Kırşehir’e hizmetleriyle iz bırakan, Kırşehir ve Çiçekdağı aşığı, CHP’nin gelmiş geçmiş en çalışkan, en dürüst, tuttuğunu koparan Kırşehir eski milletvekillerinden Mustafa Aksoy 20 Mayıs 2015 tarihinde aramızdan ayrılmıştı. Ankara’da kalan, ancak Kırşehir ve Çiçekdağı adının geçtiği her yerde bulunan Mustafa Aksoy’un ölüm haberini aldığımda inanamadım.

Kırşehir’e hizmetleriyle iz bırakan, Kırşehir ve Çiçekdağı aşığı, CHP’nin gelmiş geçmiş en çalışkan, en dürüst, tuttuğunu koparan Kırşehir eski milletvekillerinden Mustafa Aksoy 20 Mayıs 2015 tarihinde aramızdan ayrılmıştı.
Ankara’da kalan, ancak Kırşehir ve Çiçekdağı adının geçtiği her yerde bulunan Mustafa Aksoy’un ölüm haberini aldığımda inanamadım.
Doğrusu çok üzüldüm!..
Kırşehir'e yaptığı hizmetleri ve geride bıraktığı hoş anıları ve derin izleriyle daima yaşayacak olan Mustafa Aksoy yeri kolay kolay doldurulamayacak bir siyasetçiydi.
Mustafa Aksoy'un hayata veda ettiğini öğrendiğim andan itibaren onunla birlikteki anılarımız aklıma geldi. Onun verdiği mücadeleyi, bakanlık bakanlık elinde dosyalarla dolaşıp, nasıl gerçekleştirdiğini yakından bilenlerdenim.
Milletvekilliği görevi sona erdikten sonra Çiçekdağı ve Kırşehir için nice hizmetlerin gelmesine öncülük ettiğini biliyorum. Çünkü yaptığı girişimlerini, projelerini yıllarca gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in sütunlarında haberler yaptık.
1980 öncesinin Bülent Ecevit’inin CHP Genel Başkanı olduğu dönemde dağlara taşlara adının yazıldığı “Karaoğlan” unvanının verildiği yıllarda Kırşehir Milletvekili olarak Meclis’te görev yapan ve onun adının da “Kırşehir’in Karaoğlanı” olarak söylenen Kırşehirliler ile Mustafa Aksoy arasında bitmez tükenmez sevgisini 50 yıldır yakından tanıyan ve bilen birisi olarak kendisini en son 6 ay önce görmüştüm Ankara’daki Anadolu Kulübü’nde.
Mustafa Aksoy iki dönem Kırşehir Milletvekilliği yaptı.
Ama adam gibi yaptı.
“Ölümüne sevdiği Çiçekdağı ve Kırşehir’e ne hizmetler yapmıştı” diyenlere bazılarını sayalım:
Kırşehir Meslek Yüksek Okulu. YAY‐KUR adıyla Mithat Sağlam Okulunu açtırmıştı. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağ’a Sağlık Meslek Lisesi’ni, Sağlık Koleji adıyla zamanın Sağlık Bakanı Mete Tan’a açtırmıştı. Grand Otel Terme’nin temelini zamanın Turizm Bakanı Alev Coşkun’a attırmıştı Belediye’nin oteli olarak. Kırşehir’e Aşık Paşa adıyla bir üniversite açılması için kanun teklifi vermiş, yıllarca mücadele vermişti. Sonunda Ahi Evren Üniversitesi olarak AKP’li Mikail Aslan’ın gayret ve çabalarıyla açıldı da heyecanı dindi.
1969‐1977 seçimlerinde iki dönem Kırşehir Milletvekili olarak hizmet verdi. O yıllarda Kırşehir’e ve Kırşehirlilere unutulmaz hizmetler verdi. Partililerinin bütün işlerini o takip etti. Doğduğu, Belediye Başkanlığını yaptığı ve ölümüne sevdiği Çiçekdağı’ndaki tüm kamu binalarını o yaptırdı.
“Kırşehir için çalışmaktan evlenmeye vakit bulamadım” diyen Aksoy, müthiş bir adamdı. Aldatmayı ve aldatılmayı hiç sevmezdi. İnadına dürüst bir adamdı…
Aksoy’u ben bu mesleğe başladığım 1965’li yıllarda tanıdım. Çiçekdağı Belediye Hizmet Binası’nı, Akçakentli müteahhit Çerkez Yusuf Yapıcı’ya nasıl yaptırdığını ve binanın sağlamlığıyla övünürdü.
Hiç parası yokken Çiçekdağı Belediye Binası ve dükkânlarını Çiçekdağı’na o kazandırmıştı.
Mustafa Aksoy, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken ilçe yapılan Kırşehir için, kendi doğduğu ilçesi Çiçekdağı’nın Yozgat’a bağlanmasını içine sindirememiş, yeniden ilçe olduğunda zamanın Belediye Başkanı Fazıl Yalçın’a gönderdiği telgrafı belediye hoparlöründen bizzat kendisi ağlayarak okumuştu. Bütün Kırşehirliler de gözyaşları içinde dinlediğini eskiler çok iyi hatırlarlar.
CHP’li Mustafa Aksoy için gazetemde çok yazılar kaleme aldım. Onunla çok güzel dostluklarımız oldu. O Kırşehir’e gelince benim, Ankara’ya gidince ben onun misafiri olurdum. Kırşehir için kafa yorduğuna defalarca tanık oldum. Heyecanlı bir adamdı.
Aksoy, Ankara’da takip ettiği Kırşehir’in meseleleri için bakanlıklara gittiği zaman müsteşarlar, genel müdürler, bakanlar kaçacak delik ararlardı.
Aksoy, sekreter ve özel kalem müdürü tanımazdı. Bakanlar onu kapıda karşılardı. O elinde projelerle dolaşırdı.
Bakanlar Kırşehir’e gelirken Aksoy’u da araçlarına alırlar öyle gelirlerdi. 15‐20 bakanı birden getirmişti bir Ahilik Kutlamaları’na.
Aksoy, Kırşehir’e geldiği zaman ziyaret ettiği ilk dostlarından birisi Reşat Sülükçü, diğer birisi İsmet Beydoğan ve diğer öteki Beydoğanlar, çarşı esnafının hepsi ve birisi de gazeteci ağabeyimiz Dursun Yastıman ve ben olurdum. Ve kim bilir kaç kez evimde misafirim olmuştu.
Aksoy adı öyle basit bir isim değil, unutulacak isimlerden hiç değil…
Orhan Baycan’ın CHP’den iki dönem Belediye Başkanı seçilmesinin mimarı odur. Zira Osman Bölükbaşı politikaya veda etmiş, partisini Emekli Orgeneral Cemal Paşa’nın karısı Suna Tural’a bırakmış, Millet Partili Orhan Baycan’ı bir gece Hukukçular Apartmanı’nda Gazeteci ağabeyimiz Dursun Yastıman’ın evinde eski eczacılardan Berrin Türkmen’in eşi Doğan Türkmen, Avukat Yaşar Yükselen ve bazı kişilerce bir gecede Orhan Baycan’ı CHP’li yapmışlardı. CHP’den 1973 seçimlerinde Kırşehir Belediye Başkanı olarak göstermişlerdi Orhan Baycan’ı.
Orhan Baycan da girdiği bu ilk seçimde M. Kemal Hotamaroğlu’nu kaybettirmiş ve kendisi de CHP’den Belediye Başkanı seçilmişti. O efsane Belediye Başkanı Orhan Baycan’ın ölümünden 8 yıl sonra kendisi de inadına Kırşehir ve CHP’nin kazanmasıyla Orta Anadolu’da Kırşehir “Sol”un kalesi olmuştu.
Aksoy milletvekili olarak Baycan’la birlikte Kırşehir Belediyesi’nin önünü açmış, CHP’den hizmet almak yeni projeleri hayata geçirmek için Orhan Baycan’la bakanlıklarda hizmet peşinde koştuklarının tanıklarındanım.
Orhan Baycan anlatırdı: “Aksoy’dan kurtulmak mümkün değil. Onun sayesinde ilk içme suyu projesini, yeni açtığımız imar yollarını, Tansa’nın açılışını, Belediye’ye yeni aldığımız otobüsleri Kırşehir’in hizmetine sunmuştuk.”
Mustafa Aksoy ömrünü verdiği ve ölümüne sevdiği, ömrünü son yıllarında Çiçekdağı Meslek Yüksek Okulu’nun açılmasını, öğrenci yurdunun yapılmasını nasıl kazandırıldığını daha başka fakültelerin açılması için son nefesine kadar uğraştığını bilenlerdenim.
Aksoy’un ömrü Çiçekdağı’nı sevmekle geçti. Aksoy anlatırdı: “Yanı başımızdaki masadan çiçekten bahsedenlere döner bakardım. Çiçekdağı’mı mı konuşacaklar diye. Kırşehir’de yıkılan eski Park Oteli’nde kalıyordum. Otelin altında Aktaş Otobüs Yazıhanesi vardı. Çiçekdağı’na, Yerköy’e otobüs kaldırırdı. Sahibi Hüseyin Aktaş bağırıyor: Yerköy, Yerköy, Yerköy… Balkondan kafamı uzattım. ‘Hüseyin bu otobüsler Çiçekdağı’ndan geçmiyor mu?’ O da ‘geçiyor efendim’ dedi. ‘Peki’ dedim. ‘Niye Çiçekdağı diye bağırmıyorsun?’ Ondan sonra hep Çiçekdağı diye bağırdı. Sevindim, mutlu oldum.”
Ölenin arkasından yazı yazmak ne kadar zormuş!..
Onu anlatmak, onu yorumlamak, onun hizmetlerini unutanlara, bilmeyenlere hatırlatmak benim için bir vefaydı. Ben de öyle yaptım.
Ölmüşlerimizi iyilikle yad edeceğiz. Aksoy güçlü bir milletvekiliydi. O başkaları gibi yapmadı. Her şeyiyle adından bahsettirdi. Aksoy bu dünyadan göçtü gitti. Bir hizmetleri ve eserleri kaldı, bir de ölümüne sevdiği Çiçekdağı’nın toprağına gömülmek oldu.
İşte adamlık bu.
İşte hizmet adamı Mustafa Aksoy.
Aksoy, sana Allah’tan rahmet diliyorum.