Şehrim, memleketim doğduğum, doyduğum yer Kırşehir...
Bir gün senin bağrına saplanan olumsuzluk hançerini, çıkaran olacak mı?
Sen siyasetin sana bulaştırdığı pisliklerden arınamazken, sen ıstıraplar içinde boğuşurken, senin bağrında çıkan insanların birçoğu sadece kendi menfaati için uğraşıverir oldular.
Şehrimin insanlarının menfaati yerine kendi menfaatleri daha ağır bastı. Kime güvensek ardından binlerce olumsuzluk duyar olduk, “yazık ediyorlar sana” dediğimizde, “Sus sana ne? Kim ne yaparsa yapsın!” diyenlerin oluyor.
Bizler seni ve çözülmesini istediğimiz dertlerini kime, kimlere anlatıp, çözüm isteyeceğiz? Kimler senin bu dertlerin sorunların için uğraşacak? Elini, yüreğini taşın altına koyup çözüm arayacak?
Vallahi şaşırdık gitti!
Zaten kime söylesek bizlere o kadar güzel hikâyeler anlattılar, anlatıyorlar ki sanki sıcak somun ekmeğe bal sür ye!
Bıktık artık senin dertlerini, beklentilerini anlatmaktan. Sanki bu şehir onların daha iyi şatlarda yaşamaları için atlanması gereken bir merdiven!
Seni yalnızlaştıran, sana sahip çıkması gerekenler sahip çıkmasalar da seni sevenlerin olduğunu unutsalar da bir gün mutlaka hatırlayacaklar. İşte o zaman onların halini göreceğiz, sen hiç tasalanma!
Bu karanlık günlerin üzerine elbette güneş doğacak. Elbette seni seven iyi insanın senin her derdine derman olacak. Bak o zaman beklentin olan, tren yolun, çevre yolun unutuldu gitti!
Yatırımda teşvik kapsamının genişlemesi, imar alanlarının çok katlı değil bahçeli evlerle donanması, marketlerin il içerisinden il dışına çıkması için m2 alanlarının yüksek tutulması, yaşam alanlarının park-bahçe çocuk oyun alanlarının çoğalması, kapasitesi yüksek hastane yapımı, askeri acemi birliği kurulması, tarımda, hayvancılıkta kendi ürettiğini pazarlayan fabrikaların olması, Tabiat Parkımızın insanımızın kullanımına açılması, doğa güzelliğinin güzel olan bölgelerimizin turizme kazandırılması, köylerimizin konaklanabilir turizm ivme kazandırılması, jeotermal tanıtımlarının yapılıp yerel ürünlerin pazarlanması, Ahilik anlayışının çağımıza uyarlanması için üniversite deyişim eğitim projelerinin yapılması, Cacabey astronomi ilminin tanıtımı için şu an cami olarak kullanılan yerin restorasyonu bitirilip halkın ziyaretine açılması için çaba sarf edilmesi...
Yaz ha, yaz duyan, gören olur mu bilmem fakat ilimizin beklentileri ve gerçekleşmesi için çaba sarf edilmesi gerekiyor. Sorumlu ve sorumluluk alan insanların artık bu şehir adına yapılması gerekenleri yapmaları gerekiyor.
Yıllardır yazıyor ve istiyoruz. Ozanlar, evliyalar tarihe ışık tutmuş insanlar şehri diyoruz, fakat yapılması gerekenleri hem de zorunlu yapılması gerekenlerin yapılması için bırakın çaba sarf etmeyi nedense beceremiyor, üzerini kapatarak sanki bu şehri ve insanını cezalandırmak için tavırlar koyuyoruz.
Kimsenin yaptığı iyilik te, kötülük te yanına kalmaz. Elbet bir gün karşısına ayna olarak çıkar. Biz diyoruz ki bu şehir kalkınsın, işsizlik olmasın insanı mutlu geleceği güzel olsun. Şehrimizde yıllardır gözüken fakat yalan tavırlar ile gizlenmeye çalışılan sen-ben çekişmesi bitsin, her işimiz şehrimiz insanımız adına olsun, makamlar mevkiler hizmet adına işgal edilirken şahsi çıkarına ters düşen makam sahipleri bu şehri cezalandırmaya kalkmasın, kendi kafasına göre yapılacak hizmetleri geriye atmasın.
Okumuş çocuklarımız şehrine insanına hizmet etsin, yalancılar, iftiracılar insanlarımız tarafından teşhir edilsin. Şahsi çıkarları olanlar attıkları taklaları şahsi çıkar için değil, memleket ve insanı için atıp, çaba sarf etsinler diyor, istiyor ve bekliyoruz. Ama ne yazık ki yıllardır bu konuda bir arpa boyu yol alamadığımızı üzüntü ile görüyor ve yaşıyoruz.
İşte yukarıda saydıklarımız ve yazmadıklarımız bu şehrin gerçekleri. Neden sorunların çözümü için bir araya gelemiyoruz, neden hizmetleri sıralayıp bir bir gerçekleştirelim diyemiyoruz? Yapımı devam eden ve yarım kalan projelerin bitirilmesi için girişimlerde bulunup başaramıyoruz?
Bütün bu yazdıklarımız çok güç olan istekler olmadığını biliyorum. Fakat bulanık havada avlanan insanların yaptıklarını görmede zorlandığımız için çözüm bulmada da zorlanıyoruz.
Yeter artık, bırakın sizler bu şehrin kaderi ile oynamayı, oyalamayı… Ulaşabileceğiniz en iyi makamları bu şehir adına aldınız. Bu memleketin insanları sizlerden hizmet bekliyor, sorununun çözümünü istiyor. Siz neredesiniz, ne yapıyorsunuz?
Yeter artık çıkın alanlara verdiğiniz vaatlerin, yaptığınız çalışmaların hesabını verin bu insanlara!
Kim bu memlekete hizmet etmiyor, ya da edemiyorsa bunun hesabını bu milletten elbette alacaktır. Çünkü Kırşehir tarihi bunun örnekleri ile doludur.
Yeter artık bu memlekete hizmet edemiyorsanız bu şehrin sırtından inin.
Son olarak bugün Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıldönümü. Tarihinde şanlı zaferler bulunan aziz milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyor, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarına ve aziz şehitlerimize şükranlarımızı sunuyorum.