Kırşehir’e yapılması gereken planlar, projelerle kafamızı doldurup bunların çözümleri konusunda siyasetin yardımını dilenir olduk. Etrafımızdaki illerin kalkınmada işsizlik çözümlerindeki başarıları bizlerde neden olmasın arayışı sanki ilimizin kader çizgisi olmuş durumda.
İlimizde takip ettiğimiz yerelde görsel yazılı basın da oluşan haberlere baktığımızda rutin, ilimize yapılması gereken haberlerin dışında olağan bir haberle karşılaşmıyoruz. Bence çok üzücü olan bu yaşam şeklini değiştirecek bir haberle karşılaşmamak bizim il olarak eksiklerimizden dersem yanılmam.
Kırşehirimiz dürüst olmasının cezasını siyasetin çıkarlarına kaybetmiştir. Kendi içimizden çıkan çocuklarımızın bu kaderi değiştirmek adına yapmış olduğu girişimlerde çok ortaklı olması, denetimsiz olması sebebi ile yok olmuş ilimiz yine ekonomik darbe almıştır.
Kalkınmada siyasi ağırlığımızın olmaması ilimizin teşvikte bizden kat kat zengin iller arasında kalmamız ne uzamak, ne de kısalmak lafına mazhar olmuşuz. Ne yapacağız nasıl bir siyasi tablo ortaya koymalıyız ki yeter artık Kırşehirimiz kalkınsın demeliyiz. 
Bütün bu olumsuzlukları Petlas başta olmak üzere Çemaş, Şeker Fabrikamız gibi özel kuruluşlar biraz olsun bizi su üzerinde tutuyorlar. İyi ki varlar. Onlar da olmasa inanın köyden farksız olacağız,  boğulup yok olacağız.
İşte siyaset bu noktada devreye girmeli siyasi şovmenlik yapmaya değil, elini taşın altına koyan seçmen, siyaset, sivil inisiyatifler devreye girmeli. Bu ilin bağımsız AR-GE kurumu olmalı üniversitemizle beraber çalışmalı, kin nefret, senin adamın benim adamım olmadan, liyakat esaslı, insan odaklı çalışmalara imzalar atılmalı her kesin siyaseti cebinde kalacak şekilde Kırşehirimizin insanlarımızın çocuklarımızın geleceği üzerine odaklanılmalı.
İlimizin tarımda, hayvancılıkta, turizmde, sanayide neler yapılması gerektiği konuşulup planları yapılmalı. Bu yapılan çalışmalar insana, insanlara bırakılmamalı. Biri gider, biri gelir. Gelenin de, gidenin de hedefi elindeki bulunan mastır planı olmalı. “Ben yoksam hiçbir işlem yapılamaz, yapılmamalı” şeklindeki düşüncelere fırsat tanınmayacak çalışmalara imzalar atılmalı.
Bir örnek vermek istiyorum, Kırşehir Belediyesi bir siyasi parti temsilcisi başkan ve yönetimi ile idare edilirken, bir başka siyasi parti temsilcisi başkanın ve idaresine geçti ve bu geçişten rahatsız olan başka bir parti Kırşehir Milletvekilimiz, “Artık bizim Kırşehir Belediyemiz olmaya bilir. Bizim Kamanımız, Mucurumuz, Çiçekdağımız, Akçakent Belediye başkanlarımız var. Biz bu saatten sonra bu belediyelerle çalışacağız!” demesi kadar ayıpla iştigal eden bir söz söylemesi siyasetin ne kadar ketum olduğunu, bu ile yakışmadığını söylesek yanılmayız sanırım.
Bu şehir merkez nüfusu yüz kırk yedi bin, il geneli iki yüz kırk bin. Düğünde, cenazede şehir adına yapılan etkinliklerde bir araya gelinip hatır soranlar nasıl bu ayrıştırmayı yaparak, hem kendine, hem de doğup büyüdüğü şehre atasının bu şehirde meftun olduğu belki nasip olursa kendisinin de bizlerinde bu topraklara gömülmenin iftiharımız olacağı şehrimize, fırsatlar elimizde iken en güzelini yapma gayretinde olmalıyız? 
Bu şehre ben de dahil herkes hizmet etmeye mecburdur. Bu şehre aşık olanlar bu şehre vebal borcu olanlar artık gecenin matemini aşklarının üzerine örtmemeli. KIRŞEHİR kalkınmalı, sanayide, tarımda, turizmde, hayvancılıkta kalkınmalı.
Lütfen tarım, hayvancılık, organize sanayi bölgesi oluşumu mevcut organize sanayimizin genişlemesi için il bağlantı yolları, demiryolu, hava alanı yolu vs vs vs artık yapılmalı ve bitirilmeli. Turizmde şehrin tarihi dokularına önem verilmeli artık. Başka KIRŞEHİR yok. Biz varız, bizler olmamamız için hiçbir neden de yok. 
Kırşehir için çalışmayan, elini taşın altına koymayan bir süre sonra silinip, kaybolup gidecektir. O halde bugün Kırşehir halkının verdiği görev ve yetki ile iş başında bulunanların partizanlık yapmaya, ayrımcılık yapmaya hakkı yoktur. Olursa bunun faturasını bütün Kırşehirliler gibi onların da ödeyeceği asla unutulmamalıdır.