Gündem

Kırşehir'de Altın Madeni Tepkisi Büyüyor: "Toprağımızı Vermeyeceğiz!"

Kırşehir’de altın madeni tehdidine karşı çevreciler ve köylüler ses yükseltti: “Toprağımızı altına değil, yaşama dönüştüreceğiz!”

Kırşehir’de altın madeni tehdidine karşı çevreciler ve köylüler ses yükseltti: “Toprağımızı altına değil, yaşama dönüştüreceğiz!”

Kırşehir’de çevre mücadelesi her geçen gün büyüyor. Altın madeni arama çalışmalarına karşı bir araya gelen Kırşehir Çevre Koruma Platformu, 30 Ekim Perşembe günü Ankara’da yapılacak İDK (İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu) toplantısı öncesi Boztepe ilçesine bağlı Çimeli Köyü’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kırşehir Çevre Koruma Platformu yürütme kurulunda yer alan Damla Yeşilli, Ünsal Dinçer, Emin Salman ve Suna Dündar’ın katıldığı açıklamada, maden projelerinin sadece doğayı değil, halkın yaşam hakkını da tehdit ettiği vurgulandı. “Kırşehir İliç olmayacak” mesajı açık ve net şekilde dile getirildi.

Şeref Yılmaz: “Köyümüze Hayvancılık İçin Döndük, Susuzlukla Karşılaştık”

Çimeli Köyü sakinlerinden emekli öğretmen Şeref Yılmaz da yaşanan çevresel tahribatı kendi deneyimleriyle anlattı. 28 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra köyüne dönen ve küçükbaş hayvancılıkla geçimini sürdüren Yılmaz, maden çalışmaları sonrası su kaynaklarının kuruduğunu belirtti.

“Eskiden 80-100 metreden çıkan su şimdi bulunamıyor. Ana çeşmemiz akmıyor, diğer çeşmeler de kurudu. Hayvanlarımız susuz kaldı. Gündüz saatlerinde içme suyuna bile ulaşamıyoruz,” diyen Yılmaz, faaliyetlerin sadece sondaj aşamasında bile ciddi tahribat yarattığını, ruhsat alınıp tam faaliyete geçilirse geri dönülmez zararların yaşanabileceğini ifade etti.

Yılmaz, maden sahası içine atalarının mezarlarının alınacağına dair duyumların köy halkında büyük üzüntü yarattığını da ekleyerek, “Bu faaliyetler sürerse köyümüzü terk etmek zorunda kalacağız,” dedi.

“Seyfe Gölü Kuş Cenneti Çölleşme Tehlikesiyle Karşı Karşıya”

Kırşehir Çevre Koruma Platformu adına konuşan Damla Yeşilli, altın madeni projelerinin bölgedeki tüm doğal yaşamı tehdit ettiğini belirtti. Özellikle Seyfe Gölü Kuş Cenneti’nin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Yeşilli, göçmen kuşların artık göle uğramadığını, bunun da ekolojik yıkımın en çarpıcı örneklerinden biri olduğunu vurguladı.

“Seyfe Gölü sadece Kırşehir’in değil, tüm dünyanın ortak mirasıdır. Ama şimdi ‘Seyfe Çölü’ne dönüşüyor. Binlerce hektarlık alana göz dikilmiş durumda,” diyen Yeşilli, projelerin geri dönülmez sonuçlar doğuracağını ifade etti.

“Bir Avuç Şirket İçin Kırşehir Susuz Kalacak”

Basın açıklamasında dikkat çeken bir diğer nokta ise maden projelerinin su kaynakları üzerindeki etkisiydi. Yalnızca bir maden sahasında yılda 1,5 milyon ton su tüketileceği belirtildi. Bu miktar, Kırşehir’in yıllık su tüketiminin altıda birine denk geliyor.

Bu durumun tarımı kurutacağı, hayvancılığı bitireceği ve halkı susuz bırakacağı dile getirildi. Kızılırmak’tan Seyfe Gölü’ne, Akçakent ormanlarından Çayağzı Köyü’ne kadar tüm ekosistemin tehdit altında olduğu vurgulandı.

“Yeni Yasa ile Halkın Söz Hakkı Yok Sayılıyor”

Platform yetkilileri, son dönemde gündeme gelen “By-Pass Yasası”na da tepki gösterdi. Bu yasa ile maden ruhsatlarının doğrudan MAPEG tarafından verilmesi, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) sürecinin devre dışı bırakılması ve Cumhurbaşkanlığı onayıyla doğrudan geçiş yapılmasının hedeflendiği ifade edildi.

Bu düzenlemenin halkın karar süreçlerine katılımını ortadan kaldırdığı, yerel yönetimlerin etkisiz hale getirildiği belirtildi. Kırşehir ve Özbağ Belediyelerinin yargı kararıyla ÇED sürecine dahil edildiği hatırlatılarak, bu kazanımların yok sayılmasına izin verilmeyeceği vurgulandı.

“Bu Topraklar Altın İçin Değil, Gelecek İçin Var”

Açıklamanın sonunda Damla Yeşilli şu sözlerle tüm kamuoyuna seslendi:

“Altın bizim için buğday tarlalarıdır, akan sulardır, yeşeren meralardır. Biz bu toprağı altına değil, yaşama dönüştürmek istiyoruz. Kırşehir halkı mücadelede kararlı. Toprağımızı vermeyeceğiz!”

30 Ekim Perşembe günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda yapılacak İDK toplantısının sadece Kırşehir için değil, Türkiye’nin çevre politikaları açısından da belirleyici olacağı ifade edildi.

Platform, herkesi bu tarihte Ankara’da yapılacak toplantı öncesinde dayanışmaya çağırdı.