Kırşehir’in damadı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Osman Çavuş yarışma kapsamında farklı tatlarla karşılaştığını ifade ederek Kırşehir’de gastronomi merkezinin kurulmasının gerektiğini ifade etti. 38. Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında bu yıl 13’ünsü düzenlenen Ahi Sofrası Yöresel Yemek Yarışması'nda Kırşehir’in yöresel yemekleri ve birbirinden hünerli eller yarıştı. Yarışmada Kırşehir mutfağının özgün tatları olan Çirleme, Çullama, Sulu Köfte, Bamya, Gözleme gibi yemekler jüri karşısına çıktı.
Doç. Dr. Osman Çavuş “Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gastronomi Sanatları Bölümünde doçent doktor olarak çalışıyorum. Bugün de hem buradaki üniversitedeki hocalarımızın daveti ve ticaret ve sanayi odasının davetiyle jüri olarak buradayız. Bir yöresel yemek yarışması ve ahilik yemek yarışmasına jüri olarak bulunduk. İlk iki etabı bitirdik. Tabi bu üç gün boyunca sürecek. Lise ve üniversitelerin yarışmaları olacak. Bugün bunları bitirdik.” dedi.
“Unutulmaya yüz tutmuş yemekler”
Nasıl yemekler tattığını sorduğumuz Doç. Dr. Osman Çavuş, Kırşehir’in yemek kültürünü bir gastronomi uzmanı olarak bilmediğini unutulmaya yüz tutmuş yemeklerin olduğunu belirtti. Jüri Üyesi Çavuş bu yemeklerin gastronomiye kazandırılması hususunda üniversiteye, Ticaret ve Sanayi Odasına, Sivil Toplum Kuruluşlarına büyük görev düştüğüne dikkat çekti.
Jüri Üyesi Çavuş “Vallahi ben Kırşehir'in damadıyım. Yemekler kaynanamın yaptığı yemeklere benzer. Güzel yemekler ancak şöyle, gastronomi literatürü açısından düşündüğümüzde gerçekten unutulmaya yüz tutmuş ve mutlaka gastronomi literatürüne kazandırılması gereken birçok yemek var. Dolayısıyla biz Kırşehir'in yemek kültürünü ben mesela bir gastronomi uzmanı olarak bilmiyordum.
Yok diye biliyorduk, bir besmeci duymuştuk. Ancak burada çeşit çeşit farklı farklı yemekler çıktı.
Bu bağlamda özellikle burada hem üniversiteye hem ticaret Sanayi odasına ya da işte sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor.” diye konuştu.
“Buradaki yöresel yemeklerin de tadına bakmaları gerekiyor”
Yemekleri gastronomiye kazandırılması gerektiğine vurgu yapan Jüri Üyesi Çavuş, “Son dönemlerde özellikle gastronomi turizmi ya da gastronomi turizminin dikkatini çeken bu yemekler oluyor. Yani buraya gelen herkes bir işte döner, ciğer ya da bir kebap, lahmacun yemek zorunda değil. Buradaki yöresel yemeklerin de tadına bakmaları gerekiyor. Bunun için ya bir gastronomi merkezinin kurulması gerekiyor ya da yine üniversite ve sivil toplum kuruluşları bünyesinde belli yöresel yemek yapan bir yerin olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.