Ülkemiz genelinde olduğu gibi Kırşehir ve ilçelerinde koronavirüs sayısının artış eğiliminde olduğunu herkes biliyor, ama bildiğinden de geri adım atmıyor ne yazık ki!
Kırşehir’de bazı doktorlarımız, sağlık memurlarımız, hemşirelerimiz çevresini, yakınlarını, eş ve dostlarını uyarıyor ve “Bugün şu kadar pozitif vaka tespit edildi. Mecbur olmadıkça bir yere gitmeyin, kalabalık ortamlardan kaçının, koronavirüs sayısı arttı…” diyorlar.
Pazara gidiyorsun tıklım tıklım!
Seçme yasak deniyor, millet eğilmiş alacağı sebze ve meyveyi tek tek seçip gönül rahatlığı ile alabiliyor!
Markete gidiyorsunuz, pazardan hiç farkı yok. Oralar da yoğunluk var.
Düğün ve nişanlar bildiğiniz gibi!
Kırşehir Valiliği her ne kadar 6 saatten 3 saate indirse de vur patlasın, çal oynasın diyerek pistlerle, ulu orta alanlarda göbek atanlar var ki, bunları izleyenler de yerinde duramıyor, koşuyor piste ki kim tutar onları!
Geçenlerde bir düğüne gittim, yanımdaki arkadaşı zor tuttum, neredeyse kendini piste atacaktı!
Oysa birkaç ay önce tüm Dünya'yı ve Türkiye'yi etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Dolayısıyla vaka sayısı belli bir sayıya kadar inmişti.
Ne zaman yasaklardan sırayla vazgeçildi, denetimler gevşetildi, insanlar sanki bir şey yokmuş moduna girdi ve olan oldu. Vaka sayıları yeniden artmaya başladı. Kahvehanelerin dışında umuma açık yerlerin büyük kısmı açıldı.
Vur patlasın, çal oynasın!
Koronayı kim takar!..
Bugünlerde koronavirüs salgınında ikinci dalga endişesi yaşanırken, virüsle mücadele kapsamında alınan tedbirler ve yapılan uyarılar kâr etmiyor ne yazık ki!..
Tüm uyarılara ve her geçen gün artan vaka sayılarına rağmen düğünlere, cenazelere katılım yoğun. Bazen görüyorum katılanlara ne maske var, ne de sosyal mesafe!
Böyle olunca Türkiye olarak birinci dalgayı atlatamadık, ama ikinci dalganın daha büyük olacağı endişesi duyarlı insanlarda var ne yazık ki…
Kırşehir’de Valimiz Sayın İbrahim Akın, Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Ekicioğlu ve Sağlık Müdürümüz Dr. Ali Bulut başta olmak üzere bazı daire müdürleri ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri halkı koronavirüse karşı uyarıyor, denetim üstüne denetim yapıyor. Ama ne var ki “bana bir şey olmaz!” diyenler de caddede, sokakta cirit atmaya devam ediyor.
Bugünlerde vaka sayılarındaki artış gösteriyor ki bu sadece bir avuç duyarlı vatandaşın uyarılara riayet etmesi ile önüne geçilecek bir hastalık değil. Topyekün herkesin çabası ile önüne geçilecek bir salgın.
Bugün Kırşehir Devlet Hastanesi’nde kovid-19 virüsünden dolayı yatanların sayısının her geçen gün arttığını, olabilecek artışa karşılık Fizik Tedavi Merkezi’nin hazırlandığını öğreniyoruz.
Şunu herkes kabul etmeli ki bu virüsün şakası yok!
Kalabalık ortamlarda bulunan çoğu kişinin maskesiz dolaştığı, sosyal mesafe kuralını da hiçe saydığı gözleniyor.
Caddelerde yürüyen bazı kişiler, maskeyi koluna takarken, bazıları da maskesini çene altında tutuyor.
Sokakta herkesin dikkatsiz olduğu ortada. Herkes ağzı, burnu açık geziyor.
Sigara içiyorlar, sigarayı unutmuyorlar, dondurma yiyenler, hatta kuruyemiş yiyenler var ne yazık ki!...
Kafelerde, çay bahçelerinde karşı karşıya çaylar içiliyor, maskeyi unutuyorlar. Herkesin maskesini takması lazım. Maskesizler, maskelilere hastalık bulaştırıyor. O yüzden herkes önlemini almalı?
Herkesin tedbirli olması ki, vakaların artmasının önüne geçilmeli.
O zaman lütfen diyoruz biraz daha duyarlılık, biraz daha sabır…

***

Biraz da gülelim!

Yarısı eşektir

Milletvekillerinden biri, bir gün Meclis kürsüsünde kendisine laf atan vekillere dayanamaz ve:
-"Bu meclistekilerin yarısı eşektir!" der ve iner kürsüden.
Bunun üzerine Meclis karışır ve herkes kendisinden sözünü geri almasını ister.
Arkadaşlarının da ricası ile tekrar kürsüye çıkar ve zekasını gösteren ve vekilleri rahatlatan şu sözleri söyler:
-"Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir!" der ve iner kürsüden.

***

Sevdiğim bir söz

“Dünyada birçok yetenekli kişi, küçük bir cesaret sahibi olmadığı için kaybolurlar.” Sydney Smith