İç Anadolu'nun sakin ama derinlikli şehirlerinden biri olan Kırşehir, adını fazla duyurmasa da binlerce yıllık birikimiyle Anadolu’nun kültürel omurgasını oluşturuyor. Ahilik geleneğinin doğduğu topraklar olmasıyla tanınan şehir, aslında yalnızca manevi değil, bilimsel ve doğal açıdan da pek çok ilke ev sahipliği yaptı. İşte Kırşehir’i yeniden yorumlamanıza neden olacak üç az bilinen ancak oldukça etkileyici bilgi:

Kırşehir'de bu altından alanlara kötü haber: Kuyumcular uyardı Kırşehir'de bu altından alanlara kötü haber: Kuyumcular uyardı

1. Kırşehir, Türkiye'nin İlk Resmi "Müzik Şehri" Olarak Tanındı

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO, 2019 yılında Kırşehir’i **“Yaratıcı Şehirler Ağı”**na dahil ederek Türkiye’nin ilk resmî müzik şehri ilan etti. Bu unvan yalnızca halk müziğinin güçlü temsilcileriyle değil, Kırşehir’in sahip olduğu müzik geleneği, saz ustaları ve âşık kültürüyle kazanıldı. Neşet Ertaş gibi ustaların doğduğu bu topraklar, Türk müziğinin kalbinin attığı yer olarak dünyaya tanıtıldı. Yani Kırşehir, artık yalnızca türkülerin değil, uluslararası kültür politikalarının da merkezlerinden biri kabul ediliyor.

2. Ahi Evran’ın Bilgelik Modeli, Modern Kooperatifçiliğin Temellerini Oluşturdu

Kırşehir denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Ahi Evran, sadece esnaf teşkilatının değil, modern anlamda girişimcilik ve kooperatifçiliğin de mimarlarından biri sayılıyor. Ahi Evran’ın geliştirdiği dayanışma modeli, günümüzdeki sürdürülebilir ekonomi sistemlerine şaşırtıcı derecede benzerlik gösteriyor. Ahilik, yalnızca ahlaki değil; aynı zamanda ekonomik bir reform olarak da kabul ediliyor. Bugün dünya genelinde örnek alınan bu yaklaşımın doğduğu yer Kırşehir'dir; ancak bu bilgi çoğu zaman yalnızca yüzeyde kalır.

3. Kırşehir’de Yer Altında Devasa Bir Termal Su Ağı Bulunuyor

Termal kaynaklar dendiğinde akla genellikle Afyon, Yalova ya da Denizli gelir; ancak Kırşehir’in özellikle Terme bölgesinde yer alan sıcak su rezervleri, Türkiye’nin en geniş yer altı termal su ağlarından birini oluşturuyor. Yapılan jeotermal araştırmalara göre bu kaynakların bazıları, 1.000 metrenin altında, mineralli ve tedavi edici özellikte. İlginç olan şu ki bu termal ağ, bölgedeki doğal ısınma sistemlerinin temelini de oluşturuyor ve jeotermal enerjiyle ısıtılan ilk okullardan bazıları da Kırşehir’de inşa edilmiş durumda. Bu, şehrin enerjideki potansiyelini gözler önüne seriyor.

Derinlemesine Bilinen Bir Şehir Olmaya Aday

Kırşehir, çoğu zaman “iç Anadolu’da küçük bir il” olarak anılsa da, barındırdığı kültürel ve doğal miras, onu Türkiye’nin entelektüel ve manevi başkentlerinden biri yapıyor. UNESCO tarafından tanınan müzik kültürü, ekonomik sisteme yön vermiş Ahilik anlayışı ve saklı kalmış termal zenginlikleriyle şehir, hak ettiği ilgiyi yeni yeni görmeye başlıyor. Bu üç bilgiyle birlikte Kırşehir’e yalnızca tarihi bir gözle değil, geleceği olan bir merkez olarak bakmak da mümkün hâle geliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ