HUZUR VEREN İNSANLAR
İtişmeye,kakışmaya,bencilliğe, tamaha ne gerek var? Bizler atalarımızdan,anne-babalarımızdan böyle görmedik mi? Bu boğaz neyi yeyip de inkar etmedi? Karşılıklı sevgi,saygı,muhabbet, hoşgörü,aza kanaat,Allah'ın verdiklerine şükür ettikten sonra mutlu olmamak için neden mi var? Geldiğimiz yer belli. Yaşadığımız yer belli.
Bizler atalarımızdan,anne-babalarımızdan böyle görmedik mi?
Bu boğaz neyi yeyip de inkar etmedi?
Karşılıklı sevgi,saygı,muhabbet, hoşgörü,aza kanaat,Allah'ın verdiklerine şükür ettikten sonra mutlu olmamak için neden mi var?
Geldiğimiz yer belli. Yaşadığımız yer belli. Gelenek göreneklerimiz belli.
Yılan bile toprağı idare ile yalarmış, ya biterse diye…
Sabırlı olmak, getirilene şükretmek, birbirine sadakatli ve güvenli olmak. İşte budur yaşam ve geçim.
Allah kimsenin geçim ve düzenini bozmasın.
Neyse. Umarım insanlar dediklerimden bir şeyler anlamışlardır.
Bugün siz değerli okurlarıma huzur ve mutluluktan bahsedeceğim.
Daha baba diyemeden babam vefat etti.Ne yüzünü,ne boyunu, ne de şeklini bilirim.
Kırşehir’de 67 yıl önce, 2 yaşında iken erkek çocuklar bile entari giyerdik.
Aldı birisi yanına beni ve kardeşimi. Bizimle çocuk, bizimle yoksul, bizimle dert ortağı oldu. Kocaman, bayır turpu gibi kırmızı ve kaba soğan insanların yanında korudu.
Yemedi yedirdi. Giymedi giydirdi. Gezmedi gezdirmeye çalıştı. O bir cahil insan gibi idi, ama ufku çok geniş, yüreği temiz, insanlık abidesi birisi idi.
Köydeki ilkokulların ders yılı dönemi bittiğinde boş gezip sokaktaki insanlara ve çocuklara zarar vermesin diye başka köylere kuzu güden verirdi. Amacı baştan savma değil, bizim hayatla mücadele ederek kişilik kazanmamızı sağlamaktı.
Ufacıktım. İlkokulu yeni bitirdim. Babam dediğim insan uzak bir köye kuzu güden verdi. Adam 120 okka civarında, balaban yapılı, ensesi pek kalın, gözleri çakır, bakışları ile insanları korkuturdu. Heybetinden korkan insanlar çocuklarını o insana kuzu güden vermiyorlardı.
Bende korktum. Ancak hiç de öyle değildi. Akşamları çocuk korkmasın diye yoluma çıkar, beni eve gönderir, eşine daha önceden tembih ederek karnımın doyurulmasını söylerdi. Çocukları bir kardeş gibi, bir ağabey gibi davranırlar incinir diyerek iyilik yapmak için yarış ederlerdi.
Kuzusunu güttüğüm insan o heybetli cüssesi ile zamanımı tamamladığımda beni pazar yerine götürür en güzel elbiseler alırdı. Bir de cebime gönlünden kopan harçlık koyardı. Üstelik "Hakkını helal et oğlum" der evine dönerdi. Çocukları yeniden gelmem için can atarlardı. Hepsi sevgi dolu idi.
Köyden Mucur’a okumaya geldim.
Ev yok. Yiyecek yok. Isınma ve barınma yok. Hatta kitap ve kırtasiye alacak imkânımız da yoktu.
Ali dayı diye bildiğimiz, kendisi ve çocuklarının geçimini zorluklar içerisinde temin eden merhamet ve sevgi yüklü insanın evine sığındım. Ali dayı, eşi ve çocukları beni çok sevdiler. Okumam için ne gerekiyorsa yaptılar. Allah onlardan razı olsun. Şimdi onlar tahtalıköyde kalıplarını dinlendiriyorlar. Mekânları Cennet, kabirleri nurla dolsun. Beni hayata hazırlamaya çalıştılar. Her türlü kötülükten uzak tuttular. Önce aile terbiyesi verdiler.
Yaz tatillerini boş geçirmezdim. Çünkü yiyecek, giyecek, okul masrafları gerekli idi. İlçemizde fabrika ve büyük iş yerleri olmadığı için, sadece lokanta ve kahvehanelerde, fırınlarda çalışırdık.
Lokantasında çalıştığım güzel İnsan Mustafa Badem, bana ayrı bir ilgi gösterirdi. Diğer çalışanlardan ayrı tutar, ücretimi fazlası ile öderdi. Yemek saatlerinde çalışanlarına yardımcı olur, onların düzenli yemek yemelerini ve verimli olmalarını sağlardı.
Çalıştığımız zamanlarda bir de fazla çalıştınız diyerek prim verirdi.
Kışın okula gittiğim zaman harçlıksız kalır diye çalışmadığım halde zaman zaman küçük harçlıklar verirdi. Allah onlardan razı olsun.
Okul ve mahalle arkadaşlarım vardı. Öyle güzel, öyle tatlı insanlardı ki onların insanlığına doymak ne mümkün?
Elbisem yoktu. Arkadaşlarım kendi aralarında okul harçlıklarını biriktirerek Terzi Mehmet Dikici'ye çok güzel bir elbise yaptırdılar.
Hemen birlikte okuduğumuz öğrenci kız arkadaşlarım, bir gömlek, bir kravat, o zamanlar kasket giyilirdi. Bir kız arkadaşım da kasket aldı.
İşte aradan 53 yıl geçti onları unutmak ne mümkün?
Derin duygulara sahip insanların acıları büyük olur. Şimdi o arkadaşlarım belki ahirete irtihal ettiler, belki de çok uzak yerdeler. Ama hiç bir zaman gönlümde ki sevgileri eksik olmadı.
Şimdi; hayat acımasız ve insanlar acınası. Sevilebilecekte pek bir şey yok açıkçası.
İnsanlar şimdi insanın içinde insana hasret yaşıyorlar. O arkadaşlarımın, o çalıştığım insanların hiç bir zaman iyiliklerini unutmadım.
Biz sevdik, ama sevdiklerimizi bırakmadık.
Sevgi pahalı şeyleri sevmez, sıcak bir kahve, yoğun bir İLGİ yeterlidir.
İçimizde çoğu zaman acı kaldı. İçinde acıyan bir yer hep vardır. Ama kimseye "Bak işte burası" diyemezsin.
Dediler ki Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki gönle giren gözden ırak olsa ne olur. Ben gönlümdeki o insanları, bana ekmek verenleri, ekmek sahibi yapanları, aralarında harçlıklarını toplayıp elbise alan kız ve erkek arkadaşlarımı hiç unutmadım. Kravat alan, kasket alan, gömlek alan arkadaşlarımı hiç unutmadım.
Hep ileride eğrisi doğrusuna denk gelir diye düşündüm. Onlara iyiliğin karşılığını bir selamla da olsa vereyim dedim.
Ey can dostlarım Arkadaşlarım... Beni seven insanlar... Bana olan hakkınızı helal edin. Bu sadece alınan malzemeniz için değil, sevginizi de helal edin.
"ÇOCUKLARINIZ HİÇ BÜYÜMEZLER, SAÇLARI KIRLAŞSA BİLE."
"ÇOCUKLARIN, NASİHATTAN ÇOK İYİ ÖRNEĞE İHTİYAÇLARI VARDIR."
İşte benim yaşamımdan çok kısa örnekler.
Sevin, sevilin, gül verin birbirinize, gülüverin biraz. Makam sahibi, yer sahibi olabilirsiniz böbürlenmeyin, kibirlenmeyin, büyüklenmeyin "Ne oldum delisi" olmayın, İYİLİK YAPIN... İYİLİK...Sizi benim gibi anacaklar çıkacaktır.
Size güller yakışır, gül yüzlü insanlar.
Ne yaparsanız yapın, nasıl yaşarsanız yaşayın, ama gülebilmek için birini ağlatmayın ve çıkarlarınız için hiç kimseyi satmayın.
Yaşadıklarınıza kahredip üzülmeyin. Sadece onlardan ders çıkarın O zaman umutlarınızın yeşerdiğini göreceksiniz.
Güzel kalpli insanlar.
KALBİ GÜZEL OLANIN GÖZÜNDEN YAŞ HİÇ EKSİK OLMAZMIŞ.
Gözlerinizden sevgi yaşları, sevinç gözyaşları dökülsün.
En kalbi saygılarımla efendim.