Makam şöhret zenginlik sahibi insanlar güzel yaşama ulaşınca, elde edince, benden sonrası tufandır anlayışı gelip kapılarına o turu veriyor. Kendilerinden daha alt yaşama sahip insanları görmekte zorlanır oluyor insanoğlu. Tabi bu yazdığım her insan için geçerlide değil. Fakat etrafımıza baktığımızda bu lüksiyata alışmış insanların olduğunu görmemek mümkün değil. 
Bütün görsel basın lüks yaşamın olmayan güzelliklerini ve de bizim Anadolu insanına ters olan yaşamı evimizin içerisinde bizlere sabahtan akşama sunuluyor, yetişen gençlerimiz bu yalan hayatı gerçek sana biliyor. 
Bizim sorunumuz devletin imkânı ile saltanat hayatı yaşayan, denetlenmeyen, aldığı maaşı beğenmeyen daha fazlası, daha fazlası (!) diyen insanoğlu ile ben şahsıma çok insan gördüm devlet kademesinde çalışırken, saltanatın zirvesini yaşarken sivil yaşama dönünce, devlette makam sahibi iken yaşamı ile gıpta ile bakılan zavallıların sivil yaşamda onursuzca toplumda saygı görmeden yaşamlarına…
Ülkemiz kırk yıldır terör denen ABD, AB ülkelerinin destekleri ile şerefsizce ordumuza sivil insanımıza topraklarımızda paçavra sallayan soysuzlarla savaşırken, onlarca vatan evladını toprağa verirken, Çin’den başlayan bütün dünyayı saran bir virüsle başımız belaya girdi. Bu virüs denen illet birçok vatan evladını bizlerden aldı, hastaneler hasta kabul etmeyerek bu bela hastalıkla mücadeleye yönlendirildi. Burada en ön saflarda mücadele edenler sağlık çalışanlarımız oldu. Onlara ne kadar teşekkür etsek az kalır. 
Onlar ailelerinden fedakârlıklar yaptılar, sefere giden asker gibi görevlerine koştular, bu uğurda onlarca şehit verdiler. Bu yapılan fedakârlıkları asla inkar edemeyiz. Diğer tarafta ülkem ekonomisi kapanan işyerleri, çalışamayan onlarca işsiz ile büyük kayıplar verdi vermeye devam ediyor. 
Serbest ticaret erbabı belirli ticaret dışında iş yapamaz, borçlarını ödeyemez duruma düştü, intiharlar her ne kadar toplumdan saklansa da görsel ve yazılı basında yer bulmasa da artık mızrak çuvala sığmaz oldu. Kapanan işyerleri icralık olan birçok esnaf sanayici bankalara borçları olan onlarca insanımız bir çıkmazın içerisinde. 
“Benim devletim bana sahip çıkacak” ümidi ile bekler oldular, devletin sağladığı parasal imkanın bir çoğu gene devlet ödemelerine borçlarına gitti elde kalan bir şey olmayınca emekli, esnaf, memur aldığı emekli maaşına kredi çekerek hayat mücadelesine bakmakla yükümlü olduğu çoluğuna, çocuğuna, ailesine yakınlarına kullanmak üzere bu zorlu günlerde hayatına zorda olsa katkı sunmaya çalıştılar. 
Anadolu örfü, adeti her ne kadar çoluk-çocuk kendi imkanları ile geçinmeye çalışsa da yardım duyguları her zaman ağır bastığından bulundukları kırsal alandan metropolde yaşayan yakınlarına ellerindeki imkanlar ölçüsünde erzak kolisi göndermeyi de ihmal etmezler. Ziyarete gidecek olurlarsa da kendi imkânlarının kat, kat fazlasını araçlarının otobüslerin bagajlarına doldurmaya ihmal etmezler. Bu yaşam tarzını kaybetmediğimizden olsa gerek her ne kadar ülkemiz sıkıntılıda olsa, insanımızın birçoğu çıkmaz içerisinde kıvransa da, dayanışma ile ayakta dura bilmekteler. 
İşte bu yaşanan insanlarımız arasındaki dayanışma devletimizden maaş alan dostlarımız içinde geçerli olmalı 2021 yılı bütçesi TBMM görüşüldü ve kabul görüp uygulanacağı günleri beklerken kısıtlı da olsa bütçeden pay alan kurumlar asla temsil ağırlama giderlerinden aldıkları maaşlardan fedakarlık yapmayacaklarını da bu bütçede gördük. 
Benim bu yazdıklarımda ana konu şudur ki, keşke kurum çalışanımız onların temsil makamları, seçilmişlerimiz bizler bu sene bizlere yapılacak maaş artışlarını ek ödemeleri istemiyoruz, devletimizin yanındayız diye bilselerdi. Tabi bir tabir vardır ya “güneş çarığı, çarık ayağı sıkar” diye. Konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayan zatıâlileri uygulamaya gelince tıssss olu verince, imam (affedersiniz) yellenince, cemaat koyuruverir durumdayız. Bu konu ülkemiz içinde yaşadığımız şehrimiz Kırşehirimiz için geçerlidir. 
Ben yazdım ve kim üzerine alınırsa alınsa hissesine düşeni almış sayarım. Fedakârlıkla başlayan her iş hayra, gelecekte yaşanacak güzelliklere gebedir. İnsanlarımızın nefsine köle olmaması Ülkem ve Kırşehir’in menfaati benim de menfaatim diyebilsek.