Kırşehir küçülüyor
Kırşehir yalnızlaşıyor.
Kırşehir içten içe, ruhsal bir daralmaya doğru gidiyor.
Yeni hayaller, yeni ümitler, yeni adımlar, yeni yatırımlar birer, birer uzaklaşıyor.
Geleceğe dair önemli düşünceler tarihe karışamıyor.
Kısaca Kırşehir içten içe tükeniyor.
Birileri gelişen, büyüyen, yatırımların yapıldığı yeni bir Kırşehir hayali ediyor ama Kırşehir her an ve her zaman kırılma üstüne kırılmalar yaşamaya devam ediyor.
Sanki Kırşehir toprağının üzerine ölü insan, insanının üzerine ölü toprağı serilmiş gibi. insanlarda bir bıkkınlık, bir bezginlik var. Üzerlerine bir karabasan oturmuş gibi ve bu olumsuz haller Kırşehir ve Kırşehir insanını esir almış durumda.
Kırşehir için büyük idealler ve geleceğinde etkin olması gereken büyük adımlar, rüya olmanın da ötesine, hayallerde bile yer edinemiyor.
Herkes bir şeyler yaptığını, verdikleri sözleri yerine getirdiklerini söylüyor ama bakıyorsunuz ortada Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin yapmış olduğu hizmetlerden başka yatırım ve hizmetler göremiyorsunuz.
Eski kamu binalarının, okulların yıkılarak yenilerinin yapılması hizmet olarak gösteriliyor.
Kırşehir’in çehresini değiştirecek, kalkındıracak, geliştirecek, işsizliği azaltacak, göçü durduracak sanayi yatırımları nerede, demir yolu, hızlı tren, askeri birlik nerede dediğimiz de çok bilmiş kendini bilmem ne zanneden birileri sana ne, üzerine vazife mi diyorlar.
Bu konuda Kırşehir’in kanayan yarası. Siyasetin sayesinde elinden hayır şer gelmeyen, kendi kendine kasılan, şişen, kendisini bulunmaz Hint kumaşı zanneden, “her şeyi ben bilirim!” diyen mızmız korkak, makamlarda gününü gün eden, protokolde boy göstermekten başka hiçbir işe yaramayan, nemelazımcı insanların yerine gerçekten cesur, gözü kara, işin içine Kırşehir girince akan suları durduracak, ısrarcı, konuşmaktan çekinmeyen insanlar yer alsaydı bu gün Kırşehir çok iyi durumlara gelirdi.
Geçmişten itibaren siyasilerin yapmış olduğu hatalardan, Kırşehir’e üvey evlat muamelesi yapmalarından, içerisinden çıkan siyasetçilerin kolay ve basit işlerle uğraşmalarından, bürokratlarının, müdürlerinin, il yöneticilerinin suya sabuna dokunmaktan korkmalarından dolayı kabuğunu kıramayan, kırmak istese de gereken adımları atamayan, talihini yenemeyen Kırşehir var karşımızda.
Bataklıkta yol almaya çalışan, attığı her adım biraz daha derine saplanan bir insan gibi kendi farkına varamayan, bataklıktaki sazlıklarla dahi mücadele edemeyen bir dev gibi Kırşehir.
Güneşin doğuşu ve batışına ram olan, kendi gölgesinin anlamını bile anlamlandırmayan bir yalnızlık çukurunda kaybolan bir şehir durumunda Kırşehir.
Maalesef Kırşehir Anadolu’nun ortasında yalnız bir şehir filmini oynuyor.
İktidara gelenler, darbelerle, şuralarla, Ergenekonlarla, balyozlarla hesaplaşırken, iadeyi itibar verirken Kırşehir’in 1954 yılında uğradığı haksızlığı, ilçeliğe düşürülmesini, elinden alınan ilçelerin geri verilmesi iadeyi itibar konusunda bir Allah’ın kulu harekete geçmiyor, çalışmalar yapmıyor.
Şimdi ise “yeni heyecan, her yeni düşünce yeni umuttur” diyerek Kırşehir 24 Haziran seçimlerinden sonrasını beklenmektedir.
Boşuna dememişler umut fakirin ekmeğidir diye.
Her yapılan seçimde Kırşehir için bir umut ve ekmek kapısı olarak beklenmektedir.
Seçimlerden önce kimler neler söyledi, neler vaat etti bu söylenenler, vaatler yerine getirilecek mi? Kırşehir merak içerisinde.
Gerçi her söylenen sözlerin, verilen vaatlerin hepsi yerine getirilseydi Kırşehir gelişen, kalkınan bir şehir olmayı bırakın uçan bir şehir olurdu, üstelik denizleri, plajları, tatil köyleri olurdu.
Ama devir öyle bir devir oldu ki rüzgar estikçe dönen yel değirmenleri gibi insanlarda dönüyor, insanlar döndükçe hayal öğütüyorlar, döndükçe ümit öğütüyorlar.
İcraat sıfır.
Maalesef koca bir şehir, bir orta oyununa kurban ediliyor, geleceğe yönelip, gücünü yeni ümitlerle perçinlemesi gerekirken, vasıfsız adımların kaprislerine kurban ediliyor.
Kırşehir’in gücünün farkına varması sağlanamıyor. Elinde altın tasla sürünmesine müsaade ediliyor. Nice komşu şehir gücüne güç katıp, ülkede hatırı sayılır gelişmelere imza atarlarken, Kırşehir bu gelişmelerden nasiplenemiyor. Tarihin kendisine bahşettiği güzellikleri, gelecekle harmanlayamıyor.
Kırşehir yıllardır diriltilmeyi bekliyor.
24 Haziran seçimlerinden sonra her alanda canla başla atılım üstüne atılım yapacak yeni bir Kırşehir için, harekete geçmeliyiz. Yeni bir hayale doğru, büyük düşlerin önden giden atlılarına yoldaş olarak, Kırşehir’i gelecek yüzyıla bağlamalıyız.
Her düşünce, her ideal ve her aşk, yeni bir Kırşehir için yanıp tutuşmalı.
Çünkü Kırşehir yalnızlık ve talihsizlikle kupkuru bir çöle dönmeyi yalnızlık filmini hiç ama hiç hak etmiyor.