Hayatın bunca zorluklarla dolu olması insanlarda ne huzur, ne de güven bırakmadı. İnsanlar zorluklarla mücadele ederken hayatları kararan insan sayısı gün geçtikçe çoğalmakta.

Hayatın bunca zorluklarla dolu olması insanlarda ne huzur, ne de güven bırakmadı.
İnsanlar zorluklarla mücadele ederken hayatları kararan insan sayısı gün geçtikçe çoğalmakta.
Nasıl bu duruma gelindi neden mutlu huzurlu yaşamak varken hayatın zorlukları insanları insani duygulardan kopartarak YALAN, RİYA, HAİNLİK içimizi sarmış durumda. Sanki yaşamın gerçekleri sahtekârlık ve saydığım nitelikler insanın yaşamında olmazsa olmaz olmuş doğruyu söyleyen, dile getiren GÖRDÜM, DUYDUM, KONUŞURUM ilkesini kendine şiar edinenler toplumda yer bulmada güçlük çekmeye, hatta bulamamaya başlamışsa ve bu gerçekler bugün Kırşehir’imizde, ülkemizde yaşanan bir gerçek olmuşsa bizler halimize yatalım ağlayalım dönelim ağlayalım.
Bizler neden bu hale geldik neden bunca olumsuzluklara bulaştık, bulaştırıldık. Aldığımız eğitim toplum psikolojisi bizlere neden engel olamadı. Bozulan ahlâk nasıl düzelecek yetişen nesil büyük küçük tanımaz oldu, saygı sevgi bilinmez oldu. Hayatı tozpembe gören, çalışmaktan hoşlanmayan, eğitimsiz, bilgisiz yetişen nesil ile nasıl ülke olarak var olacağız?
Diğer dünya ülkelerine karşı muhtaç olmadan nasıl hayatta kalacağız?
Geçenlerde internetten Tayvan’da eğitim sistemi ile alakalı bir haber okudum. Sabahın yedisinde başlayan eğitim gecenin on birine kadar devam ederken öğrencilere günlük yaşamlarında karşılaşacakları bilgi, yetenek, eğitimi verilirken yeteneksiz olanlar rahatlıkla ayırt edilebiliyor. Öğretmene saygı sonsuz bilmeden, öğrenmeden sınıf atlamak geçmek çok zor ilgisini çeken kim varsa araştırsın okusun. Bizdeki uygulanan sistemle mukayese edilsin öğrenciler okul temizliğine kadar her bir işi kendileri yaparken gocunmadan kibire kapılmadan kendi hizmetlerini yaparak mutlu oluyorlar. Çocuklara çağımızın gerekli olan bilgiler verilirken onları hayata hazırlamakta kurdukları sistemle zorlanmadan öğretmenleri eğitim verebiliyorlar.
Ya bizdeki durum?
Sahte diplomalarla makam, mevki işgal edenler mi, hak etmeden sınıf geçenler mi başarılı öğrenciler yetiştirecek? Adına özel okul dediğimiz yerlerde başarısızlıkların örtüldüğü yazılı kâğıtlarının öğretmenlerle doldurulduğu, denetime giden müfettişlerin kağıt üzerinde yaptıkları incelemede başarısızlıkları on yıldızlı başarılı bir eğitimin verildiğini gösterir belgeler doldurulduğunu ve ne okuduğunu duymuyor muyuz?
Böyle olunca bilmeden yeteneksiz bilgisiz bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz ne yazık ki...
Devletin düzenlemiş olduğu TEOK, KPS, ALES, ÜNİVERSİTE YERLEŞTİRME vs. sınavlarda kocaman sıfır çeken çocuklarımızı paralı eğitimler verdirmek için ya yurtdışı yahut yurt içinde gezmediğimiz kapı kalmıyor çocuklarımızın hiç değilse bir diploması olsun diyerek okutmuyor muyuz?
Mezun olunca da siyasilerin peşine düşüp, yalvarıyoruz “Ne olur benim çocuğuma bir iş” demiyor muyuz?
Yetenekli, bilgili insanlar devlette veya sivil yatırımcının yanında iş bulurken --tabi istisnalar hariç-- diğerleri yıllarca iş bulmakta zorluklar çeken bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki...
Sistemin getirdiği boş meslek sahibi olmamış onlarca başı boş, uyuşturucu müptelası bir gençlik çıkıyor karşımıza...
Şimdi demek istediğimizi tekrarlayarak anlamak isteyenlere duymak, konuşmak isteyenlere seslenelim. Lütfen şu eğitim sistemimizi bir gözden geçiriniz. Çocuklarımızı yeteneksiz, bilgisiz, iş bilmez olmaktan kurtaralım. Eğitim sistemimizi artık yaz-boz tahtasına çevirmeyelim. Çocuklarımızı yeteneklerine göre yönlendirelim. Çocuklarımıza hayata elde edecekleri bilgi yeteneklerinin okullarda öğretelim okulun bir bilim yuvası olduğunu öğretelim.
Okullarda ahlaklı, dürüst, samimiyet ehli, vatan sevgisi ile dolu, bilimin hem kendine, hem vatanına lazım olduğunu bilen nesiller yetişmesi adına düzenlemeler yapalım.
“İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir. Sen kendini bilmez isen ya nice okumaktır” diyen Yunus’un izinden gitmek bütün okuyan çocuklarımızın ilkesi olmalıdır.
Uygulamada olan eğitim sistemi ile hiç bir yere ulaşılmayacağını görmezlikten gelmenin ülkeme ne kadar zarar verdiğini lütfen görelim artık...