Gündem

Kırşehir’de Dil ve Şiir Bayramı: Âşık Paşa Festivali Açıldı

Kırşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “1. Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali”, UNESCO’nun ilan ettiği 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü ile örtüşerek Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi’nde başladı.

15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü ile örtüşen ve geleneksel hale getirilecek olan “1. Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali”nin açılışı Kırşehir Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi’nde yapıldı. 1. Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali”nin açılışına Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Kırşehir Ziraat Odaları Birliği Başkanı Mevlüt Toprak, Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Müfit Göçen, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırşehir İl Başkanı Baran Genç, CHP Kırşehir Merkez İlçe Başkanı Gürkan Yağmur ve vatandaşlar katıldı.

Onur konuğu olarak şair Ahmet Telli festivale renk katarken, sosyolog Dr. Özgür Taburoğlu Ahmet Telli şiirini değerlendirdi. Prof. Dr. M. Fatih Köksal ise Âşık Paşa’nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri üzerine kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Ayrıca “Şiirden Şarkıya” adlı müzik dinletisiyle Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Neşet Ertaş Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri sahne aldı.

“Ses Bayrağımız Türkçemizin daha iyi sahiplenilmesi noktasında büyük önem taşıyor”

15-16 Aralık 2025 tarihlerinde Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi Âşık Said Salonu’nda açılışı gerçekleştirilen programda konuşma yapan Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, şunları ifade etti:

“15- 16 Aralık tarihinde gerçekleştirecek olduğumuz 1. Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali’ne hepiniz hoş geldiniz.

Türk dilinin gelişmesi ve yayılmasında büyük hizmetleri bulunan ve bu uğurda, en tanınmış eseri olan 12 bin beyitlik Türkçe yazılmış Garibnâme başta olmak üzere, ölümsüz eserler yazan ilk Türkçeci şairlerimizden olan Âşık Paşa’nın, Kırşehir’de böylesine anlamlı programlarla anılması ve anlatılması hepimiz için büyük önem arz etmektedir.

3 Kasım’da, 43’üncü UNESCO Genel Konferansı’nda Türk dili konuşan halkların dil, kültür ve tarih ortaklığının uluslararası düzeyde tanınmasını simgeleyecek bir adım olarak, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü ilan edildi. Bugün burada açılışını yaptığımız Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali’nin 15 Aralık’ta başlaması, programımızı daha da anlamlı kılıyor.

Bu kapsamda, Festivalimizi önümüzdeki yıllarda uluslararası bir boyuta da taşıyacağımızın bilinmesini isterim. Bugün Türk Dilleri, ortak tarih ve kültürel değerler çerçevesinde 200 milyondan fazla insan tarafından konuşuluyor. 15 Aralık 1893’te Danimarkalı bilim insanı Wilhelm Thomsen, 8’inci yüzyıla ait Orhun Yazıtları’nı çözerek Türk dillerinin ortak kökenini ortaya koymuştu. Bu yazıtlar, Türk dillerinin bilinen en eski yazılı belgeleri olarak kültürel mirasımızın simgesi konumunda bulunuyor. Bu kapsamda, Dil ve Şiir eksenli yapacağımız Festivallerimizle, Türkçemizin dünya kültürüne ve iş birliğine yapacağı katkının uluslararası düzeyde tanınmasına önemli katkılar sunacağını düşünüyorum.

Kırşehir’imiz ve bu topraklar tıpkı Yunus Emre gibi, Ahmed-i Gülşehri gibi, Pîr Sultan Abdal gibi, Dadaloğlu gibi Türkçemize yüzyıllar öncesinden vermiş olduğu değerle ve ürettiği eserleriyle nirengi noktası olan Âşık Paşa’ya da ilham olmuştur elbette. Bu değerlerimizin daha iyi anlaşılması ve yaşatılması için paneller, konferanslar düzenlenmesi ve bugün burada olduğu gibi geleneksel hale getireceğimiz Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali’nin tertiplenmesi, Ses Bayrağımız Türkçemizin daha iyi sahiplenilmesi noktasında büyük önem taşıyor.

11 Temmuz 1932 tarihinde ilk Türk Tarih Kurultayı’nı gerçekleştirmek üzere toplanan akademisyenlere köşkte bir yemek verilmektedir. O gece Türk tarihi ile ilgili konuşmalardan sonra, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, “Dil işlerini düşünme zamanı da gelmiştir. Ne dersiniz?” sorusunu sorar. Bu soru sevinçle karşılanır ve 12 Temmuz 1932 yılından beri akademik hayatında harikalar yaratan Türk Dil Kurumu kurulur. Dil, kültür ve tarih bir ülkenin onurudur. Dil, bir milletin birlik ve beraberliğinin en büyük ölçütüdür, belirleyicisidir. O nedenle de Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, kültürel mirasımızın korunması noktasında Dile vermiş olduğu önemden hareketle, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Bilgiyi üretmek ve bilgiye hâkim olmak gerekir.” demiştir.

Türkçemize, Dilimize verdiği önemden hareketle, Âşık Paşa’nın manevi-edebi kişiliğinin gelecek kuşaklarımıza daha sağlıklı aktarılması noktasında önemli olduğunu düşündüğüm paneller, konferanslar düzenlenmesi ve bugün burada olduğu gibi geleneksel hale getireceğimiz Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali’nin tertiplenmesi, başta Ses Bayrağımız Türkçemizin-Dilimizin-Şiirimizin daha çok sahiplenilmesi noktasında önemli bir boşluğu dolduracaktır.

Âşık Paşa önce Süleymân-ı Kırşehrî’den, daha sonra İlyas Paşa’nın halifelerinden Şeyh Osman’dan dersler aldı. Muhlis Paşa’nın vasiyeti üzerine Şeyh Osman, Âşık Paşa’yı kızı ile evlendirdi. Bazı siyasî olaylara karıştığı için Mısır’a gitti. Kırşehir’e geldiğinde hastalandı ve 3 Kasım 1332’de vefat etti. Bilindiği üzere Âşık Paşa’nın Kırşehir’de bulunan Türbesi, kendisinin vasiyeti üzerine şehrimizin kuzeydoğusunda yapılmıştır ve orada yatmaktadır.

Yaşadığı dönemde Türkçemize vermiş olduğu önem ve vurgusuyla öne çıkan ve Garibnâme, Fakrnâme, Vasf-ı Hâl, Hikâye, Kimya Risâlesi ve buna benzer birçok eseriyle Türk Dilinin gelişimine sayısız katkı sunan Âşık Paşayı saygı ve rahmetle anıyor; Kırşehir Belediyesi olarak gerçekleştirdiğimiz 1. Âşık Paşa Dil ve Şiir Festivali’ne katılan kıymetli akademisyenlerimize, şairlerimize, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza teşekkür ediyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum.”