İNSANLARIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEKLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU HAKLARI;

Ferde ait bir menfaatin korunmasını hedefleyen ve ferdi yetki veren haklar; Allah'ın (cc) kullar üzerinde hakları olduğu gibi kulların da Allah (cc) üzerinde hakları vardır. İnsanların birbirleri üzerindeki ve birbirlerine karşı olan hakları da söz konusudur. Kuran-ı Kerim'de; kul haklarına yönelik ihlal ve tecavüzlerin iki açıdan ele alındığı görülür.

1-İnsanların sahip olduğu maddi ve manevi haklara tecavüz etmek zarar vermek.

2-Dini, ahlaki ve hukuki bir yükümlülük olarak İnsanlara, verilmesi gerekli şeyleri vermemek.

Bir kimsenin her ne şekilde olursa olsun kendisine ait olmayan bir şeyi haksız yoldan elde etmeye kalkışması kul hakkına tecavüzdür. Kuran-ı Kerim'de yasaklanan bu tür ihlallere örnek olarak şunları zikrede biliriz. hırsızlık, ölçüde ve tartıda hile, emanete hıyanet, kumar, tefecilik, gayrimeşru yollarla başkasının malını ele geçirmek, bir insanın canına kıymak, iftira, alay, arkadan çekiştirme, kötü lakap takma, suizan, kusur arama, gıybet gibi tutum ve davranışlarla başkalarının manevi şahsiyetlerine zarar vermek, inançları, dini tercih veya yaşayışları üzerinde baskı kurmak, onları yurtlarından yuvalarından uzaklaştırmak, zenginlerin mallarından yoksulların haklarını vermemek, kamu mallarını çalmak, yolsuzluk yapmak, yetkisiz ve kifayetsiz kişileri devletin kadrolarına yerleştirmek, kadınlara eziyet etmek, çocukların hakkını kumarda yemek, içki masalarında tüketmek, akrabalara komşulara fakirlere bakmamak. Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Bu hakları görüp gözetmemek, Kul hakkıdır ve bunlar İslam'a göre yasaklanmıştır.

Peygamberimiz, (sav) "Müslüman'ın Müslüman üzerinde altı hakkı vardır buyurmuştur. Bu hakları: "Hastalığında ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde bulunur, çağrıldığında davetine icabet eder, karşılaştığında ona selam verir, aksırdığında elhamdulillah derse yerhamüke Allah der, varlığında ve yokluğunda onun hakkında samimi davranır." şeklinde dillendirmiştir. Bir diğer hadiste "Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulmetmez. Zulme uğrayıp kendisinden yardım isteyeni o halde bırakmaz. Onu aşağılamaz, Müslüman'ın Müslüman'a kanı (canı), malı ve ırzı haramdır." Buyurmuştur. (Müslim Bir 33)

Cenabı Hak; İsra suresinin: 33-34 ve 35. ayetlerinde şöyle buyurmuştur: "Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın (cc) muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velisine hakkını alması için yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Zaten kendisine bu yetki verilmekle o alacağını almıştır. Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir. Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu hem daha iyidir, hem de neticesi bakımından daha güzeldir." buyurmuştur.

Kulun Allah'a (cc) karşı vazifeleri ise; Allah'a (cc) kulluk edip ona hiçbir şeyi ortak koşmamak, onu anmak ve onun emirlerine uyup, nehyettiklerinden kaçınmaktır. Kulun, Allah üzerindeki hakları ise; Rum suresinin 47. ayetinde belirtilmiştir. Bu ayette: "And olsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkı ile vermişizdir. Müminlere yardım etmekte bize düşer." Buyurarak, Allah (c.c.) inananlara yardım edeceği vaadinde bulunmuştur. Ne mutlu! Allah’ın (c.c.) yardım edeceğini vadettiği kişilere.