Herkesin mutlu olduğu bir tutku



Futbol yağmur, çamur, kar, soğuk, sıcak demeden günümüzde sadece Kırşehir ve Türkiye'de değil dünya insanlarının peşin koştuğu bazen üzüntü, bazen sevinç yaşadıkları herkesin mutlu olduğu bir tutkudur.
Taraftarın mensubu olduğu takım yener ve şampiyon olursa o insan için hayat durur, ne pahalılık, ne işsizlik, ne hastalıklar, ne borçlar aklına gelir, hepsini unutur günlerce takımının galibiyetinin, şampiyonluğunun sevincini, mutluluğunu yaşar. Hiç bir oyun hiç bir tutku insanların sıkıntılarını unutturarak bu kadar mutlu kılmaz.
Yapılan parklar, bahçeler, yeşil alanlar, piknik alanları ve buna benzer hizmetler futbolda olduğu gibi on binlerce insanı soğuk, sıcak demeden iki saatliğine de olsa bir araya getirerek, coşkulu, heyecanlı, sevinçli, üzüntülü anların hepsini aynı anda yaşatamaz. Bir başkadır futbolun birleştirici özelliği, bir başkadır futbol sevdası ve tutkusu.
Kırşehir'de futbol takımının olmadığı yıllarda yanı başımızda liglerde takımı olan illere imrenerek bakar ve Kırşehir' i yönetenlere, siyasilere, belediye başkanlarına, görevde olan valilerimize Kırşehir'de futbol liglerinde oynayan bir futbol takımının olmaması eksiklik diyerek çağrıda bulunurduk. Biz çağrıda bulunurduk fakat Kırşehir' de bazı çok bilmişler futbola karşı olduklarını, futbola harcanan paralarla Kırşehir'e park, yeşil alan, piknik alanları ve vatandaşın ihtiyacı olan diğer hizmetlerin yapılması gerektiğini söyleyerek bizlere tepki gösterirler ve eleştirirlerdi.
Futbol takımı kurmak, futbolcu transfer etmek, teknik ekip getirmek, bunların ücretleri, primleri, barınmaları, beslenmeleri zor, maliyetli ve büyük uğraş isteyen iştir. Birilerinin kaçınmaları normaldir ama önümüzde Allah rahmet eylesin merhum İlhan Cavcav'ın geliri, taraftarı olmayan, buna rağmen borcu olmayan, hesabını, kitabını, haddini bilerek oluşturduğu Gençlerbirliği takımı var ve bu takım yıllarca süper lige oynamış bu sene birinci lige düşmüş şu anda da lider olarak süper lige yükselmeye çok yaklaşmıştır.
Bütün mesele har vurup, harman savurmadan, kurumsal bir kimlikle, akılla, vicdanla yönetmektir futbol takımını.
Her neyse sonunda önceki Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci büyük bir kararlılıkla ve cesaretle Kırşehirspor'a sahip çıkıp, adını Kırşehir Belediyespor olarak değiştirdikten, kulüp başkanlığına Belediye Başkan Yardımcısı Veli Şahin' i getirdikten sonra geçtiğimiz yıl Bölgesel Amatör Ligde şampiyon olarak Üçüncü Lige, bu yıl da Üçüncü Ligde şampiyon olarak İkinci Lige yükselme başarısını göstermiştir.
Demek ki isteyince, karar verince oluyor. Parklar, bahçeler, yollar, köprüler nasıl vatandaş için yapılan hizmetse futbolda vatandaş için yapılan hizmettir. Hem de öylesine bir hizmet ki kısa bir süreliğine de olsa kazandığınız, şampiyon olduğunuz zaman insanların dertlerini, kederlerini, borçlarını, hayat pahalılığını, işsizliği unuttuğu başka bir hizmet yoktur.
İşte futbol böylesine bir tutku olduğundan Kırşehir caddeleri günler öncesinden yeşil- beyazlı bayraklarla donatıldı, pazar günü Ahi Stadyumunda kazanılan Bergama maçıyla şampiyonluğun garantilenmesinden sonra taraftarlar sevinçten oynadı, bazıları ağladı, kısa süreliğine de olsa herkes tüm dertlerini unuttu.
Hangi ırktan, hangi cinsten, hangi renkten, hangi siyasi görüşten olursa olsun, ister zengin olsun, ister fakir insanları tek bir hedefte ve sevgide birleştiren tek unsurdur futbol.
Kısaca diğer hizmetler nasıl ki insan için yapılıyorsa futbol takımı kurarak, profesyonel liglerde oynamak, binlerce insanı pazar günü stadyuma bir araya getirmekte hizmettir.
Ne mutlu ki Kırşehir'de geçte olsa liglerde oynayan bir takım kuruldu, bu takım iki sene üst üste şampiyon olarak ikinci profesyonel lige yükseldi ve çevre illerin gıptayla baktıkları il haline geldi.
Demek ki isteyince, karar verince, futbolunda diğer hizmetler gibi insan odaklı hizmet olduğunun bilincinde olunca futbol takımı kuruluyor, liglerde oynaması sağlanıyor, başarılar elde ediliyor, şampiyonluklar kazanılıyor.
Kırşehir'e böylesine bir takım kazandıran üst üste iki yıl şampiyon yapan önceki Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'ye, Kulüp Başkanı Veli Şahin'e ve son beş hafta da Belediye Başkanı olarak takıma desteğini kesmeyen yeni Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'na, geçen sezon kazanılan şampiyonlukta emeği olan önceki Valimiz Necati Şentürk'e ve bu seneki şampiyonlukta emeği olan Valimiz İbrahim Akın'a, siyasilerimize, milletvekillerimize, teknik heyetimize, futbolcu kardeşlerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve yazımı pazar günü Bergama maçında, şampiyonluğun kesinleşmesinden sonra eşiyle konuşmasına şahit olduğum bir taraftarın konuşmasını aktararak bitiriyorum.
Tribünde maç seyreden taraftarı eşi aradı tabi eşinin ne dediğini duymak mümkün değil, taraftarın konuşmasından eşinin akşama misafirleri olduğunu, istediklerini alıp, almadığını, pazara gidip gitmediği sorduğunu anladım.
Bizim fanatik taraftar eşine aynen şu cevabı verdi:
"Hanım kurban olduğum misafirin gelme sırası mı, pazara gitme zamanı mı? Şampiyon olduk şampiyon. Bırak misafiri başka zaman gelsin, pazara da yarın giderim."
İşte futbol böylesine insanlara her derdi. Her işi unutturan, askıya aldıran, erteleten ve herkesin mutlu olduğu bir tutku.