Koronavirüsü sonrasında kontrollü normalleşme ile birlikte çözüm bekleyen sorunlarda belirginleşmeye başladı. En temel sorun ülke ekonomisinin gidişatının hiç de iyi olmadığıdır. Zira paramızın yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi, gıda tüketimi maddelerinde ki kontrol edilemeyen fiyat artışları ve diğer tüketim mallarında yaşanan fiyat artışları yaşamı oldukça zorlaştırmaktadır.
Tüm bunlara bir de işsizlik artışını eklediğimiz zaman fakir fukara nasıl geçinecek, ne yiyip ne içecek diye düşünmeden edemiyor insan. Tabii bunlar fakir fukara, garip guraba edebiyatı yapmakla olmuyor. İş yapmak, yatırım yapmak, istihdam sağlamak, ekonomiye gelir elde etmekle mümkün olur. Ülkemizin ve insanımızın doğrudan yaşamını etkileyen sorunları çözüm beklerken, sosyal, siyasi ve ekonomik krizlerin çıkmasına, yeni yeni hadiselerin yaşanmasına tanıklık ediyoruz. Yıllarca ülkemiz maalesef günü birlik politikalarla oyalanıp duruyor.
Okumuş yazmış Üniversiteli gençlerimiz işsiz ve çaresizlik içinde ümitsizce ne yapacaklarını bilememektedirler. Sorunların çözüm yeri olan hükümet işsizlere iş bulmalı, çaresizlere çare olmalıdır. Ekonominin düzlüğe çıkması için çözümler bulmalı, insanlara iş kapısını aralayıp aş verebilmelidir.
Çözüm bekleyen sorunlar mı?
Dış politika,
Eğitim,
Adalet,
Tarım,
Terör,
Ekonomi,
Yatırımlar,
İşsizlik,
3600 ek gösterge,
EYT, daha fazla yazıp çizebiliriz. Hükümet, bu önemli sorunlara çözüm bulması gerekir. İç çekişmeler hiçbir sorunu çözmez, aksine sorunun üzerine sorunlar ilave eder. İnsanımızın karşılaştığı günübirlik her bir sorun kendi başına ayrı ayrı önem arz etmektedir.
Bunun etkilerini yurdumuzun dört bir köşesinde olduğu gibi yaşadığımız kentimiz Kırşehir’de de fazlasıyla görüyoruz. İnsanımızın alım gücü her geçen gün azalmakta ve her geçen gün biraz daha fakirleşmektedir. Bu durum da ülkemizde ekonominin iyi yönetilemediğini göstermektedir. Zira ekonomi iyi olmayınca işsizlik, yokluk, yoksulluk yaşanır ki, hal böyle olunca da ne kalkınmadan söz edilir, ne de köylüde ve kentli de huzur olur. Yani sözün özü huzurlu yaşam bu milletin hakkıdır. Er ya da geç sağlanması gerekir.