da düşmüyor.
Dünün ilçesi, bugün ili Aksaray mı? Gidin bakın. Sanayiden, turizmden, ulaşımdan büyük pay alarak nüfusu giderek artıyor. Göç alıyor. Merkez nüfusu 200 bini geçmiş durumda.
Kayseri’yi, Konya’yı, Kırıkkale’yi bilmem anlatmak gerek var mı?
Kırşehir’in neyi var? Kırşehir’e neler yapılıyor?
Kırşehir’de kayıtlı işsiz sayısı her gecen gün artıyor.
Peki bu işsizler nerde iş bulacak? Nerede çalışacak?
Bu işsizlerin yapacağı en iyi işsiz memleketi terk edip başka illere gitmek!
Kırşehir tarihinde bir zamanlar Konya ve Kırşehir Orta Anadolu’nun en büyük nüfusuna sahip illeriymiş. Şimdi Konya ile Kırşehir’i kıyaslayın bakalım, kıyaslayabilirsiniz.
Konya Orta Anadolu’nun metropol kenti olurken, Kırşehir ise yeni yeni şehre benzemeye başladı. Ana caddelerimizde yollar, kaldırımlar düzenlendi. Çevre düzenlemesi ile yeşillendirildi. Bu kez de herkes yolların daraltılıp, kaldırımların genişletilmesine tepkili. Trafik dersen içinden çıkılmaz bir hale geldi. Peki bu sorunu nasıl çözümleyeceğiz.
Yine bir zamanlar Kırşehir başka illerden göç alırken, bugün göç veren bir il konumundaysa bunun sebepleri nedir ki acaba?
Bunda seçilmişlerimizin, atanmışlarımızın vebali büyük olsa gerek.
Kırşehir ne çektiyse siyasetçilerinden çekti. Birkaçı hariç hiçbirisi Kırşehir için çalışıp, hizmet getirmedi, getiremedi. Bu konuda geçmişte çok yazılar kaleme aldım. Yine aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum.
İşte Necati Şentürk adında bir Vali geldi, geçti Kırşehir’den…
Kırşehir’e fayda yerine zarar verdi, yatırımlar getirilmesine öncülük etmek, sorunları çözmek yerine gösteriş ve şov yaptı, sorunları daha da arttırıp gitti. Olan yine Kırşehir’e ve Kırşehirlilere oldu.
Şimdi gördüğüm ve izlediğim kadarıyla devlet ciddiyeti ve sorumluluğu içinde genç bir Valimiz geldi Kırşehir’e. Henüz tanışma imkânım olmasa da edindiğim izlenimlerle kendisinden Kırşehir’im adına umutlanıyorum. Dileğim ve temennim Vali İbrahim Akın’ın ilk Valilik yaptığı ilde hizmetleriyle iz bırakması.
Vali İbrahim Akın’ın kendisinden önceki Vali gibi gösteriş ve şovdan uzak, halkın içinde olması, kamu kurum ve kuruluşlarının sorunları yerinde tespit etmesi yerinde bir davranış. Kendisinden umudumuz var.
Yazımızı Osman Bölükbaşı’nın şu sözleri ile noktalamak istiyorum:
“Çok arife gördü bayram görmedi,
“Leyla’ya kavuşup bir dem sürmedi,
“Bu milletin bahtına akıl ermedi,
“Böyle kara bahta yanar ağlarım, döner ağlarım.”