1993-94 sezonu Kırşehirspor için son sezon oldu. O sezon Deplasmanlı Amatör Lig’te oynadı, oradan da küme düştü, Yapılamayan genel kurullar kulübün üzerindeki borç yükü derken kulübün tüzel varlığı da fesih oldu. Hikâye de böylece son buldu.

1969 yılında kurulmuştu Kırşehirspor’umuz. Şehrin gururu, olmazsa olmazı, toplumun her kesimi için büyük manalar içeren takımımız. Malya Devlet Üretme Çiftliği’nin takımı olan Malyaspor, Esnafspor ve Kılıçözü takımları bir araya gelerek kurmuş Kırşehirsporumuzu. Logosundaki üç yıldız da bu üç takımı temsil eder. Şehrin ileri gelenleri ön ayak olmuş. Rahmetli Hacı Mehmet Gülten, Yaşar Başar, Kemal Mutlu ve Metin Barlas. Hepsinin mekânları cennet olsun. Bir de Allah uzun ömürler versin Mustafa Altınordu.

Yetmişli yıllarda kamplaşan, sağcı-solcu diye ayrışan Kırşehir Gençliğini bir araya getirmiş. Sağcısı Solcusu takımının arkasında kenetlenmişti. Dışarıda birbirini kovalayan gençlik Ahi Stadyumunda bir olup takımını desteklemiş. Takım şehirde yaşayan herkes için farklı bir mana taşıyor, başarıları sevindirmiş başarısızlıkları tüm şehri üzmüş.

12 Eylül ihtilali sonrasında bir nebze olsun durulan kamplaşma ve ayrışma yine de etkilerini devam ettirmiş, şehri bir arada tutan herkesin etrafında kenetlendiği ortak değer Kırşehirspor olmuştur.

Şehrin kıymetlisini, şehri bir arada tutan mayayı her kesimin etrafında birleştiği değeri kaybettik. Oysa ne büyük anlamlar yüklemiştik üç yıldızlı ve kuruluş yılı 1969 yazan o logoya. Bir tarihi, bir değeri fesih ettik el birliği ile. Bizden önce Feridun’lara, Abdurrahman’lara, Muzaffer’lere, Feyzullahlara, bizlere nasip olan o gurur bizden sonra da başka memleket çocuklarına nasip olur diye ümit etmiştik. Ama şimdi o değer yok. Bu durum Kırşehirspor’u kuran ve kulüp üzerinde en çok emeği olan Mustafa Altınordu’yu da üzüyordur eminim. Bir de yukarıda ismini saydığım merhum başkanların kemikleri sızlıyordur.

2012-13 sezonunda MKE Ankaragücü SK yönetim kurulu üyesi ve futbol şubesi sorumlusu olarak görev yaptım. Kulüp çok zor şartlarda adeta yaşam savaşı veriyordu. “Ankaraspor’un adını Ankaragücü yapalım kulübün tüzel kişiliği değişsin, borçlardan kurtulalım ve rahat edelim!” önerisi geldi.

Yönetim kurulunda tartıştık. Hepimize de çok mantıklı geldi bu öneri. Yönetimin de bu öneriye sıcak baktığını öğrenen taraftar kulübü bastı ve tüm Ankara’ya bir ders verdi. Gurup içinden yaşlı bir taraftar çıktı ve bugün bile kulaklarımda olan şu cümleleri kurdu:

“Bu kulüp 1910 yılında kurulmuş ve Büyük Atatürk’ün renklerini verdiği bir kulüptür. Bu kulüp bırakın amatör kümeyi, mahalle ligine bile düşse ve maçlarını asfaltta oynasa kaldırımda taraftarı olur. 102 yıllık kulübü ve tüzel kişiliğini kimseye yok ettirmeyiz. Biz bu birleşmeye ve Ankaragücü SK’nın tüzel kişiliğinin sonlandırılmasına izin vermeyiz!”

Asıl olan var olmaktır. Sıkıntılar biter, yokluklar aşılır ama yok ettiğimiz bir daha geri gelmez. O günlerde tıpkı Ankaragücü gibi büyük sıkıntılar çeken Göztepe maalesef tüzel kişiliğini feshetti.

Bugünkü Göztepe Aliağa Petkim Spor’dur. Aliağa Petkim sporun adını değiştirip Göztepe yapılmıştır. Asırlık kulüp, Avrupa fatihi Göztepe tarih olmuştur. Tıpkı Kırşehirspor gibi. Ankaragücü her şeye rağmen ayakta kalmış ve bugün 111 yaşında olan kulübünü ayakta tutmuştur.

1969 yılında kurulmuş Kırşehirspor Kulübü Derneği’ni yeniden hayata geçirmek mümkün olur mu bilmiyorum ama böyle bir durum olabilirse bundan tüm Kırşehir’in çok mutlu olacağını biliyorum.

Bizim hikâyemiz bitti. Umarım bizden büyükler de yetmişli yılları yazar ve tarihe not düşerler. Kırşehirspor’a emeği geçmiş herkese rahmet, minnet ve şükranlarımı sunuyorum.