Sayın muhterem hoca efendi (bu ifade daha önce onun eteğini öpenler tarafından telaffuz edilen saygı ifadesi, şimdi de küfrediyorlar. Daha öncede Atatürk´e küfür ediyorlardı) hoca efendinin kazan kaldırmasından sonra Atatürk'e sakız gibi yapıştık.

Sayın muhterem hoca efendi (bu ifade daha önce onun eteğini öpenler tarafından telaffuz edilen saygı ifadesi, şimdi de küfrediyorlar. Daha öncede Atatürk´e küfür ediyorlardı) hoca efendinin kazan kaldırmasından sonra Atatürk'e sakız gibi yapıştık. Yapışık olanlardan zaten bir sıkıntı yok, fakat sonradan koşup arkadan yetişenler şoför mahallini kapmaya çalışıyorlar. Son On Kasımdan sonra düşünmeye başladım, acaba diyorum senede birkaç sefer On Kasım anması mı yapsak? Mesela senenin altı ayını silsek, her altı ayda bir anma töreni yapsak kim ne der? Hem yaşımızda uzamış olur.
Atatürk kimseye zorla dinini değiştir, inancını değiştir, benim gibi ol dememiştir. Sadece doğru nasıl olur, onu öğretmeye çalıştı. Esaret hayatı yaşamayın, kimsenin kölesi olmayın ve Allah’la aranıza arabulucu sokmayın demiştir. Hanımın karnı kabarınca soluğu Amerika’da alın dememiştir.
Prostat kontrolü için egzoza yabancı parmağı aramamıştır. İhtiyaç duyanları Türk doktoru da parmaklar, hem de daha iyi parmak atar. Atatürk’ün büstlerine saldırılırken, heykelleri kırılırken gıkı çıkmayanlar son zamanlarda Atatürk’ten daha ilerici oluverdiler?
Halkın her On Kasım’da Anıtkabir’e koşması ve bunun her sene artış göstermesi, halkın bir yardım arayışını ve şikâyet merci aramasını işaret eder. Geçim endeksinin her sene yükselmesi, bütün devletin vergi gücünün orta sınıfa ciro edilmesi, dar gelirli ailelerin yaşamını her gün daha da ağırlaştırıyor. İstihdam yaratacak bir yatırım yapılmayışı ve sadece ithalatla genel ihtiyaçların karşılanması yoluna gidilmesi, halkı Anıtkabir merdivenlerine düşürüyor.
Atatürk’e bu kadar yaklaşılması pek hayra alamet değil gibi geliyor bana.
Uzun zamandır konuşulan ve yerli araba imalatı için bir türlü babayiğit bulamayan Sayın Reisicumhurun çağrısına lütfen icabet eden birkaç para babası kerhen de olsa “biz talibiz” diye, meydana atıldılar. Atıldılar da bu işi bilenler teşebbüse biraz şüpheli yaklaşmaya başladılar.
Bu babayiğitler kolay para kazanmaya alışan ve huzurlarının kaçırılmasını istemeyen, yatlarda ve katlarda boğazı seyreden, Türkiye’de lisansla başka markaların temsilciliğini yapan kimseler. Allah onları başımızdan eksik etmesin. Ara sıra anamıza da el atanlarda var ya olsun. Kocası olmayan analarımızda fazla problem olmasa da, kocalı analarımıza yaklaşırken biraz dikkatli olunsun, kıçta kan alma meselesi çıkar ortaya.
Yerli ve milli bir arabaya ihtiyacı var Türkiye’nin ve hatta devrim arabasının başarısızlığından sonra pes etmemek lazımdı ki, sonradan öğreniyoruz başarısızlığın arkasında başka Ali-Cengiz oyunları olmuş.
Asrımızda teknoloji o kadar gelişti ki, akşamdan sabaha her gün yeni sürprizlerle karşılaşıyoruz. Bizim babayiğitlerin sanki ipe un serer gibi üç beş sene zamanı uzatması bazı şüpheleri akla getirmiyor değil.
Teknolojik gelişmelerde yıllar ay, aylarda gün ve hatta günler saat olarak hesaplanır derecesine geldi. Her sıkıntıya girildiğinde Atatürk’e sarılmak soruna çözüm getirmez.