Yine Sayın Dursun Yastıman tarafından erişilip paylaşılan bu belgeye ilişkin olarak, Sayın Yastıman şu bilgi notunu yazar:

"Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi"nde kayıtlı olan Kaman Belediye Meclisi'nin Adnan Menderes'e verdiği fahrî hemşehrilik pâyesiyle ilgili 1 Şubat 1960 günlü ve 2 sayılı kararı aşağıda orijinal metninde de okuyacağınız üzere şöyleydi:

"1/2/1960 Pazartesi günü saat 14'te âdiyen toplanan Belediye Meclisi aynı günde Belediye Reisi Münir Gök'ün reisliğinde azadan Haydar Demir, Hüseyin Armağan, Arap Göçmen, Tahsin Önal, Lâtif Bektaş, Hasan Aygün, Aşır Yıldırım, Yakup Önal, Ömer Yıldırım, Sami Tayran, Halil Gönç, Mevlüt Şentürk, Şuayıp Saylam, Hacı Bulanık ve Hüseyin Atçeken hazır oldukları halde oturum açıldı.
Reis: Muhterem arkadaşlar! Aziz vatanımızın imar ve umranı, milletimizin refah ve saadeti için gecesini gündüzüne katarak misli görülmemiş bitmez ve tükenmez bir gayret ve enerji ile çalışan büyük Türk evlâdı aziz ve sevgili Başvekilimiz Adnan Menderes'in çizdiği nurlu yolda bütün kuvvet ve azmiyle yürüyen ve bunu büyük misafirimizin kazamıza teşriflerinde gösterdikleri içten gelen coşkun sevgi gösterileriyle teyid eden Kaman ve halkımıza karşı daima yüksek himmet, alâka ve müzaheretlerini esirgemeyen muhterem ve aziz Başvekilimiz Sayın ADNAN MENDERES'E KAMAN FAHRÎ HEMŞEHRİLİĞİ PÂYESİ verilmesini ve yüksek meclisimizin bu hususta alacağı kararın meclisimiz adına Belediye Reisi Münir Gök tarafından bizzat Başvekilimize takdimini arz ve teklif ederim.
Teklif oya konuldu, alkışlarla ve bütün azaların ittifakıyla kabul edildi."
Belediye Reisi Münir Gök
M. Kâtip Arap Göçmen
M. Kâtip Lâtif Bektaş

BÖLÜKBAŞI CEZAEVİNDE İKEN VEKİL SEÇİLDİ

Osman Bölükbaşı 1957′de TBMM’ye hakaretten tutuklanmış. Kırşehir, Haziran 1957‘de yeniden, eski ilçeleri elinden alınmış, il durumuna getirilmişti. Bölükbaşı; Ekim 1957 Genel Seçimleri’nde Cumhuriyetçi Millet Partisi‘nden seçilen 4 milletvekilinin arasında yer aldı. Bu seçimin sonuçları Kırşehir’de şöyleydi;

1.Dönem Kırşehir Milletvekilleri (27 Ekim 1957) :

Kayıtlı Seçmen Sayısı: 74.182

Katılma Oranı : %82,1

Partiler

Aldığı Oy

Oy Yüzdesi

Milletvekili Sayısı

CHP

6.973

11.5

CMP

38.022

63.1

4

DP

15.460

25.4

Kazananlar: Osman Bölükbaşı(CMP), Osman Canatan(CMP), Hayri Çopuroğlu(CMP), Fazıl Yalçın(CMP).

ANKARA MERKEZ CEZAEVİ 10. KOĞUŞU’NDA MAHKÛMLARIN ÖNÜNDE MİLLETVEKİLİ YEMİNİ

https://www.adnanyilmaz.com.tr/wp-content/uploads/2019/11/CEZAEVINDE.jpg

Bölükbaşı; Seçim günü hapiste olduğu için milletvekili yeminini Ankara Merkez Cezaevi 10. Koğuşu’nda mahkûmların önünde yaptı.

Sonradan Osman Bölükbaşı bu konuda anılarını Kırşehirli gazeteci Şevket Güner’e şöyle anlatacaktı:

https://www.adnanyilmaz.com.tr/wp-content/uploads/2019/11/indir-3-300x114.jpg  

“Demokrat Parti hiçbir suçumun olmamasına rağmen eleştirilerime tahammül göstermediği için Meclis’in manevi şahsiyetine tahkir suçlamasıyla beni cezaevine koydu. Partime de kapatma davası açtı. Beni cezaevinde ilk ziyaret eden CHP Genel Başkanı İsmet Paşa olmuştu. İsmet Paşa’yla cezaevinde yarım saat baş başa görüştük. Beni yargılatmak için bütün Türkiye’de görev yapan hakim ve savcıları incelemişler Manisa’nın Nazilli ilçesinde görev yapan Kırşehirli Nazım Baytok adındaki genç bir hakime beni yargılattırmaya başladılar. Beni yargılayan hakimi Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı yaptılar. Hakim’e dedim ki ‘Ey Memleketin gafil evladı benim suçumu söyle, beni hangi suçtan, hangi maddeden yargılayacaksan ondan sonra yargıla. Beni bir Kırşehirli’ye, bir Kırşehirli Hakime yargılattırmak istiyorlar. Bu sözlerimden sonra hakim de ‘görülen lüzum üzerine’ diyerek görevinden ve mesleğinden istifa ederek Ankara’dan İstanbul’a göçtü. Partimin kapatma davası da bu arada devam ediyordu. 27 Ekim 1957 tarihinde seçimler yapıldı. Kırşehirliler beni cezaevinden çıkarmak ve Meclis’e taşımak için çok büyük mücadele ettiler ve başardılar. Benimle birlikte Osman Canatan, Hayri Çopuroğlu, Fazıl Yalçın, yüzde 63.1 oranında oyla Milletvekili seçildiler. Ben de cezaevinde iken yeniden milletvekili seçildim. 1 Kasım 1957 günü yemin töreni için toplanan Meclis’te sıra Kırşehir’e geldiğinde Meclis Başkanı Refik Koraltan benim ismimi okutmadı, atladı. CHP’liler ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partililer itiraz ettiler. Benim de seçildiğimi, yemin etmem gerektiğini söylediler. Meclis Başkanı Koraltan daha sonra ismimi okudu, kürsüye davet etti, ben cezaevinde olduğum için yemin edememiştim. Ben de Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde geniş bir alanda, yüzlerce mahkûmun karşısında büyük bir masanın üzerine Türk Bayrağımızı serdim, karşıma Büyük Atatürk’ün Büstünü koydum, sağ elimin altına Kur’anı Kerim’i koyarak, ‘Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayas ay a sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim’ diyerek yemini ettim. Bütün mahkûmlar gözyaşlarına boğulup ağlamışlardı. Yemin töreninden bir ay sonra 30 Kasım 1957 günü cezaevinden tahliye edildim ve doğruca soluğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde aldım, burada da yemin ettim. Bütün Meclis yeminimi pür dikkat dinledi ve beni ayakta alkışladılar. Biz de demokrasinin her şeyiyle oturtulmasını, hizmetlerin adil olarak yapılmasını, büyük Atatürk’ün hayali olan demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesinde kalkınmış, müreffeh bir Türkiye olmasını haykırıyorduk. Ancak buna Demokrat Parti’nin tahammülü yoktu. Yani bu konuda biz kaybetmedik. Halka baskı ve zulüm uygulayan Demokrat Parti kaybetmişti. Eleştirilere tahammülü olmayanların böylesi görevlere gelmemesi gerektiğini hep söylerim.”

HACI MEHMET GÜLTEN ANLATIYOR...

Kırşehir'in sayılı ve eski tüccarlarından, Kırşehir’de uzun yıllar Ford Bayiliği yapan Kırşehirspor’un başkanlığı görevinde de bulunan,97 yaşında iken 2017 yılı Ocak ayında vefat eden, Hacı Mehmet Gülten Kırşehir’in ilçe yapıldıktan sonra düştüğü durumu şöyle anlatıyordu:

“Celal Bayar ve Adnan Menderes ele ele verip Kırşehir’ i ilçe yapınca, haliyle Vali gitti bir Kaymakam geldi.

Vilayetken ilçe yapılan Kırşehir’e gönderdikleri ilk Kaymakam, subaylıktan gelme Hilmi Dağcıoğlu adında biriydi.

"KIRŞEHİRLİLERİ DEMOKRAT PARTİYE MEYLETTİRİRSEN SENİ VALİ YAPARIZ."

Kırşehir’in ilçe yapıldığında her ne kadar Ankara Milletvekili olsa da aslı Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesi nüfusuna kayıtlı hemşehrimiz Osman Şevki Çiçekdağ’ da Demokrat Parti’nin Adalet Bakanı’ydı. Bu Yüzden ‘memleketini savunmadı’ diye hepimiz çok kırgın ve kızgındık kendisine. İşte bu Osman Şevki Çiçekdağ, Kaymakam Hilmi Dağcıoğlu’na, ‘Kırşehirlileri Demokrat partiye meylettirirsen seni Vali yaparız’ demiş.

“EVDE KALMIŞ KIZ GİBİ KENDİNİ İKTİDARA SEVDİRMEYE ÇALIŞIYORSUN.”

Bazı Demokrat Partililerin kendisiyle işbirliği yaptığı bir meşhur “Komiser Muavini Muammer” vardı ve Millet Partililere, Halk Partililere ve halka bir hayli eziyet etti. Hatta bir kısım Halk Partilileri karakollara çağırttırıp eziyet ettiler gözaltına aldılar. Kırşehirliler Demokrat Partiye doğru kanalize edilmeye çalışıldı. Bu zulüm Bölükbaşı ya iletilmişti. Bölükbaşı bir gün, şehirde özellikle karşılaştığı bu Komiser Muavini Muammer’e ; “Evde kalmış kız gibi kendini iktidara sevdirmeye çalışıyorsun.” diye yüksek sesle çıkıştı.

“KIRŞEHİR HÜKÜMET KONAĞININ VALİLİK EŞYALARI, NEVŞEHİR’E TAŞINDI"

Tabi Kırşehir’in ilçe olması insanları gerek ekonomik anlamda gerekse psikolojik anlamda çok etkiledi. Kırşehir’den göç etmeye başlayan bir kesim oluştu. Ekonomi ve ticaret bozuldu. Esnaflar bu durumdan çok rahatsızlık yaşadılar.1954 yılında şimdiki stadyumun olduğu boşluk meydanda 8-10 bin kişi toplandı. Konuşmalar yapıldı, insanlar hüngür hüngür ağladı. Hükümet Konağının Valilik eşyaları vilayetimiz haline gelen Nevşehir’e taşınacağını duyurdular. Komiser Yardımcısı Muammer şehir eşrafından bizleri ve kamyoncuları çağırıp, ‘bu eşyaları Nevşehir’e taşıyın’ dediler. Hiçbir Kırşehirli hiçbir eşyanın ucundan tutmadı hiçbir kamyoncumuz taşımaya yanaşmadı. Başka arabalar bularak eşyaları taşıttılar. Demokrat partiden ve onlara yaranmak için Kırşehirliye yan bakan dışardan getirilip atanan bazı idarecilerden çok çektik.”

AHİ BABA MUSTAFA KARAGÜLLÜ ANLATIYOR:

O Günlerin Canlı Tanığı Ahi Baba Mustafa Karagüllü; Menderes’in Kırşehir İlçe Yapılmadan Önce Kırşehir’e Gelişini, “Kırşehir’in Günışığı” Dergisinde Yayınlandığı Şekliyle Adnan Yılmaz’a Anlatmıştı:

   Adnan Menderes’in “Demokratik Parti İl kongresinde bulunmak üzere”Kırşehir’e gelişini, gerek Demokrat Parti cephesinde, gerek Millet Partisi cephesinde yaşanan olayları, Kırşehir’de Millet Partili olarak yaptıkları demokrasi mücadelesini Mustafa Karagüllü’den dinliyoruz:

KIRŞEHİRLİLER MENDERES’İN ARACINA TENEKE BAĞLADI” İŞİ, DEMOKRAT PARTİ YALANIDIR!"

https://www.adnanyilmaz.com.tr/wp-content/uploads/2019/11/Resim-205-300x284.jpg

“Kırşehir’in ilçe yapılmasından önceydi. Adnan Menderes’in Kırşehir’e geleceği duyurulmuştu. Osman Canatan, Millet Partisi Merkez İlçe Yönetim Kurulu’nda görevliydi. Kendisi çok başarılı bir hemşerimizdi. Oturduk, Millet Partisi olarak, Menderes’in gelişini değerlendirdik. Arkadaşlarımızla bu hususu müzakere ederken, söz sırası Osman Canatan’a geldi. Canatan dedi ki; ‘’Sayın Adnan Menderes, Kırşehir’e Başvekil sıfatıyla gelmiyor. Demokrat Parti Kırşehir Teşkilatı’nın kongresine Genel Başkan sıfatıyla geliyor. ‘’

Nitekim Kırşehir’deki Demokrat Partililer, astıkları pankarta ‘’Hoş geldin Sayın Genel Başkanımız’’ yazdırmışlardı. Adnan Menderes, hakikaten Kırşehir’in bir takım meseleleri için değil, Genel Başkan sıfatıyla, partisinin kongresi için geliyordu. Arkadaşlarımızla müzakerelerde, Menderes’in Kırşehir’e gelişini bu şekilde telakki ettik. Millet Partililer olarak hiçbir taşkınlığa fırsat verilmemesi için gerekli çabaların gösterilmesi kararını aldık. (DEVAMI VAR)