Koskoca bir yılı daha geride bırakarak 2017 yılına merhaba demenin üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Dönüp geriye baktığımız zaman Kırşehir’de 2016 yılında Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin yapmış olduğu hizmet ve yatırımlar dışında yatırım ve hizmet yapılmadığını, eski hizmet binalarının ve okulların yıkılarak yenilerinin yapılmasını yatırım olarak gösterildiğini, 2016 yılında da Kırşehir’in, Kırşehirlinin sahipsiz olduğu gerçeğini bir kez daha gördük.

Koskoca bir yılı daha geride bırakarak 2017 yılına merhaba demenin üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Dönüp geriye baktığımız zaman Kırşehir’de 2016 yılında Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin yapmış olduğu hizmet ve yatırımlar dışında yatırım ve hizmet yapılmadığını, eski hizmet binalarının ve okulların yıkılarak yenilerinin yapılmasını yatırım olarak gösterildiğini, 2016 yılında da Kırşehir’in, Kırşehirlinin sahipsiz olduğu gerçeğini bir kez daha gördük.
2016 yılında da;
Kırşehir’de göç durmamış,
İşsizlik azalmamış,
İstihdama yönelik yatırımlar yapılmamış,
Çevre yolu tamamlanmamış,
Jeotermal alanında çalışmalar ileriye götürülememiş,
Turizm sektöründe gerekli adımlar atılmamış,
Kırşehir’in çehresini değiştirecek değişik hizmetler yapılmamıştır.
Kısaca Kırşehir’de Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin yapmış olduğu hizmetler dışında elle tutulur, gözle görülür hizmetler yapılmamıştır.
Örneğin Organize Sanayi Bölgesi cazip hale getirilmemiş, yatırım yapacak iş adamlarının tek, tek kurumlara giderek işlerini yerine getirebilmek amacıyla günlerce, aylarca kurumların kapılarında beklemelerini engellemek için Organize Sanayi Bölgesi içerisine kurulacak bir birim ile tüm işlerini burada halletmeleri gibi kolaycıl ve cazip hizmetler yapılmamış, Kırşehir’e yatırım yapılması için yatırımcıların ayağına kadar gidilmemiş, Kırşehir ve Kırşehir insanı iyi anlatılmamış, Kırşehir Endüstri Meslek Lisesine ve Ahi Evran Üniversitesi bünyesindeki Meslek Yüksek Okullarına Organize Sanayi Bölgesinin kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak için yeni bölümler açılmamış, arabası olmayan vatandaşların Organize Sanayi Bölgesine ulaşımının kolay sağlanması için Organize Sanayi Bölgesine dolmuş hattı kurularak belirli aralıklarla dolmuşların gidip gelmeleri sağlanmamıştır.
Hal böyle olunca 2016 yılında da iş adamlarının tercihi Kırşehir olmamıştır.
Son sekiz sene de olduğu gibi 2016 Yılında da Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin yapmış olduğu parklar, yollar, otogar, alt yapı hizmetleri, kültür aktiviteleri, belediyeye kazandırdığı binalar, araç ve gereçle burada yazmadığım nice değişik hizmetler dışında Kırşehir’e yatırım ve hizmet alanında bir şeyler yapılmamıştır. Eğer eski kamu binalarının yıkılarak yerlerine yenilerinin yapılması hizmetten sayılıyorsa ona da hayırlı olsun dışında bir şey demiyoruz.
2016 yılında hizmet atağına geçen Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci içinde bulunduğumuz kış mevsiminde soğukta, karda, buzda ve çamurda her türlü eleştirilere, zorluklara ve tepkilere göğüs gererek büyük cesaretle içme suyu ve kanalizasyon başta olmak üzere beş adet alt yapı işine girerek Kırşehir’in en az elli sene ilerisine hizmet götürmeyi hedeflemiştir. Uzun soluklu zor bir yolda kış mevsiminde vatandaşla yüz yüze gelmekte her yiğidin harcı da değildir. Bu işler yürek ister, memleket aşkı ister, Kırşehir sevdası ister.
Yukarıdaki tablo Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin Kırşehir’in tüm yükünü omuzlarına aldığını, ümit kapısı ve dert babası olduğunu göstermektedir.
2016 yılında da Kırşehir ve Kırşehirliye sahip çıkılmadı. Kırşehirli her zaman kendi şehrinde horlandı, dışlandı, sahipsiz kaldı, ezildi ve ezdirildi. Kırşehir’de bir türlü şehirlisiyle, köylüsüyle, Kamanlısıyla, Mucurlusuyla, Çiçekdağılısıyla, diğer ilçeleriyle birliktelik sağlanamadı, sarmaş dolaş olup kucaklaşamadı. Hak ettiği halde, eline kimselerin su dökemeyeceği kaliteli beyinleri kriterlere uymuyor denilerek arka taraflara itildi. Olur ya kaderin cilvesiyle bir yere gelen Kırşehirliler pasif görevlere getirildi. Halbuki Kırşehirlilerin başında olduğu kurumlardaki hizmet kalitesinin yüksekliği herkesçe bilinmekte olup, bu gün Cumhurbaşkanlığı dahil olmak üzere bir çok üst düzey kurumlarda ve yargıda Kırşehirli bürokratlar ve memurlar başarıyla görev yapmaktadırlar.
Nedir Kırşehirliyi kendi memleketinde bu kadar dışlatan?
Neden yıkamadık Kırşehir’den ve Kırşehirliden bir şey olmaz anlayışını?
Bu gün olan yarın olmayan, el üstünde tuttuğumuz, makam mevki verdiğimiz, saygıda kusur etmediğimiz aman efendim, tamam efendim dediğimiz kişilerin ağızları dört, gözleri beş tanemi?
Nedir Kırşehirlinin bu insanlardan eksiklikleri veya onların fazlalıkları?
Yukarıdaki soruların cevabını bir türlü bulamıyorum.
Kendi şehrimizde bu kadar dışlanmamız, itilmemiz, arka plana atılmamız, pasifleştirilmemiz Necip Fazıl Kısakürek'in;

Vicdan azabına eş kayna, kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

dizelerini aklıma getirmektedir.
Kırşehirli kendi memleketinde sahipsiz ve gariptir. Kimse çıkıp aksini söyleyerek gazel okumasın.
Ne dersek diyelim, ne yazarsak yazalım, ne yazık ki merkeziyle, ilçeleriyle, köyleriyle bir türlü birlik ve beraberliği sağlayamadık. Kırşehir Milliyetçiliğini ön plana çıkaramadık, bir Kayseri, Konya hatta Aksaray kadar olamadık. Birbirimize destek yerine köstek olduk. Kırşehir’den, Kırşehirliden bir şey olmaz anlayışından vazgeçemedik. Şahsi çıkarlar ve menfaat uğruna gelene ağam gidene paşam diyerek yalakalık yapıp pohpohladık, gidenin arkasından yas tutup üzüldük. Kendimize de küfür etmekten, eleştirmekten, karalamaktan başka bir şey yapmadık.
Sürekli olarak Kırşehir’i ve Kırşehirlileri cehennemdeki kazanlarda birbirlerinin ayaklarından aşağı çeken insanlar olarak anlattık. Kırşehir olarak, sürekli geriye doğru gidişimizin altında yatan bir vurdumduymazlığa ve bencilliğe çözüm bulamadık. Kırşehir’den bir şey olmaz düşüncesini söküp atamadık. Birilerinin dediği gibi Kırşehir boş bir şehir, Kırşehirli ayyaş, sarhoş, berduş değildir. Bir şehrin gelişmesi, kalkınması, kültürü bunlarla ölçülemez. Bunlar sadece Kırşehir’de değil dünyanın dört bir tarafında olduğu halde bizler bunu iyi anlatamadık.
Kırşehir medeniyetlere beşiklik etmiş, Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rol oynamış Türk Dilinin ve Kültürünün başkenti konumunda olan ve ünü sınırlarımızı aşmış İslam Alimlerine, Evliyalara, Alperenlere yataklık etmiş, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş kararı Kırşehir’de alınmış ve Türk Edebiyatının üç önemli eseri Aşıkpaşa’nın Garipnamesi, Ahmedi Gülşehri’nin Mantıkut Tayrı ve Yunus Emre’nin Yunusun Divanı gibi eserler Kırşehir de yazılmış, bundan dolayı da araştırmacı tarihçi ve yazarlar Kırşehir için Türk Dilinin Başkenti deyimini kullandıkları kültür şehridir. Kırşehir insanı okuyan, araştıran, eğitim ve kültür seviyesi yüksek olan devletin en üst kademelerinde görev yapan örnek ve onurlu insanlardır.
Büyük yaşamış, büyük düşünmüş Kırşehir 1954 yılından itibaren siyasilerin yanlış ve akıl almaz kararları yüzünden bir türlü kabuğunu kıramıyor, kalkınma ve gelişme kalıplarına giremiyor. Öyle olunca da eski kamu binalarının yıkılarak yenilerinin yapılması bizlere hizmet olarak gösteriliyor.
İnşallah 2017 yılında tüm ilçeleriyle, köyleriyle, merkeziyle birlikteliğin sağlandığı, Kırşehirlinin ezilmediği, sahiplenildiği, kabuğumuzu kırdığımız, şahsi çıkar ve menfaatten uzak, fesatlıktan arınmış, işsizliğin azaldığı, herkesin başının dik, alnının ak, gönlünün pak olduğu, Zümrüt-ü Anka'sını iyi seçtiği, Kaf Dağının yakın olduğu ebediyete kadar yolunun açık olduğu, yatırımların yapıldığı, gelişen, büyüyen, işsizliğin olmadığı göç vermediği, bir Kırşehir’de sağlık, huzur ve mutluluk içerisinde yaşarız.
Her kim ne derse desin, birileri sevmesin, eleştirsin hiç önemli değil. Kırşehir bizim sevdamız, Kırşehir bizim rüyamız, Kırşehir bizim devamız, Kırşehir bizim duamızdır.
Zira Kırşehir'e sahiplenmekten başka çaremiz ve gidecek başka yerimiz yok bizim.