Yıllar önceydi, 18 Şubat 1990. Bir Belediye Başkanlığı uğruna, o seçimde Doktor Cahit Gürses’in seçildiği, o günkü Kırşehirlilerin ANAP iktidarına diz çöktürüp SHP’den, yani muhalefetten bir Belediye Başkanı seçtiği o meşhur seçim… “Kırşehir’e Şeker Fabrikası kuruyoruz” diye o günkü ANAP İktidarı Kapıcı Cami önünde günlerce davullu zurnalı gösteriler yaptılar.

Yıllar önceydi, 18 Şubat 1990. Bir Belediye Başkanlığı uğruna, o seçimde Doktor Cahit Gürses’in seçildiği, o günkü Kırşehirlilerin ANAP iktidarına diz çöktürüp SHP’den, yani muhalefetten bir Belediye Başkanı seçtiği o meşhur seçim…
“Kırşehir’e Şeker Fabrikası kuruyoruz” diye o günkü ANAP İktidarı Kapıcı Cami önünde günlerce davullu zurnalı gösteriler yaptılar. ANAP’lılar da sözünde durdular, Kırşehir Şeker Fabrikası’nın temelini attılar.
Kırşehirliler Şeker Fabrikası’nı açtırmak için ne mücadeleler verdiler. Hepsine çok yakinen tanığım. Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Adana’lı ama Kırşehirli Baktıroğlu ailesinden evli eniştemiz olan Ertan Yülek görev yapıyordu. Onun da çok katkıları olduğunu belirtmeliyim.
Ve bugüne gelindi hükümet on dört Şeker Fabrikasını özelleştirme kararı aldı.
Bundan sonrası ne olacak bilinmiyor? Özelleşir de kapısına kilit vurulursa Kırşehir kaybeder ve il iken köy durumuna düşer.
Ülkede gündem her an değişiyor hükümet her gün kararlar alıyor.
Şeker Fabrikaları bulundukları şehirler de ve ilçelerde üretime, istihdama ve ekonomiye çok büyük katkılar yaparken, neden satılması yönünde bir karar alındığını doğrusu merak ediyorum.
Yapılan açıklamalarda Şeker Fabrikalarının zarar ettirdiği söylemleri beni tatmin etmiyor. Çünkü Kırşehir Şeker Fabrikası son teknoloji ile yapılmış ve kâr eden bir kuruluş.
Tarım ve sanayi entegrasyonuna en güzel örneklerden birisi olan Şeker Fabrikaları kurulduğu yerlerde ve bölgelerde köklü değişimleri sağlarken, kalkınmaya da ciddi oranda katkılar yaptığını biliyoruz.
Bunun yanında sosyal hayatı olumlu yönde etkilerken, çok yönlü o konuya katkılarıyla ülkemiz için vaz geçilmez bir konuma gelmiştir Şeker Fabrikaları…
Kırşehir Şeker Fabrikası, Kırşehirli çiftçilerin, tarım ve hayvancılıkla uğraşan tüm kesimlerin geçim kaynağıdır. Bu fabrikada çalışan yüzlerce kişi burada ekmek yemektedir. Dolayısıyla Kırşehir ekonomisi de hayat bulmaktadır.
Kırşehir Şeker Fabrikası Türkiye’nin en verimli fabrikalarından biri. Hatta 2016-2017 kampanyasında maliyet bakımından 25 şeker fabrikasının içinde birinci olmuş, milli bir fabrika…
2017-2018 yılı kampanyasında 700 bin ton pancar işleyip 92 bin ton kristal şeker üreten Kırşehir Şeker Fabrikası’nda 550 taşeron işçi ile beraber piyasaya 35 milyon lira katkı sunuyor. Bunun dışında nakliyecilere de büyük katkı sunan fabrikamızın Kırşehir’e verdiği katkıları burada saymakla bitiremeyiz.
Şeker Fabrikamız elbette sadece pancar üreticilerine ödenen 170 milyon liralık katkı sunmuyor. Hizmet alımı ve malzeme bedeli olarak da piyasaya, yani Kırşehir esnafına da 10 milyon lira katkısı oluyor.
Özelleştirilip ardından kapatılırsa Kırşehir’in ve Kırşehirlilerin mahvolduğu, öldüğü gündür.
Şeker Fabrikaları çiftçi eğitiminde de önemli bir görev üstlenerek Türk tarımının öteki alanlarda da bugünkü düzeye gelmesini sağlamıştır. İç göçün yavaşlatılması, hatta durdurulması bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması gibi sosyal işlevleri de yerine getirdiği bilinmektedir.
Bugün Kırşehir’in pek çok bölgesinde hayvancılıkla uğraşan, birer küçük besici olan şekerin ham maddesi pancar üreticisine iştikak olarak pancar posası verilerek ülke hayvancılığının sürdürülmesine de katkıda bulunmaktadır. Şeker Fabrikalarının bu güzellikleri unutulur mu?
En önemlisi de şeker, dışa bağımlılığı azaltarak, ithalatın önüne geçmesinde önemli bir görev üstlenirken, paramızın da dışarı gitmesini de büyük oranda önlemektedir.
Gelelim Şeker Fabrikalarının satılma kararına;
1990 yılında temeli atılan Kırşehir Şeker Fabrikası Kırşehir ve yöresinde binlerce kişinin ekmek kapısıdır. Kâr eden şeker fabrikalarının başında gelmektedir. Her yıl pancar alım kampanyalarında Kırşehir çiftçilerine milyonlarca lira ödenmektedir.
Şeker Fabrikası her yıl kapasite artırımına giderek çiftçileri daha çok teşvik ettiği bilinmektedir. Kampanya dönemlerinde ise taşeron işçi olarak bilinen insanlar buralarda istihdam edilmektedir. Yani herkes burada ekmek yemektedir.
Diğer önemli bir konuda nişasta bazlı şeker tüketiminden dolayı sağlık sorunları yaşıyor olmamızdır. Ülkemizdeki şeker piyasasını denetleyen ve yönlendirilen Şeker Kurulu’nun Tarım Bakanlığına bağlanması sonucu piyasanın denetlenmesi de zayıflamaya başladı. Bundan dolayı da nişasta bazlı şekerler piyasayı ele geçirmektedir. Yani devlet eliyle glikoz giderek yaygınlaşıyor. Bu tehlikeli bir durum.
Oysa Kırşehir Şeker Fabrikası’nın ürettiği şeker oranı çok yüksek pancarlardan elde edilmektedir. Yani Kırşehir çiftçilerinin yetiştirdiği pancarların şeker oranları da yüksek olduğu bilinmektedir.
Şeker Fabrikaları satılırsa devlet bir milyar lira civarında para kazanacaktır. Ama nişasta bazlı şeker tüketiminden sonra sağlığımız giderek tehlike altında olacaktır. Tedavi ve ilacı için ödenecek paraları bir düşünün sonuçta. Sonuçta Şeker Fabrikalarının satılmasıyla, ya da özelleştirme adı altında gözden çıkarılması dünya genelinde stratejik ürünler içinde olan şekerde dışa bağımlılığımız artarken, ithalata da yöneleceğiz, paramız dışarıya gidecek. Anlıyoruz, dış güçler böyle istiyor galiba…
Bu kabul edilemez yanlıştan dönülmesinde çok büyük yarar vardır.
Biz Kırşehirliler olarak Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine de satılmasına da karşıyız.
1990 yılında Şeker Fabrikası’nın yerinin belirlenmesi için zamanın Valisi değerli insan, devlet adamı Valimiz Mustafa Yıldırım’ın başkanlığında bir toplantı yapıldı. O günkü Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İhsan Yeşilli, Ziraat Odası Başkanı Halil İbrahim Hatunoğlu, Esnaf Odaları Birliği Başkanı Mustafa Karagüllü ve basın temsilcisi olarak ben katılmıştım. Ziraat Odası Başkanı Halil İbrahim Hatunoğlu Şeker Fabrikası’nın Malya Tarım İşletmeleri tarafına yapılmasını istiyordu. Hatunoğlu sinirleniyor Vali’nin odasında dolanıyordu. Biz de Kızılırmak’a yakın olan bugünkü yeri istiyorduk. Sonuçta bizim istediğimiz yere yapıldı Şeker Fabrikası. Zira pancar genel olarak Irmak Bucağı köylerde ekiliyordu. Yani Kırşehir Şeker Fabrikası’nın kuruluşunda, yerinin belirlenmesinde benim de nokta kadar katkım olmuştur.
Oy birliğiyle Kırşehir Şeker Fabrikası’nın yerinin bugünkü Akçaağıl Köyü hudutları içindeki arazide olmasını istemiştik. Elektrik pahalı, mazot pahalı, emek ağır ama çiftçiler bunlara dayanarak pancar üretiyorlar.
Yeri gelmişken belirtmeliyim ki; Şeker Fabrikamızın temeli atılmıştı, inşaatına başlanmıştı, ama bir türlü bitirilemiyor, hizmete açılamıyordu, hatta makineleri başka illere gönderiliyordu. 57. hükümette Kırşehir Milletvekili Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu Devlet Bakanı olunca Şeker Fabrikası’nın tamamlanmasını sağladı. Mirzaoğlu’nun Şeker Fabrikası’nın hizmete açılması için çok büyük mücadeleler verdiğine tanığım. Onun hizmetlerini Kırşehirliler hâlâ anlatır.
Başarmıştık, Şeker Fabrikası’nın temelini zamanın Erzincanlı Başbakanı Yıldırım Akbulut’a attırmıştık. Bu fabrika açılması için yıllardır Kırşehirlilerin rüyalarını süsledi. Bugün geldiğimiz nokta çok kötü. Hükümet elden çıkarmak istiyor, özelleştirmek istiyor, satmak istiyor, Kırşehir’e yine yazık edecekler.
Şeker Fabrikamız satılmasın, Kırşehir ekonomisine hizmet yolunda bacası hep tütsün.