Kırşehir'de 40 yıllık pazarcı Faruk Demirkol, vatandaşın alım gücünün düştüğünü ve pazar kültürünün yok olma noktasına geldiğini söyledi.

"Vatandaş Sebzeye Bakıyor, Alayım mı Almayayım mı Diye Düşünüyor"

Kırşehir’de 40 yıldır pazarcılık yapan Faruk Demirkol, yaşanan ekonomik zorlukların pazara ve sofralara yansımasını çarpıcı sözlerle anlattı. Demirkol’a göre vatandaşın cebindeki para, temel sebze-meyve ihtiyacını karşılamaya dahi yetmiyor.

"Vatandaş artık ne alacağını şaşırmış durumda. Cebindeki paraya bakıyor, sebzeye bakıyor, ‘Alayım mı almayayım mı?’ diye düşünüyor. Bu işi 40 yıldır yapıyorum, ilk kez bu kadar zorlandıklarını görüyorum," diyen Demirkol, vatandaşın yaşadığı ekonomik sıkıntıların sofraları doğrudan etkilediğini belirtti.

Güvenli Liman Altında Dalgalanma Sürüyor
Güvenli Liman Altında Dalgalanma Sürüyor
İçeriği Görüntüle

Son haftalarda artan yağışların da yerli üretimi olumsuz etkilediğini vurgulayan Demirkol, özellikle domates, biber ve salatalık gibi ürünlerde yerli arzın düşeceğini, dolmalık biberin ise artık son haftaları olduğunu ifade etti. Bu düşüşün, önümüzdeki günlerde pazarda %10 ila %20 arasında fiyat artışlarına yol açabileceğini söyledi.

"Pazarlar Dar Gelirlinin Son Kalesiydi, Şimdi Orası da Zor"

Kırşehir Kapalı Pazarı’ndaki gözlemlerini aktaran Demirkol, pazara gelen kitlenin çoğunlukla emekli ve dar gelirli vatandaşlardan oluştuğunu belirtti. Özellikle kredi kartı kullanmayan ya da kullanamayan kesimin pazara yöneldiğini söyleyen deneyimli esnaf, bu kesimin olmasa pazarın ayakta kalamayacağını dile getirdi.

Ancak her geçen gün pazar kültürünün de zayıfladığını söyleyen Demirkol, zincir marketlerin sebze fiyatları üzerinden oynadığı fiyat oyunlarına dikkat çekti:
“Marketler sebze fiyatlarına sürekli müdahale ediyor. Gıda fiyatlarıyla kimse ilgilenmezken, sebzeye sürekli baskı yapılıyor. Neden hep pazarcı hedef alınıyor, neden sebze fiyatları üzerinden manipülasyon yapılıyor? Bu sorular artık her şehirde soruluyor.”

"Turşuluk Bile Lüks Oldu, Kornişon 50 Lira!"

Demirkol’un altını çizdiği bir başka önemli nokta ise turşuluk ürünlerin ulaşılamaz hale gelmesi. "Kornişon salatalık 30-40-50 liraya çıkınca, içine bir de sirke, sarımsak, acı biber, tostluk domates eklenince turşu kurmak neredeyse lüks oldu," diyen Demirkol, vatandaşın artık bu geleneksel kış hazırlığını bile yapamaz duruma geldiğini söyledi.

Geçmişle günümüzü kıyaslayan Demirkol, “40 yıl önceki pazarla bugünü karşılaştırmak mümkün değil. Fiyatlar uçmuş durumda. Asıl sorun vatandaşın cebindeki paranın pul olması,” diyerek tabloyu özetledi.

"Parası Olan Direkt Alıyor, Olmayan Seyrediyor"

Pazarda gelir dağılımına da dikkat çeken Demirkol, orta ve üst gelir grubuna mensup kişilerin pazarda alışveriş yaparken fiyat sormadan ürün aldığını ancak esas sorunun düşük gelirli kesimde olduğunu ifade etti.

“İki kişi çalışan bir öğretmen ailesi pazara geliyor, seçmeden, fiyat sormadan en iyi ürünü alıyor. Bu doğal. Ama dar gelirli vatandaş, öğleden sonra geliyor. 5-6 gibi… Belki fiyatlar düşer de bir şey alırım diye. Bu çok üzücü,” diyen Demirkol, patates, soğan gibi temel ürünlere bile ulaşmanın zorlaştığını söyledi.

"Sebze Bedava Kaldı Ama Yine de Alamıyorlar"

Et, süt, peynir gibi ürünlerdeki fiyat artışlarına da değinen Faruk Demirkol, “Geçen hafta iki kilo et aldım, 1800 liraya tuttum. Böyle bir ortamda sebze aslında bedava kalıyor ama vatandaş onu bile zor alıyor,” ifadelerini kullandı.

Marketlerin pazarcılarla olan rekabetine de dikkat çeken Demirkol, bu rekabetin artık adil olmadığını, pazarcıların da müşteri memnuniyeti konusunda daha dikkatli olması gerektiğini belirtti. “Gelen müşteriye güler yüzlü olmak, kaliteli ürün sunmak, onları küstürmemek bizim de sorumluluğumuz,” diyerek pazarcılara da çağrıda bulundu.

Muhabir: Ayşe Hilal Deliorman