İçimiz acıyor, uykusuz geceler geçiriyoruz.
Nedeni malum.
Ülkemiz 10 gündür büyük orman yangınlarıyla adeta kan ağlıyor.
İnsanlar ağlıyor, ocaklar, hayvanlar yanıyor. 
Tüm ülke adeta teyakkuzda. Bütün illerin belediyeleri olduğu gibi Kırşehir Belediyesi de yangın yerinde müdahale çalışmaları yapıyor.
Yılların ormanları, ciğerlerimiz, çatır çatır yanıyor, bizler ne yazık ki sadece izlemekle yetiriyoruz. 
Sadece ormanlarımız mı yandı, binlerce konutlar, siteler, köyler yandı, kim bilir ne canlar, ne canlılar yok olup gitti. 
Ülke ve millet olarak kaybımız çok büyük. 
Ülkemizin orman söndürmede yetersiz kalması, pek çok ülkelerden uçak desteği ile yangın kısmen kontrol altına alındı deniliyor, hemen bir başka yerde yeniden yeni bir yangın haberleri alınıyor. 
Siyasiler orman yangınlarıyla birlikte birbirlerine yüklenmeye devam ede dursun bu duruma halkımızın daha çok tepki gösterdiği ortada. Çünkü orman alanları yanarken, insansan can ve mal derdinde iken siyasilerin politika peşinde olması hoş olmuyor.
Ülke ve millet olarak hepimiz çok ama, çok üzgünüz. Umarım en kısa sürede bu yangınlar söndürülür de ülkemizin ciğerleri bu büyük yangından kurtulur. 
***
Ülkemiz büyük sorunlarla boğuşurken, ne yazık ki fırsatçılar pandemiyi de gerekçe göstererek iğneden ipliğe tüm ürünlere büyük zam yapmaya devam ediyorlar.
Orman yangınlarını fırsata çeviren vicdansızlar eldivenden maskeye, yangın tüpünden yanık kremine birçok ürüne son bir haftada yüzde 630’lara varan oranlarda zam yapmışlar.
Hatta bunu öğrenen Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Yangın söndürme ekipmanlarında fahiş fiyat artışları yapıldığına ilişkin iddialar Bakanlığımızca incelemeye alınmıştır" dedi.
Maalesef son yıllarda ülkemizde ortaya çıkan fırsatçılar yangında da boy gösterdi. Pandemide maske fiyatlarını üçe katlayan fırsatçılar şimdi de yangındaki ihtiyaç listelerine göz dikti. Yangın söndürme topundan eldivene hatta yangın kremine kadar hemen hemen her ürünün fiyatı birkaç gün içinde yüzde 10'dan başlayıp yüzde 630'lara kadar varan oranlarda zamlandı.
Hiç düşünmüyorlar, “Bu kadar zam acaba olur mu, vicdansızlık olmaz mı” diye!
Ağustos ayı enflasyon rakamı açıklandı ve yüzde 18.95 olmuş!
Kim inandı ki?
Bu rakamları belirleyenler hiç mi piyasaya çıkıp şu fiyatlara bir bakmıyorlar?
Açıkladıkları rakamlarla, piyasadaki rakamlar örtüşüyor mu hiç?
Kırşehir’de bir marketteki bir ürünün fiyatına bakıyorsunuz örneğin fiyatı 20 lira ise, aynı marka ve aynı gramdaki ürün başka yerde 25 lira!
Bazı dost ve arkadaşlar markete gitmeden önce evinin ihtiyaçlarının bir listesini yapıyor, market market fiyat araştırması yapıyor ve en uygun fiyata nerde ise onu alıyor ve böylece haftada en az 100-150 lira cebinde kalıyor! 
Bu nasıl bir vicdansızlıktır böyle!
Üreticinin elinden adeta bedava denecek bir ücrete alınan bir ürün 5-6 kat fiyatına markette. Pazarda satılıyor, kimse bunun önüne geçemiyor.
Örneğin üreticiden 1-2 liraya alınan herhangi bir sebze 10, 5 liraya alınan bir kilo meyve pazara gelince 15 lira oluyorsa buna bir bakmak gerekmiyor mu?
Üretici değil, aradaki komisyoncular kazanıyor, vatandaş kazıklanıyor!
Yine bir markete gidiyorsunuz, ürünün altındaki fiyata bakıyor ve alıyorsunuz. Örneğin etiketinde 6 lira yazıyorsa, kasada 9 lira oluvermiş!
Fark ederseniz kasadaki görevli, “pardon görevli arkadaşlar etiketi değiştirmemiş!” diyor, yoksa anında 3 liralık, yani yüzde 50’lik zammı cebinizden şıp diye ödüyorsunuz!
Sonra bir ay önce aldığınız örneğin bir peynirin kilosu 50 lira ise, bir ay sonra bakıyorsunuz 60 lira oluvermiş!
Aradaki far yüzde 20!
Bu sadece peynirde!
Ya diğer ürünlerde?
Zamlar katlanmış, siz uyuyor, ayakta otel harası veriyorsunuz!
Marketler öyle, ya pazarlar?
Orada da hiç değişiklik yok!
Geçen yıl 5-6 liraya aldığınız bir şeftalinin fiyatının 15 lira, 7-8 lira olan kayısının fiyatının 20-25 lira, 10 lira olan çileğin 15, 10 lira olan incirin 25-30 lira olduğunu görünce alamıyor, sadece seyrediyorsunuz!
Şimdi bu fiyatlara bakarak enflasyonun yüzde 19 olduğuna nasım inanacaksınız?
Acaba yüzde 19 mu, yüzde yüz mü, yüzde 50-60-70 mi?
Peki marketleri, pazarı dolaştık, giden konfeksiyoncu, inşaatçıya geçen yıla göre fiyatlar yüzde 50 ile yüzde 100 oranında artmışken, enflasyon yüzde 19! 
Akaryakıta, elektriğe, doğalgaza, vergilere yapılan zamlara bakın ve sadece izleyin!
Güler misin, ağlar mısın?
Acaba gizli bir devalüasyon mu oldu da haberimiz yok diye kafa yoruyorsunuz!
Bu fiyatları bu kadar arttıran bir etken mi var, yoksa keyfe keder herkes kafasına göre sattığı ürünün fiyatını belirleyip vatandaşı soyup soğana çevirecek ve buna da devletimizi yönetenler sadece izlemekle yetinecek?
İğneden ipliğe her ürünün fiyatı geçen yıla göre yüzde en az yüzde 50’den fazla artarken, çalışanlar ile emeklilerin ücretlerine yüzde 8-9 oranında enflasyon zammı!
Verilen zamla bozdur bozdur harca ve geçin!
Her geçen yıl, her geçen yılı aratıyor!
İnsanlar her geçen gün fakirleşiyor!
Bir avuç azınlık tabaka servetlerine servet katıyor, köşe dönmeye devam ediyor! 
Bizler kaderine razı, kendisine uzanacak bir el bekliyoruz. 
İnsanların alım gücü iyiden iyiye düşmüş, geçim derdine düşmüş karamsar mı karamsarken biz moral vermeye devam edeceğiz. Ne de olsa öyle veya böyle hayat devam ediyor!
Enflasyon mu, hayat pahalılığı mı? 
O da neymiş öyle!

    * * *

Biraz da gülelim!

Hakim ve hırsız
Adam hırsızlıktan yakalanmış mahkemeye çıkartılmış. Hakim başlamış adama sorular sormaya. “Girdiğin dükkana daha önce de girilmiş, onu da sen mi yaptın?”
Adam umursamaz bir şekilde cevap vermiş:
“Belki evet, belki hayır”.
“Peki, yanında seninle yakalanan bu adamları nereden tanıyorsun?”
Adam:
“Oradan, buradan.”
Hakim iyice sinirlenmeye başlamış, “Peki mekanınız nerede? Nerede saklanıyorsunuz?”
Adam cevap vermiş:
“Şurada, burada.”
Hakim, artık dayanamamış, “Yeter seni dinlediğim, atın bunu içeri” diye bağırmış.
Adamı tam götürecekler, “Bir dakika hakim bey cezam ne? Ne zaman çıkarım?”
Hakim cevap vermiş: “bugün, yarın çıkarsın.”

    * * *

Sevdiğim bir söz

“Gerçekten büyük olmayan “büyük adamlar” çevrelerini küçük adamlarla doldururlar.” Steve Reich