KIRŞEHİR GELENEK VE GÖRENEKLERİNDE AHİLİĞİN İZLERİ -2

KIRŞEHİR GELENEK VE GÖRENEKLERİNDE AHİLİĞİN İZLERİ -2

Anadolu ve daha sonra Osmanlı coğrafyası içinde kurulan yeni ve güçlü Ahilik sistemi sayesinde esnaf ve zanaatkârlar arasında haksız reka­bet önlenmiş, Türklerin birlik, beraberlik ve dayanışma içinde sanat ve ticaret hayatında yer almaları sağlanmıştır. Bir insan ömrü kadar kısa sürede olumlu neticeler alınmış, siyasî başarılar ekonomik zaferlerle taçlandırılmıştır.

Ahilik kurumu tarafından tesis edilip geliştirilen, bu sistem içinde yer alan ahi birlikleri Selçuklu devletinin güç kaybettiği dönemde, batıya ilerleyişlerine devam ederek Osmanlı beyliğinden Osmanlı devleti olmaya geçiş sürecine de katkıda bulunmuştur. Kuruluş aşamasından Yükselme Devri’nin sonuna kadar kılıçlarıyla devleti koruyup kollayan savaşçı ahi birlikleri, barış dönemlerinde de üretimleriyle devleti ekonomik açıdan ayakta tutan en önemli güç konumundaydılar.

Osmanlı devletinin imparatorluğa dönüşmesiyle, devlet içinde birçok Türk ve Müslüman olmayan unsurları da barındırmaya başlamıştı. Bu süreçte sosyal yapıda meydana gelen gelişmelere paralel olarak, siyasî ve ekonomik şartlar da değişmiştir. Devlet İslamî yapıda olmakla birlikte, Türklük ikinci planda kal­mış, buna paralel olarak tümü Müslüman Türklerden oluşan ahilerin de önce askerî ve siyasi etkinlikleri azalmış, bunun sonucu olarak ahi birliklerinde bir çözülme başlamıştır. XVII. yüzyıla gelindiğinde gedik ve lonca sistemleri getiri­lerek, tüm güçleri ortadan kaldırılmıştır.

Türk teşkilatçılığının bir şaheseri olan, iktisadî ve siyasî hayatımızda bu der­ce etkin olan başka bir kurum yoktur. Bugün birçok bilim adamı ahiliğin tarihi sürecini tamamlamış sosyo-ekonomik bir kurum olduğunu öne sürüyorsa da bu görüşe tam olarak katılmıyoruz. Burada gözden kaçırılan bir gerçek vardır.

Şöyle ki: Ahilik XXI. yüzyıla geldiğimiz bu dönemde ekonomik, askerî ve siyasî alan­larda hayatımızdan çekilmiş olabilir. Ancak Ahilik birçok yönüyle hâlâ sosyal hayatımızda yaşamaya devam etmektedir. Bunlar arasında Anadolu’nun birçok kentinde yaşayan yeni işyeri açılış törenleri, sabahları duayla çarşı açılışları, bazı kentlerde kadınlar pazarı bulunması, akşamları yâren sohbetleri, cuma sohbet­leri, helva sohbetleri, ev oturmaları; kardeşlik ve ahretlik geleneği; helebiş, ferfene eğlenceleri; köylerde köy odası toplantıları, dayanışma ve yardımlaşmanın en güzel örneği imeceler sayılabilir.

Ahiliğin bütün bu saydıklarımızın dışında, önemle üzerinde durmak gereği­ni duyduğumuz bir özelliği daha vardır ki o, bu özelliğiyle kültürel mânâda yaşadığının delili sayılabilir. Bu da ahiliğin ahlâk ve görgü kurallardır.

Ahi birlikleri Türk- İslâm ahlâkını temel alan kurumlar olarak, mensupları­na ilmî ve dinî bilgilerin yanı sıra çalışma şevki, cesaret ve sorumluluk duyguları da kazandırmıştır. Ahilikte iyi bir iş ahlâkına sahip olmanın, dayanışma ve yar­dımlaşmanın yüceltildiğini görmekteyiz. Ahi birlikleri otokontrol sistemiyle piyasayı denetim altında bulundurmuş, haksız rekabete izin vermeyen, belirli bir kalite standardım sürdüren, gelişmeye açık, müşteri memnuniyetini esas alan dürüst bir esnaf ve sanatkârlık anlayışını yerleştirmiştir. Çıraklığa ilk adımını attığı andan itibaren bütün üyelerini kendi koyduğu kurallar çerçevesinde eğitip yetiştirmiştir.

Böyle bir eğitim sistemiyle yetiştirilen ahinin aldığı ahlâkî terbiyeyi sadece iş hayatmda değil, tüm yaşayışında uygulaması istenmiş, bu kuralları yaşayıp ya­şamadığı meslektaşları tarafından denetlenerek uymayı zorunlu kılan, uyulma­dığında ağır yaptırımları olan çok sıkı bir otokontrol sistemi de getirilmiştir. Bu sayede bir ahinin meslek ve ahlâk anlayışı tüm yaşantısını ve gününün 24 saatini kapsayacak duruma gelmiştir. Ahiler, hiç şüphesiz aynı anlayışı yetiştirdiği çırak ve kalfalarının yanı sıra ailelerine ve çocuklarına da aşılamışlardır.

Aile içinde başlayan çocuk eğitimi anne ve baba marifetiyle verilirken, dinî ve millî değerlerin yanı sıra ahiliğin koyduğu kurallar çerçevesinde bir ahlâkî eğitim, görgü ve nezaket kuralları kazandırılmış, iyi insan, iyi vatandaş yetişti­rilmesi esas alınmıştır.

(Devam edecek)