Uzun süredir Kırşehir'le ilgili düşüncelerimi yazmak istiyordum. Yoğun iş tempom ve bence daha hayati konular nedeni ile bu yazım aksamıştı.

Uzun süredir Kırşehir'le ilgili düşüncelerimi yazmak istiyordum. Yoğun iş tempom ve bence daha hayati konular nedeni ile bu yazım aksamıştı.
Kırşehir Musiki Cemiyeti'nin 21 Aralık günü yeni Neşet Ertaş Kültür Merkezi'nde verdiği konser bu yazımı yazmama da vesile oldu.
Öncelikle sayın Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'yi yaptığı hizmetler nedeni ile bir kere daha kutlamalıyım. Yollar delik-deşik olduğu zaman da belirtmiştim. Bu tamirat ve düzenleme yapılmak zorundaydı.
Şimdi en keskin Bahçeci muhalifleri bile - ki onlar her zaman bardağın boş tarafına bakarlar- şimdi yapılan bu güzellikleri takdir ediyorlar.
Dostlar, bilmem farkında mısınız, Kırşehir'in çehresi değişiyor.
Tabii bunu söylerken fiziksel çevre değişip güzelleşiyor ama, devasa bir sorun, otopark sorunu da milleti bunaltıyor.
Ne yapılacak?
Bir şekilde yeni otoparklar üretilecek. Bu belediyenin, yerel yönetimin görevi. Görevi olmasına görevi de bizlerde hiç mi kabahat yok.
Sırf bir son model otomobil almakla olmuyor bu işler. Saygısızca ikinci sıra park edenler ve park yerinden çıkamayıp sinir içinde bekleyenleri görüyorum. Öyle bir park ediyorlar ki bu paranın şımarttığı saygısız insanlar, neredeyse ana caddeden üçüncü bir araba zar zor geçebiliyor.
Bir ara emniyet ikinci sıra parklarla mücadele etmişti. Ben de bu köşeden bu mücadeleye destek vermiştim. Ana caddeler bir şekilde nizama girmiş idi. Ancak, gel gör ki, her zamanki gibi siyaset ağır bastı seçimler yaklaştı ve bu uygulamaya son verildi. Sonra her şey "eski hamam eski tas" haline geldi.
Özetlersek bu kaldırım çalışmaları bittiği anda sayın Yaşar Bahçeci'nin yapacağı bir iş olacak. Önce bir ay, iki ay süre ile neyse… ikinci sıra park yapanların sileceklerine adabı muaşeret kuralları ve uygar şehirlerdeki trafik kurallarını hatırlatan bir yazı iliştirilecek, bir görevli sonraki zamanda her iki sileceğini kaldıracak sonra da şu bu demeden tüm kuralsızların otoları çekici ile çekilecek.
Bırakın Avrupa'yı hadi gidin bir büyük şehire, Bodrum ya da Marmaris'e, yasak olan bir yere otonuzu park edin bakalım ne oluyor?
Gelelim yazımızın başlığına…
Bu kültür merkezini Kırşehir'e kazandıranlara bir kere daha teşekkürlerimle. Hakikaten Kırşehir'e yakışan bir kültür merkezi olmuş. Kitap kafesi, normal kafesi, Neşet Ertaş tanıtım köşesi, ben görmedim ama alt katında yerel kültür derneklerine çalışma odaları tahsis edilmiş. Salon muhteşem, Haliç Kongre Merkezindeki salonları aratmıyor.
Netice itibarı ile görmeyen hemşehrilerimiz varsa mutlaka görmeli oradaki kafelerde oturup çay kahve içip sohbet etmeli.
Tabii bu kültür merkezinin yanındaki o büyük alan nasıl değerlendirilecek ayrı bir konu.
Kırşehir Musiki Cemiyeti'nin kuruluşuna şimdi Kırşehir'de olmayan Dr. Yavuz Ceylan öncülük etmişti. Değişmez eleman Dr. Gündüz Yücesan da önemli görevler üstlendi. Rahmetli cümbüş sanatçısı Aziz abimiz de görevliydi. Hâlâ ısrarla "sana şu cümbüş çalmayı öğreteyim" deyip benim yan çizişimde pişmanlığım vardır. Nur içinde yatsın.
Eski kültür merkezinde cemiyetin birkaç konserine gittim. Senelerdir de davet etmelerine rağmen gidemiyordum.
Kapıda değerli dostum solist Ahmet Kına ile karşılaştım. Uzun süredir görüşemiyorduk ayak üstü hasret giderdik. Girişte sevgili dostlarım Bilal Yılmazer ve başkan Özer Uzbilek'in candan ve sıcak karşılayışları insana pozitif enerji veriyordu. Bilal her zamanki dikkatliliği ile içeri hiçbir biletsiz kimseyi kaçırmıyordu.
Konser başladı. Sazlar alabildiğine çoğalmış, hepsi birbirinden değerli. Şef sayın Sadi Demirkalp ve koro çok başarılı idi.
Konserde zaman su gibi akıp geçti. Zaman zaman şef tüm salonu da başarı ile şarkılara eşlik ettirdi.
Başlardaki bence provasızlıktan doğan aksaklıklar kısa sürede aşıldı.
Şunu hemen belirtmeliyim ki ışıklandırma son derece kötü ve bilinçsiz. Şarkılara göre olmadığı bir yana, arada seyircinin gözüne öyle flaş patlıyor ki tüm dikkatleri dağıtıyor. Buradan ışıkçıyı uyarmak isterim. Özellikle seyircinin gözünde patlayan o sarı flaşa çok dikkat etsin. Temporal lop epilepsisi rahatsızlığı olan birini ya da bir sara krizini tetikleyebilir. Elimle gözümü kapattığım halde beni rahatsız edecek derecede acayip bir ışık. Seyirciyi aydınlatma yerine sahneyi daha can alıcı ve gösterici bir şekilde aydınlatmalı. Örneğin sayın Mustafa Savcı'nın çok başarılı bir kanun taksiminde sadece ışıklar onu aydınlatıp koroyu daha donuk bir ışıkla aydınlatmak bu nefis hüzzam taksimine daha bir görsellik kazandıracaktı.
Evet, buradan Kırşehir Musiki Cemiyeti Başkanı Sayın Özer Uzbilek ve şef Sadi Demirkalp nezdinde tüm Cemiyet üyelerini bir kere daha kutlamak isterim. Başarılarının devamını dilerim.
Bu güzel şehrimize kim ne şekilde hizmet ediyorsa, işin büyüklüğüne ve ne olduğuna bakmadan, tüm hizmet edenlere bir kere daha teşekkürlerimle.